
1. Girl With Balloon
anksy’nin Girl with Balloon çalışması, sadeliği ve güçlü duygusal etkisiyle günümüzün en tanınmış görsellerinden biri hâline geldi. İlk olarak 2002’de Shoreditch’te bir dükkânın duvarına çizilen ve aynı yıl Londra Southbank’te Her zaman umut vardır notuyla tekrar ortaya çıkan eserde, siyah-beyaz bir çocuk kırmızı kalp şeklindeki bir balona uzanıyor. Çocuğun hareketi, balonu yakalamaya mı çalıştığı yoksa kaybettiğini izlediği mi belirsiz bırakılarak izleyicide hem umut hem kayıp duygusu uyandırıyor; balon, çocukluk, masumiyet ve hayallerin simgesi olarak öne çıkıyor. Halk ve koleksiyoncular tarafından büyük ilgi gören bu ikonik imge, Banksy’nin sosyal yorumlarını da taşıyor: Batı Şeria’daki duvar üzerine, Suriye mülteci krizine dikkat çekmek için ve İngiltere Genel Seçimleri sırasında farklı versiyonları oluşturuldu.

2. Love is in the Bin
2018’de, Banksy’nin ikonik Balonlu Kız eserlerinden biri Sotheby’s müzayedesinde satıldıktan hemen sonra kendi kendini parçalayarak sanat dünyasında eşi benzeri görülmemiş bir olaya imza attı. Çekiç vurulur vurulmaz çerçevenin içindeki gizli mekanizma devreye girerek tabloyu kısmen parçaladı. Eseri alan kişi, parçalanmış hâline rağmen satın alma işlemini tamamladı ve Banksy’nin temsilcileri, eseri “Love Is in the Bin” (Aşk Çöp Kutusunda) olarak adlandırdı. Sotheby’s, bunun “müzayede sırasında canlı olarak yaratılmış ilk sanat eseri” olduğunu duyururken, Banksy daha sonra parçalanmanın önceden planlandığını ve mekanizmanın esere gizlice yerleştirildiğini bir video ile doğruladı. Bu olay, Banksy’nin çarpıcı mizahını, toplumsal eleştirisini ve sanat dünyasındaki sıra dışı yaratıcı yaklaşımını bir araya getiren, unutulmaz bir an olarak kayıtlara geçti.

3. Pulp Fiction
Banksy, Quentin Tarantino’nun 1994 tarihli kült filmi Pulp Fiction’daki John Travolta ve Samuel L. Jackson sahnesini yeniden yorumlayarak ikiliyi silah yerine muz tutarken tasvir etti. Londra’daki Old Street metro istasyonu yakınlarında 2002–2007 yılları arasında görülen duvar resmi, Transport for London tarafından boyandıktan sonra Banksy, esprili bir şekilde aynı duvarı tekrar çizdi; bu kez karakterler silahlı ve muz kostümüyleydi. Mizahi yaklaşımıyla şiddet ve silah kullanımına dair güçlü bir mesaj veren bu ikonik duvar resmi, koleksiyoncular arasında da büyük ilgi görüyor; Kasım 2020’de bir baskısı 160.000 dolardan fazla bir fiyata satıldı.

4. Di-Faced Tenner
Sahte Onluk (Di-Faced Tenner), adını “defaced” (tahrif edilmiş) kelimesiyle yapılan kelime oyunundan alıyor. Banksy’nin 2004 yılında gerçekleştirdiği bir kamu sanatı eyleminin parçası olan bu iş, sahte 10 sterlinlik banknotlardan oluşuyordu. Notting Hill Karnavalı ve Reading Festivali’nde dağıtılan banknotlardan bazıları, festival katılımcıları tarafından gerçek para zannedilerek kullanıldı. Banksy’nin tasarladığı bu sahte paralarda Kraliçe II. Elizabeth’in yerine Prenses Diana’nın portresi yer alıyor, üzerinde ise “Taşıyana talep üzerine en yüksek bedeli ödeyeceğim” ifadesi bulunuyordu. Bu cümle, büyük olasılıkla Diana’nın medyanın baskısı altında yaşamını yitirmesine gönderme niteliğindeydi. Günümüzde, dolaşımda kalan az sayıdaki örnek koleksiyonlarda binlerce dolara alıcı buluyor.

5. Laugh Now
Laugh Now, Banksy’nin en bilinen işlerinden biri olarak hem mizahi hem de karanlık bir ton taşır. İlk kez 2002’de Brighton’daki Ocean Rooms gece kulübü için yapılan eser, üzerinde “Şimdi gül, ama bir gün biz yöneteceğiz” yazılı tabelalar taşıyan maymun figürlerinden oluşuyordu. İnsanlığın hayvanlara yönelik baskısını, eğlence ya da deney amacıyla sömürüsünü hicveden bu iş, aynı zamanda Banksy’nin sıkça kullandığı hayvan karakterleri aracılığıyla toplumsal eleştirisini görünür kılar. Tekrarlanan maymun figürleri, izleyiciye neredeyse bir ordunun sessizce hazırlanışını hatırlatır; tabelalardaki tehditkâr ifade ise yaklaşan bir isyanın habercisi gibidir. Hem Darwin’in evrim teorisine mizahi bir dokunuş hem de sokak sanatının geleceğine dair karanlık bir yorum olan Laugh Now, Banksy’nin sanatındaki keskin ironi ve politik göndermelerin güçlü bir örneği sayılır.

6. Love Is In The Air / Flower Thrower
Love Is In The Air, Banksy’nin politik duruşunu en güçlü şekilde yansıtan eserlerinden biridir. Bandanasıyla yüzünü gizleyen ve militan tavrıyla gerilmiş genç bir adam, elinde bomba ya da molotof yerine çiçeklerden oluşan bir buket fırlatmaya hazırlanır. 2003’te, Batı Şeria Duvarı’nın inşasının hemen ardından Kudüs’te büyük bir duvar resmi olarak uygulanan eser, savaşın anlamsızlığına ve eşitsiz güç ilişkilerinin yarattığı absürtlüğe dikkat çeker. Vietnam Savaşı protestolarını hatırlatan ikonik pozuyla figür, şiddetin değil barışın ve sevginin sembolünü sahaya taşır. Hem görsel üslubu hem de sivri toplumsal eleştirisiyle Banksy’nin imzasını taşıyan bu çalışma, sanatçının mizah, ironi ve politik direnişi tek karede birleştirdiği en çarpıcı örneklerden biri kabul edilir.

7. Queen Victoria
Queen Victoria, Banksy’nin monarşi ve iktidar eleştirisinin en provokatif örneklerinden biri. Eserde, Britanya’nın 19. yüzyıldaki hükümranı Victoria, beklenmedik şekilde başka bir kadının yüzüne otururken tasvir edilir. Kendi döneminde “kadınlar eşcinsel olamaz” diyerek homofobik yasaları destekleyen kraliçeye doğrudan bir gönderme niteliği taşıyan bu sahne, Banksy’nin siyah-beyaz şablon tekniğiyle kırmızı bir fon üzerinde işlenmiştir. Kraliçe, taç ve asasıyla tanınan ihtişamlı görünümünü korurken, deri çizmeler, jartiyer ve kısa eteğiyle grotesk bir biçimde yeniden yorumlanır. Banksy’nin monarşi, güç ve iktidar figürlerine yönelttiği eleştirilerin devamı niteliğindeki bu çalışma, sanatçının Churchill’i yeşil mohawk saçlı ya da Kraliçe Elizabeth’i şempanze olarak resmettiği diğer hicivli eserleriyle aynı çizgide durur.

8. Devolved Parliament
Banksy’nin sokak dışındaki en dikkat çekici işlerinden biri, Devolved Parliament, Avam Kamarası’nda politikacıların yerine şempanzelerin geçtiği devasa bir sahneyle Britanya siyasetini hicvediyor. İlk kez 2009’da Banksy vs Bristol sergisinde görücüye çıkan eser, özellikle Brexit sürecindeki kaotik ortamla ilişkilendirilerek güncelliğini korudu. 2019’da yeniden Bristol Müzesi’nde sergilenen ve ardından açık artırmada 9,9 milyon sterline satılarak rekor kıran tablo, sanatçının ünlü Laugh Now işine de göndermede bulunuyor. Bir zamanlar “Bir gün biz yöneteceğiz” yazılı önlüklerle resmedilen şempanzeler, bu kez doğrudan iktidarın merkezine yerleştirilmiş. Banksy’nin hem alaycı hem de kehanet niteliği taşıyan bu eseri, çağdaş siyasetin giderek artan kargaşasına dair güçlü bir görsel metafor sunuyor.

Kissing Coppers (2004), Banksy’nin hem kışkırtıcı hem de toplumsal eleştiriyle yüklü işlerinin en bilinen örneklerinden biridir. Brighton’daki Prince Albert pub’ının duvarında ortaya çıkan eser, iki erkek polisin öpüşmesini betimleyerek hem Britanya’daki muhafazakâr düzeni hem de polis teşkilatının ikiyüzlülüğünü hedef alır. Yerel bağlamda LGBTQ+ topluluğu için bir dayanışma sembolüne dönüşen bu ikonografik imge, Banksy’nin sanatında sıkça gördüğümüz agresif ama aynı zamanda empatik tonun çarpıcı bir yansımasıdır.
10. Basquiat Homages
2017’de Barbican Centre’de düzenlenen Jean-Michel Basquiat sergisi öncesinde Londra’da ortaya çıkan iki yeni Banksy duvar resmi, sanatçının Basquiat’ya yaptığı doğrudan göndermelerle büyük ses getirdi. Basquiat Welcomed by the Metropolitan Police adlı ilk duvar resmi, ünlü ressamı köpeğiyle birlikte polisler tarafından üst aramasına maruz bırakılmış hâlde tasvir ederken, sanatçının 1982 tarihli Boy and Dog in a Johnnypump eserinden esinleniyordu. İkinci duvar resmi ise Basquiat’nın ikonik taç motifinden yapılmış bir dönme dolap sahnesini betimleyerek, hem sergiyi yücelten hem de onun ticarileştirilmesine alaycı bir bakış sunuyordu