Trump sanat politikaları, ABD’deki kültürel kurumlar üzerinde tartışmalara yol açarken, sanat camiasından büyük bir tepki yükseldi. 400’den fazla sanatçı, Ulusal Sanat Vakfı’na (National Endowment for the Arts, NEA) gönderdiği açık mektupta, Trump’ın çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (diversity, equity, inclusion – DEI) veya “toplumsal cinsiyet ideolojisi”ni destekleyen projelere fon sağlanmasını yasaklayan düzenlemelerini geri çekmesini talep etti.
Sanat Topluluğundan Büyük Tepki
New York Times tarafından ilk olarak duyurulan mektupta, NEA’nın, Trump’ın yürülüğe koyduğu yeni düzenlemelere uymak zorunda olduğu belirtilirken, bu durumun sanatçılar, akademisyenler ve bağımsız sanat kurumları üzerinde yıkıcı etkiler yaratabileceği vurgulanıyor. Mektupta:
“Sanat topluluğu olarak NEA’ya desteğimizi sürdürüyoruz, ancak bu düzenlemeler, Vakfın ‘sanatların herkesin yararına olmasını sağlamak’ amacına ihanet etmektedir” denildi.
Annie Dorsen tarafından organize edilen kampanyaya Pulitzer Ödüllü oyun yazarları Jackie Sibblies Drury, Lynn Nottage ve Paula Vogel gibi isimlerin yanı sıra, 1990’lardaki kültür savaşlarında NEA tarafından fonu kesilen dört sanatçıdan biri olan performans sanatçısı Holly Hughes da imzasını attı. Hughes, “Bu yaşananlar bana 90’lardaki olayları hatırlatıyor. Sanat dünyasında kimlerin günah keçisi ilan edildiğini gösteren bir barometreyle karşı karşıyayız” dedi.
Trump Sanat Politikaları ve Kültürel Etkileri
Trump, ikinci başkanlık dönemine başlamasıyla birlikte, kültür politikalarında sert düzenlemelere imza attı. Yeni yürürlüğe giren yönetmelikler, sanatçılara ve sanat kurumlarına verilen fonların DEI odaklı projelere gitmesini engellerken, “toplumsal cinsiyet ideolojisi”ni destekleyen projeleri de fon dışında bırakıyor. Bu durum, özellikle kadın, azınlık ve LGBTQ+ sanatçılar için büyük bir tehdit olarak görülüyor.
Sanatçılar ve kültürel aktörler, bu politikaların sanatsal ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini vurgulayarak, ABD’nin kültürel mirasının bu tür baskılarla zarar göreceğini belirtiyor. Kültürel çeşitliliğin ve özgün sanat üretimlerinin engellenmesinin, sanatın demokratik yapısına zarar vereceği konusunda uyarıyorlar.
Bu düzenlemeler, Trump’ın Kennedy Center’ın yönetimini de ele geçirmesiyle birlikte sanat dünyasındaki endişeleri artırdı. Trump, Kennedy Center’ın yönetim kurulundaki Joe Biden döneminde atanılan üyeleri görevden alıp yerlerine kendi destekçilerini getirdi. Bu hamle, Issa Rae, Shonda Rhimes ve Reneé Fleming gibi sanat dünyasının önde gelen isimlerinin kuruluşla ilişkilerini kesmesine neden oldu.
Trump’ın NEA’ya yönelik baskısı ise yeni değil. 2017’de başkanlık görevine başladığında, NEA’yı tamamen kapatma sözü vermişti ve kurumun bütçesini %80 oranında azaltmayı öneren bir plan sunmuştu. Ancak, Kongre’deki iki partinin de desteği sayesinde NEA ayakta kaldı ve hatta bütçesi artırıldı.
Sanatçılar, bu yeni yönetmeliklerin yaratıcılığı ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını vurgulayarak, sanatın herkese ait olduğunu ve bu düzene boyun eğmemeleri gerektiğini belirtiyor. “Trump ve destekçileri, sanatçılara ve özellikle azınlık gruplardan gelen sanatçılara verilen desteği ‘ayrımcılık’ olarak göstermeye çalışabilir. Ama biz bunun böyle olmadığını biliyoruz: Sanat herkes içindir” ifadeleri, sanatçıların ortak sesini yansıtıyor.
Kültür Savaşlarının Gölgesinde Sanat
Sanata yönelik devlet desteğinin sınırlandırılması, uzun süredir süregelen bir siyasi tartışmanın parçası. Özellikle muhafazakâr politikacılar, kamu fonlarının belirli sanat projelerine yönlendirilmesini ideolojik bir mesele olarak görüyor. Reagan döneminde başlayan bu tartışma, 90’larda NEA’nın fonlarının kesilmesiyle doruk noktasına ulaşmıştı. Bugün de Trump’ın politikaları, sanat alanında geçmişten beri süregelen kültür savaşlarını yeniden alevlendiriyor.
Öte yandan, sanatçılar bu tür kısıtlamalara karşı dayanışmayı artırarak mücadele etmeyi sürdürüyor. Açık mektubu imzalayan sanatçılar, Trump yönetiminin uygulamalarına karşı sanatsal ifade özgürlüğünü ve toplumsal kapsayıcılığı savunmaya devam edeceklerini belirtiyor.
Sanatçılar Tarafından NEA’ya Gönderilen Açık Mektup
Sayın Ulusal Sanatlar Vakfı’na (NEA),
Biz sanatçılar, oyun yazarları, koreograflar, performans sanatçıları, müzisyenler ve sanat ve kültür sektörünün birçok farklı alanında çalışanlarız. Hepimiz, NEA’nın hibe verme faaliyetlerinden faydalandık; ya doğrudan NEA’nın, çalışmalarımızı geliştiren ve sunan kurumlara sağladığı destekten, ya da daha az önemli olmamakla birlikte, NEA’nın, içinde yer almaktan gurur duyduğumuz canlı ve çeşitli sanat ekosistemini yaratmadaki rolünden faydalandık.
NEA’nın, Trump’ın geri dönüşçü ve ayrımcı yönetici emirlerine uyarak, Sanat Projeleri için Hibe Programı’nın uyum gereksinimlerini değiştirme kararını aldığı için büyük hayal kırıklığına uğradığımızı ifade etmek için yazıyoruz. Söz konusu yönetici emirleri, 14173 ve 14168 numaralı olanlar, mahkemelerde meydan okuma ile karşı karşıyadır ve muhtemelen yasal ve Anayasa’ya aykırı gerekçelerle iptal edilecektir. Aslında, 14168 numaralı emirlerden bazı bölümler zaten durdurulmuştur.
Sanat camiası, NEA ile dayanışma içinde olsa da, bu kararın, NEA’nın “sanatların Amerika Birleşik Devletleri’ndeki herkese fayda sağlayacak bir ortamda gelişip sürdürülebilmesini teşvik etme” misyonuna ihanetten başka bir şey olmadığını düşünüyoruz. NEA’dan bu uyum gereksinimlerini geri almasını talep ediyoruz.
NEA’daki meslektaşlarımızın zor bir durumla karşı karşıya olduğunu kabul ediyoruz. Belki de bu tavizlerle, Endowment’ın önemli çalışmalarına devam edebilmesi umulmaktadır. Ancak, değerlerimizden vazgeçmek yanlıştır ve bizi korumaz. Önceden itaat etmek, yalnızca otoriterliğe hizmet eder.
Trump ve destekçileri, renkli sanatçılara destek vermenin “ayrımcılık” anlamına geldiğini ve trans ve kadın sanatçılarının işlerine finansman sağlamanın “cinsiyet ideolojisi” (neyse o) teşvik etmek olduğunu iddia etmek için ikili konuşmalar kullanabilirler. Ancak biz daha iyisini biliyoruz: sanat, herkes içindir ve herkesi temsil eder. Bunu kaybedemeyiz. NEA, bu ilkelere—ve bu sanatçılara—ihanet etmemelidir. Sanatçılar, ideolojiyi tanıtmanın peşinde değildirler. Bizler, kendi doğrularımızı anlatmak, bu doğruları hayata geçiren hikayeler etrafında topluluklar kurmak ve bu dünyada paylaşırken başkalarıyla ortak bir amaç gütmek için yaratma güdüsüyle hareket ederiz.
Sanat, siyasi kriz zamanlarında özellikle önemli bir rol oynar. Ulusal kimlikler parçalandığında ve kamusal alan küçüldüğünde ya da giderek daha tartışmalı hale geldiğinde, sanat, hafıza, hayal gücü ve geleceği tasarlama konusunda vazgeçilmez bir kaynak görevi görür. NEA’nın hem desteklediği hem de bir parçası olduğu sanat camiası, hafızalarımızı silmek, hayal gücümüzü sıkıştırmak ve vizyonumuzu körleştirmeye çalışanlarla karşı karşıya olduğunda, birlikte durmalıdır.
Bu düşüncelerle, NEA’dan bu ayrımcı değişiklikleri geri almasını ve bundan sonra böyle herhangi bir kısıtlama uygulamamasını talep ediyoruz.