Oscar ödüllü aktör, yönetmen ve çevre savunucusu Robert Redford, Utah’taki Sundance’teki evinde hayata veda etti. Hollywood’un en parlak yıldızlarından biri olmasına rağmen bağımsız sinemanın ve çevre mücadelesinin en güçlü figürlerinden biri olarak hatırlanacak.
Hollywood’un Dönüşen Yıldızı
1936’da Santa Monica’da doğan Robert Redford, genç yaşta spora ve sanata duyduğu ilgiyle şekillenen bir hayatın ardından oyunculuk yoluna girdi. Broadway’deki çıkışını Neil Simon’un Barefoot in the Park oyunuyla yaptı ve kısa sürede Hollywood’un aranan isimlerinden biri oldu.
1969’da Paul Newman ile rol aldığı Butch Cassidy and the Sundance Kid Redford’u uluslararası şöhrete taşıdı. Ardından Jeremiah Johnson, The Way We Were, The Great Gatsby ve All the President’s Men gibi yapımlarla 1970’lere damgasını vurdu. Yakışıklı, karizmatik ve romantik başrol figürü olarak hafızalara kazınsa da Redford bu etiketle sınırlanmayı reddetti; hem politik hem de deneysel filmlerde yer alarak farklı türlerde kendini yeniden tanımladı.
1980’de yönettiği Ordinary People ile En İyi Yönetmen Oscar’ını kazanarak Hollywood’da yalnızca bir yıldız oyuncu değil, güçlü bir sinemacı olarak da yerini sağlamlaştırdı. A River Runs Through It, Quiz Show ve The Horse Whisperer gibi yönetmenlik denemeleri, anlatı gücü ve görselliğiyle sinema tarihinde özel bir yer edindi.
Sundance: Bağımsız Sinemanın Kalbi
Redford’un Hollywood’a en büyük katkılarından biri 1981’de kurduğu Sundance Enstitüsü oldu. Enstitü, genç ve risk almaya hazır yönetmenlere alan açarken, kısa sürede dünyanın en saygın bağımsız film buluşmalarından biri haline gelen Sundance Film Festivali’ne de ev sahipliği yaptı. Steven Soderbergh, Quentin Tarantino ve Ryan Coogler gibi pek çok yönetmen, sinema yolculuklarının ilk adımlarını burada attı. Redford için Sundance, yalnızca bir festival değil; sinemanın merkezden uzak, daha özgür ve cesur olabileceğinin kanıtıydı.
1961’de Utah’a taşınan Redford, doğayla kurduğu bağ sayesinde çevre mücadelesinde de ön saflarda yer aldı. Amerikan Batısı’nın doğal dokusunu korumak için yıllar boyunca kampanyalar yürüttü, iklim krizine dair sesini yükseltmekten geri durmadı. 2020’de CNN için kaleme aldığı yazıda, Batı yakasını saran yangınlara rağmen politikacıların iklim krizini göz ardı etmesini sert sözlerle eleştirdi.
Kişisel Hayatı ve Son Yılları
Redford, 1958’de evlendiği Lola Van Wagenen ile dört çocuk sahibi oldu; ancak çiftin ilk oğlu Scott bebekken yaşamını yitirdi. Oğlu David Redford ise 2020’de kanser nedeniyle hayatını kaybetti. 1985’te boşanan Redford, 2009’da sanatçı Sibylle Szaggars ile evlendi.
İleri yaşlarında da sinemaya tutkuyla bağlı kalan Redford, Jane Fonda ile 2017’de Our Souls at Night filminde yeniden kamera karşısına geçti. Bir yıl sonra The Old Man & the Gun ile sinema kariyerine nokta koyacağını açıklasa da “emeklilik” kelimesini asla kabullenmedi:
“Emeklilik bir şeyi bırakmak demek. Hayat varken neden olabildiğince yaşamayasınız?”