Buluntu Şeylerden Heykeller ve Kulağımıza Çaldıkları - ArtDog Istanbul
Serkan Aka'nın Tuzlu Nehir isimli ses heykeli
A. Serkan Aka, Tuzlu Nehir, ses heykeli, 2024, Fotoğraf: Emirkan Cörüt

Buluntu Şeylerden Heykeller ve Kulağımıza Çaldıkları

Serkan Aka’nın buluntu objelerle oluşturduğu ses heykelleri ve enstalasyonları, gündelik hayatta gözden kaçan detayları birer sanat eserine dönüştürerek izleyiciyi şaşırtıyor ve sesi duyumsamanın yeni yollarını keşfetmeye davet ediyor.

//

Serkan Aka’nın eserlerine sokakta rast gelseydik, “bir dakika, bak burada bir şey var” diyerek hayretle yanımızdakini dürtebilirdik belki. Zamanı durdurur gibi, hayata bir es verir gibi o an meşgul olduğumuz şeye ara verir; önümüzdeki düzeneğe ve çıkan sese dikkat kesilirdik. Buluntu objelerden yapılma, kimsenin aklına gelmeyecek düzenekler aracılığıyla, günlük hayatta belki de pek kimsenin dikkatini çekmeyecek sesleri meydana getiren bu ses heykelleri ve enstalasyonların tuhaflığına önce hayret eder, sonunda hayran kalırdık. Son olarak 16-31 Ekim’de Tokatlıyan Han’da gerçekleşen kolektif sergi Polifonik Bir Bahçe’de eserlerini izleme imkanı bulduğumuz Aka sesle, nesnelerle ve geri kalan her şeyle daha dikkatli ve aynı zamanda kolay ilişkiler kurmamız için bize rehberlik ediyor.

Serkan Aka'nın Buralarda Bir Yerde isimli ses yerleştirmesi
A. Serkan Aka, Buralarda Bir Yerde, ses yerleştirmesi, buluntu nesne ve elektronik aksam, 2024, Fotoğraf: Emirkan Cörüt

Boğaziçi Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği okuduğu yıllar boyunca Güzel Sanatlar Kulübü bünyesinde çalışan Aka’nın adını bugüne kadar pek çok illüstrasyon, yerleştirme ve iç mekân tasarımı işi ile duyduk. BÜMED, Fransız Kültür Merkezi gibi mekânlar için enstalasyonlar üreten, işleri daha önce İstanbul Tasarım Bienali, Köln Ökorausch Festivali, Bozcaada Sanat Galerisi gibi yerlerde sergilenen Aka’nın son dönemde enerjisini yönelttiği ses odaklı işleri; gerek unsurları gerekse de yapma biçimi ile sanat gündemi içinde farklı bir yerde duruyor. Tophane Noise Band grubu ile çok sayıda performans gerçekleştiren, Buluntu Sesler ekibiyle farklı şehirlerde ses parkları üreten, Geçen Gün isimli tiyatro oyununda tasarladığı enstrümanlarla ve performansçı olarak yer alan Aka’nın ses heykelleri ve enstalasyonlarını, Şubat 2024’te Schneidertempel Sanat Merkezi’nde gerçekleşen sergisi “Havada”da doya doya izledik. Aka’yla, son olarak yer aldığı kolektif sergi olan, 16-31 Ekim’de Tokatlıyan Han’da gerçekleşen Polifonik Bir Bahçe‘nin ardından konuştuk.

Buluntu şeylerden sesler icat etmenin, bir sanatçı olarak kendinizi ifade etme biçiminiz olduğunu nasıl keşfettiniz?

Beni buna yönlendiren farklı dönemlerdeki deneyimlerim oldu. Buluntu nesnelerle çalışmak, bence çoğumuzun çocuklukta deneyimlediği bir alışkanlık. O an elimde olan ya da karşıma çıkan şeylerle düşünmek, çevreme daha dikkatle bakmak ve karşılaştığım şeyleri aklımda tutmak bu sürecin temelinde yatıyor. Sesle ilişkim de benzer bir şekilde gelişti. Belli bir sesi aramak yerine, karşıma çıkan seslere dikkat etmeyi ve onları fark etmeyi önemsiyorum.

Enstrümanlara olan merakım ise üniversite yıllarıma dayanıyor. O dönemde, Çağlayan Örge’nin atölyesinde enstrüman yapımına dair temel teknikleri öğrenme fırsatı bulmuştum. Ancak son dönemdeki ses araştırmalarıma pandemi döneminde başladım. Bir foley stüdyosu tasarımı işi almıştım ve bu süreçte ses araştırmalarına yoğunlaştım, ardından Tophane Noise Band’i kurduk, bu da ses deneylerime büyük motivasyon sağladı. Bu deneylerden hem çaldığımız enstrümanlar hem de sergilediğim ses heykelleri ve enstalasyonlar çıkıyor.

Serkan Aka'nın Batak Arşiv isimli ses yerleştirmesi
A.Serkan Aka, Batak Arşiv, interaktif ses yerleştirmesi-detay, buluntu nesne, 2024, Fotoğraf: Emirkan Cörüt

 

Sanatçıların eserleri ile kişisel dertleri arasındaki bağlantı evrensel bir olgudur. Bu bağlamda eserlerinizin kendi yaşamınız ile nasıl ilişkilendiriyorsunuz?

Çok bilinçli bir biçimde dert edindiğimi söyleyemem ama hiyerarşik yapılarla aram çok iyi değil. Statü veya değer sıralamalarına anlam veremiyorum; sanırım bu yüzden değerli görünmeyen malzemeler ve seslerle çalışmayı tercih ediyorum. Yaptığım işlerde kontrolü tam mümkün olmayan düzenekler kurmaya, rastlantılara açık kapılar bırakmaya çalışıyorum. Hareketin sürekliliği ve sonrasında neler olacağını tam bilememek işlerimde ve kendi hayatımda gördüğüm paralel özellikler.

Eserlerinize gerek kişisel gerekse de kolektif sergilerinizde nasıl geribildirimler/yorumlar alıyorsunuz? Anlatmak istediklerinizin yeterince anlaşılabildiğini düşünüyor musunuz? Ya da bu sorunun yanıtı sizin için ne kadar önemli?

Geri dönüşler farklı farklı tabii ki, ama genel olarak işlerimi izleyerek zaman geçirdiklerini fark ediyorum ve bundan mutlu oluyorum. Aslında anlatmak istediğim net bir şey yok, açıkçası ben de böyle şeyler düşünmeden çalışıyorum, keskin, ağır duygular uyandırmamasına gayret ediyorum, anlam aralığını daraltan ihtimallerden kaçınıyorum. Atölyemde çok deney yapıyorum, seçimlerimi yaparken belirsiz, hafif bir boşlukta kalmaya çalışıyorum. Aslında sıradan sesleri, alışık olduğumuz ses yığınından çıkarıp, daha kolay algılanabilir bir hale getiriyorum. Bunu yapmak için kurduğum düzenek ve çıkan sesin, izleyiciyi nereye götüreceğine karar vermiyorum. Benim için de aynı şey geçerli, yaptığım şeylerin karşısında zihnimde uyanan manzaralar da sürekli değişiyor. Nesnelerle ve seslerle nasıl bağ kuruyorsam, izleyenlerin de yaptığım işlerle benzer bir bağ kurmasını istiyorum.

Serkan Aka'nın Havada isimli interaktif ses yerleştirmesi
A.Serkan Aka, Havada, interaktif ses yerleştirmesi, buluntu nesne, 2024, Fotoğraf: Emirkan Cörüt

 

Eserlerinizi incelediğimde, -sanıyorum ağırlıklı olarak alışılagelmedik unsurları nedeniyle-, sanatınızda bu seviyeye ulaşana kadar etrafınızdan almış olabileceğiniz “tuhaf” tepkiler zihnimde canlandı ve yolunuzun ne kadar zorlayıcı olmuş olabileceğini düşündüm. Yolunuzu nasıl tanımlarsınız? Buraya nasıl geldiniz, tecrübelerinizden hareketle bundan sonra nasıl yol alacaksınız?

Hep tuhaf şeylerle uğraştığım için arkadaşlarım, ailem bana alışık, sadece bu sefer de bunu değil, şunu yapıyor oluyorum. Şimdiye kadar farklı üretim alanlarında çalıştım, mühendislik okudum, illüstrasyon, tasarım, zanaat, müzik, son zamanlarda performans…Sürekli alan değiştirdiğimi düşünüyordum, şimdi ise farklı üretim alanlarının birbirini beslediğini, aslında temelde hep aynı şeyi çalıştığımı fark ediyorum. Ayrıca bir taraftan da yolun çok başındayım gibi hissediyorum ve bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğimi kestiremiyorum. Bu biraz stresli de bir şey, elimden geldiğince atölyeye gidip yeni deneyler yaparak bunları düşünmemeye çalışıyorum, umarım yeni şeyler öğrenmeye devam ederim.

Eserleriniz ile uyandırmak istediğiniz ya da sanatınızı takip edenlerin zihinlerinde kalmasını isteyeceğiniz nihai duygu ne olabilir?

Sanırım hafifleme ve dikkat. Sesle, nesnelerle ve geri kalan her şeyle daha dikkatli ve aynı zamanda kolay ilişkiler kurmak.

Serkan Aka'nın İyi gelen Aksaklıklar isimli ses heykeli
A.Serkan Aka, İyi Gelen Aksaklıklar, ses heykeli, buluntu nesne ve elektronik aksam, 2024, Fotoğraf: Emirkan Cörüt

Son olarak, serginizden bu yana veya serginizde gördüklerimiz dışında gündeminizde neler var, neler üzerine çalışıyorsunuz?

Ocak ayında Brüksel’deki Moussem Nomadic Art Center’da yaklaşık iki aylık bir rezidans programına katılacağım. Bu program kapsamında 22 Şubat’ta, Moussem Cities İstanbul Festivali’nde Amira Akbıyıkoğlu Arzık küratörlüğünde ikinci solo sergim açılacak. Şu sıralar atölyemde ses, hareket ve ışık deneylerine yoğunlaştım ve bu sergiye hazırlanıyorum.
Aynı zamanda, Geçen Gün adlı tiyatro oyunumuz var. Bu oyunda Tophane Noise Band ile sahne alıyoruz, ses çıkarıyoruz. Benim için oldukça heyecan verici, her bir gösteriyi sabırsızlıkla bekliyorum. Kısa bir ara vermek zorunda kaldık, Mart ayında Arter’de yeniden sahnelemeye başlayacağız
Enstrüman tasarımı ve yapımı üzerine çalışmalarımı sürdürüyorum. Tophane Noise Band olarak en son Akbank Caz Festivali’nde bir konser verdik ve şimdi yeni bir performans planlıyoruz.
Bunların yanı sıra, yıllardır üzerinde çalıştığım bir sessiz kitap projem var. Geçtiğimiz yaz önemli bir ilerleme kaydettim ve bu yıl içinde tamamlamayı umuyorum.
Son olarak, 20 Haziran’da Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde gerçekleşecek bir sergim olacak. Bu projeye yönelik çalışmalarım da yavaş yavaş ilerliyor.

 

Serkan Aka’nın eserlerine dair videolar, sanatçının Youtube hesabında izlenebilir. https://www.youtube.com/@aserkanaka

Previous Story

Banksy’nin Kimliğine Dair Bir İpucu Daha

Next Story

Neil Gaiman Cinsel Taciz ve Saldırı İddialarıyla Karşı Karşıya

0 0,00