Bayburt doğumlu sanatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın yıllardır hayalini kurup gerçeğe dönüştürdüğü Baksı Müzesi, yeni sergisine kapılarını açtı. Seçkin Pirim’in kariyerindeki dönüm noktalarını ve en güncel eserlerini harmanlayan Zamanlı Zamansız sergisi, 3 Kasım’a kadar müzede izleyiciyi sanata ve doğaya davet ediyor. Farklı teknik ve boyutlarda yirmiden fazla heykelden oluşan bu özel koleksiyon, Baksı’nın eşsiz doğasıyla buluşarak zaman ve mekân arasında duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Seçkin Pirim’in Yapıtları
Ankara doğumlu sanatçı Seçkin Pirim’in yapıtları, pleksi, kâğıt, mermer ve alüminyum gibi malzemelerle oluşturduğu katmanlı yüzeylerde, “birden bütüne” giden hareket anlayışının izlerini taşıyor. Tekrarlayan formları aracılığıyla izleyicisini içsel bir yolculuğa, benlikle yeniden buluşmaya ve arınmaya davet eden Pirim’in eserleri, biçimsel titizliğiyle zaman ve mekân içinde metafizik bir akışa bırakılmış duygusal bir mühendislik önerisi sunuyor. Baksı’nın astronomik ve evrensel coğrafyasıyla buluşan eserler, varoluşsal hafifliği ve yoğun içsel devinimi bir arada barındırarak dikkat çekiyor.
Bayburt iline 45 km. mesafedeki Bayraktar Köyü’nde 2010 yılı temmuz ayında açılan Baksı Müzesi’nin hem iç hem dış alanlarında sergilenen Zamanlı Zamansız‘da, sanatçının atölye sürecini belgeleyen model ve etütlere de yer veriliyor. İstanbul ve Londra’da yaşayan Pirim’in eserleri, Borusan Sanat, Pera Müzesi, Museum Haus Konstruktiv ve Saatchi Gallery gibi önemli kurumlarda da sergilenmiş; sanatçı, yerel ve uluslararası birçok kişisel ve karma sergiye katıldı.
Seçkin Pirim: Baksı Müzesi Çok Ütopik
Sanatçı, sergisiyle ilgili, “Baksı Müzesi çok ütopik ve aynı zamanda hem ulusal hem de uluslararası anlamda çok özel bir konumda. Bu yüzden burada sergimi açıyor olmam, uzun zamandır hayalini kurduğumuz ve nihayet gerçekleştirdiğimiz bir mutluluk,” dedi.
Baksı Müzesi’nin kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan ise Seçkin Pirim’in sergisi hakkında şunları söyledi:
“Baksı, yalnızca bir müze değil; uzakta olanı yakına getirme çabasıdır. Seçkin Pirim’in katman katman ilerleyen işleri, burada kurmaya çalıştığımız çoğul ve derinlikli düşünceyi yansıtıyor. Her form, her yüzey başka bir zamanı, başka bir duyguyu çağırıyor. Bu sergiyle sanatın insanı dönüştüren gücünü yeniden hissediyoruz. Baksı’da heykel sergisi geleneği uzun zamandır sürüyor ve Seçkin’in işleri de bu geleneği sürdüren, hem iç hem dış mekânla güçlü temas kuran bir örnek olarak öne çıkıyor.”
3 Kasım tarihine kadar devam edecek sergi için Evrim Altuğ’un Seçkin Pirim ile gerçekleştirdiği söyleşi ve sergiye ilişkin kişisel görüşlerinin yer aldığı bir katalog da hazırlandı.
“Gençler Hangi Vadide Yol Alıyor?”
Baksı Müzesi’nin ev sahipliğinde doğayla iç içe kurgulanan “Akarsu Üstünde Konuşmalar” söyleşi dizisi, bu yıl ‘Gençler Hangi Vadide Yol Alıyor?’ başlığıyla sanat, mimarlık, medya ve düşünce dünyasından isimleri buluşturdu.
Buluşma sanat, mimarlık, medya ve düşünce dünyasından isimleri bir araya getirerek gençliğin günümüzde sanat alanındaki yönelimlerini, kültürel ve sosyal alandaki değişimleri ve sanat alanında yaratıcılıkla ilgili değişen ve dönüşen alanları tartışmaya açtı.
Akarsu Üstünde Konuşmalar projesinin tasarımcısı olan Hüsamettin Koçan projeyle ilgili olarak şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yıl, Baksı Müzesi koleksiyonlarından oluşan Gel Zaman Git Zaman sergisiyle birlikte, mevcut sanat anlayışını tartışmaya açmak istedik. Çünkü sanat bir hiyerarşi olarak algılanıyordu. Ve kriterleri sanat pazarı ve medya tarafından tayin ediliyordu. Böyle bir eşitsizlik, sanat ortamında tayin edici bir güce sahipti. Bu hala da öyle devam ediyor. Bir sergi ya da bir gösteri söz konusu olduğunda, sanat dışı aktörler o etkinliği güncelleştirmek için birincil rol üstleniyor. Böylece sanatın rolü ikincil bir noktaya itiliyor. 1960’larda başlayan merkezin dışına gitmek, doğayla bütünleşmek ve doğanın bir parçası olarak sanatçıya bir özgürlük alanı tanıma girişimleri, land art ve doğa art gibi doğayla bütünleşen, doğanın bir parçası haline gelen girişimler, sanat dünyasını bir oranda pazarın dışına çekip, öteki yanıyla da yeni söylem alanlarıyla yeni imkanlar yaratıyordu.
“Tüm çalışmalarımda bu sorunun yanıtını üreterek aramak istedim. O nedenle de Sanat Tır, Sanat Çadır, Nehri Sanatla Yıkamak, Genç Sanat gibi projeleri hayata geçirdim. Akarsu Üstünde Konuşmalar bir bakıma değerli bilim insanı Fuat Keyman’ın tanımıyla ‘Antroposen dünyada insan merkezli olmak’ düşüncesiyle buluşan, ben merkezli değil insan odaklı bir düşüncenin doğaya, doğal deneyimlere, birikimlere, sıradanlık yerine anlam yükleyen, doğa dostu yeni bir yaklaşım önerisidir. Bu nedenle ilgilendiğim çok sayıda projenin yan yana gelmesiyle nehre uzanan bu proje, benim sanat dünyamın avangard ucunu oluşturuyor. Bu bağlamda bu projeyi, düşünsel, deneysel ve kurgusal yansımalarımın bir sonucu olarak şekillendirdim.”
Moderatörlüğünü Jülide Ateş’in üstlendiği konuşmalar, iki ayrı oturumda yapıldı: Birinci oturumda Candan Yıldız, Ayşe Hazar Köksal Bingöl, Prof. Dr. Gülveli Kaya ve Kerem Piker yer alırken İkinci Oturumda Seçkin Pirim, Bahadır Özgür, Mensur Akgün ve Seray Şahinler Demir konuk oldu.