“Son Osmanlıcı” Krikor Zohrab - ArtDog Istanbul

“Son Osmanlıcı” Krikor Zohrab

Krikor Zohrab’ın hayatını ve Osmanlı’nın son döneminde yaşananları aktaran "Krikor Zohrab 1915 Bir Ölüm Yolculuğu" kitabı Osmanlı'daki Türk-Ermeni ilişkilerinin panoramasını sunuyor.

Nesim Ovadya İzrail’in ilk kez 2011 yılında yayımlanan Krikor Zohrab 1915 Bir Ölüm Yolculuğu kitabı  Kor Yayınları tarafından yeniden yayımlandı. Osmanlılık, Türklük, Ermenilik; millet ve ihanet kavramları altında on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı ile yirminci yüzyılın ilk on beş yılının panoramasını çizen Krikor Zohrab 1915 Bir Ölüm Yolculuğu; bu topraklarda bir arada yaşamanın gerekliliğini savunan gazeteci, hukukçu ve edebiyatçı Krikor Zohrab’ın, çocukluk ve eğitim yıllarından yazarlığına, aktif siyaset döneminden 1915’teki öldürülüşüne kadar olan süreci, eşine yazdığı mektuplar, ayrıntılı bibliyografya ve dizin eşliğinde açımlarken Balkan Savaşları yenilgisiyle “hastalanan” İttihat ve Terakki’nin devleti kurtarmak adına öz evladını nasıl katlettiğini aktarıyor.

Nasıl Bir Tarih?

Neden tarih okuruz? Her şeyden önce geçmişi merak ettiğimiz için, bugünü geçmişin bilgileriyle daha doğru yorumlama imkânımızın olma olasılığı için. Rölativitenin sınırları ile olanın [olgu] sınırlarını birbirinden ayırabilmek için. Bu son dile getirdiğimiz, sıradan bir tarih okuyucusu için değil tarihçiliği kendine meslek edinmiş olan tarihçilerin zamanla ve deneyimle edinebilecekleri bir müktesebattır. Gerçekten de ehil bir tarihçinin ilgilendiği dönemin olgusal gerçekliğini yorumlarken evvela olguyu olduğu gibi görmesi ve kendi düşünce bagajından koruması gerekir. Edward Hallett Carr’ın tarihin aslında tarihçinin tutumunu yansıttığı görüşünden yola çıkarak popüler tarihin, tarihçiyi, olgusal tarihi yorumlarıyla değiştiren bir roman yazarına çevirdiği, böylece tarihçinin, Foucault’nun ifadesiyle, “kurgu[su] aracılığıyla okuru üzerinde ideolojik otorite kuran” bir yazara evrildiği belirtilebilir.

Yukarıdaki paragrafı “Tarih nedir?” sorusuyla yeniden okursak; olguların, tarih yazarının duruşuna göre değişebileceğini görürüz. Peki olgular tarihçinin bakış açısından nasıl azade kılınabilir? E. H. Carr bu konuda şöyle der: “toplum ile birey arasındaki hayali karşıtlık, düşündüklerimizi şaşırtmak için yolumuzun karşısına çıkarılmış konuyu dağıtıcı bir öğeden başka bir şey değildir. Benim, bugünle geçmiş arasında diyalog dediğim tarihçiyle olgular arasındaki karşılıklı iletişim süreci soyut ve yalıtılmış bireyler arasında bir diyalog değil bugünün toplumu ile dünün toplumu arasında bir diyalogdur […].”

Bu doğrultuda, tarihi okumak dünün ve bugünün toplumu arasında en doğru diyaloğu kurmaktır. Tarihin olgularını popüler söylemlerin adil bir şekilde önüne koymaktır. Krikor Zohrab 1915 Bir Ölüm Yolculuğu tarihin olgularını, popüler tarih söylemlerinin [yazarlarının] anlattıklarından farklı bir düşünce ikliminde okumak; geçmiş ile bugün arasında özlenen o adil diyaloğu kurabilmek için bir adım. Olgunun sınırları ile rölativitenin sınırlarının birbirini ezmediği, olguların tarihi yazanlar tarafından değil tarihi yaşayanlar ve tarihe objektif bakanlar tarafından aktarıldığı samimi külliyatlara önemli bir katkı.

Diğer İncelemeler

Krikor Zohrab’ı popüler söylemin dışında okuyan incelemeler 2000’li yıllardan sonra arttı. Bu incelemelerden biri, Zohrab’ın Marcel Léart mahlasıyla kaleme aldığı Belgelerin Işığında Ermeni Meselesi. İlk basımı İletişim Yayınları eliyle 2015 yılında gerçekleştirilen, 1913 senesi ve öncesinin Ermeni meselelerine ışık tutan Belgelerin Işığında Ermeni Meselesi, Krikor Zohrab’ın, Avrupa kamuoyunu harekete geçirmek üzere kaleme aldığı, imparatorluk tebaası Ermenilerin sosyal, iktisadi, kültürel ve hukuki durumlarının verilerle izah edildiği ve Ermeni meselesi konusunda yapılması istenenlerin kapsamlı dökümünün sunulduğu bir çalışma.

İlginizi çekebilir:  9. Çanakkale Bienali

Diğer incelemeler arasında Taner Akçam’ın incelemeleri önemli bir konuma sahip. İletişim Yayınları’ndan çıkan Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu [1992], Ermeni Meselesi Hallolunmuştur [2008], 1915 Yazıları [2010], Naim Efendi’nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları [2016] ve Soykırımdan Kurtulanlar [2019], Taner Akçam’ın 1915 felâketi ve öncesinin sosyopolitik portresini çıkarıyor, olgu ve kurgu dengelenmeye çalışılıyor.

Krikor Zohrab 1915 Bir Ölüm Yolculuğu    

Krikor Zohrab 1915 Bir Ölüm Yolculuğu; “Olgunlaşma Dönemi”, “Aktif Siyaset Dönemi” ve “Ölüme Giden Yol” olmak üzere üç bölümde toplanıyor. Olgunlaşma Dönemi, Krikor Zohrab’ın çocukluk ve eğitim yıllarını; gazeteciliği, şairliği ve hikayeciliği olmak üzere edebiyat alanındaki faaliyetlerini; tiyatro merakını, evliliğini, kadın meselesine yaklaşımını onun çok katmanlı kişiliği kapsamında irdeliyor. Bu bölümde; ayrıca Masis Edebiyat çevresi anlatılıyor ve Krikor Zohrab’ın kadının konumuna karşı -sonradan olumlulaşan- tavrına yer veriliyor.

Aktif siyaset döneminin aktarıldığı ikinci bölüm, Krikor Zohrab’ın Yeni Anayasa’nın ilânıyla Paris’ten Osmanlı topraklarına dönüşü sonrasındaki mücadelesini dile getiriyor; Ermeni Millet Meclisi’nde Samatya vekilliğinden Meclis-i Mebusan’da 1912 ve 1914 dönemlerinde İstanbul vekili oluşuna, 1915’te alınışına ve öldürülüşüne kadar akan politik süreci kaleme alıyor. Aktif Siyaset Dönemi başlığı altında toplanan bu bölümde; Osmanlı ülkesindeki Ermenilerin durumu, 31 Mart vakası, 1919 Adana olayları ile birlikte Zohrab’ın Osmanlı Meşrutiyet Kulübü ve Ahrar Fırkası teşebbüsleri; sosyalizme, Meşrutiyet’e ve Ermeni reformuna yaklaşımları inceleniyor. Aynı bölümde, Krikor Zohrab’ın “Son Osmanlıcı” olarak tanımlanabileceği, ünlülerin ve güçsüzlerin avukatı olduğu ve Gregoryen kimliği yerine Ermeni kimliğini benimsediği anlatılıyor.

Ölüme Giden Yol adlı son bölüm ise 24 Nisan 1915 itibariyle İstanbullu Ermeni aydınların sürülmesi ile başlayan süreci; tutuklamalar, İtilaf devletlerinin 24 Mayıs 1915 deklarasyonu, Ermenilerin sürgünü ve katlinde Almanların rolü gibi başlıklar altında inceliyor. 285. sayfadan itibaren Krikor Zohrab’ın tutuklanma ve öldürülme sürecine geçiliyor. Bu doğrultuda, Krikor Zohrab’ın ruhsal durumu, yolculuğun Konya, Adana, Urfa durakları, Diyarbakır’daki katli ve yolculuk zarfında eşine ve diğer kişilere yazdığı mektuplar irdeleniyor. İlgili bölümde; 1915’te katledilen Ermeni mebuslarla ilgili bilgilere, Halil Bey’in ifadelerine, Fa’iz El Hüseyin’in, Rıfkı Atay’ın anılarına ve Ahmet Refik Altınay’ın tanıklıklarına yer veriliyor.

Krikor Zohrab 1915 Bir Ölüm Yolculuğu’nun giriş ve gelişme bölümleri burada sona eriyor. Ardından okuyucuyu sonsöz ile Krikor Zohrab’ın basılmış hikâyelerinden oluşan liste, Zohrab’ın karısına ve diğer kişilere yazdığı mektuplar, incelemede geçen kişilerin biyografileri ve son olarak ayrıntılı bibliyografya ve dizin bekliyor.

Previous Story

Sinemanın Kalbi Ankara’da Attı

Next Story

9. Çanakkale Bienali

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.