Tracey Emin / Take me to Heaven, 2024

Kadınlık, Aşk ve Kayıpla Yüzleşme

Britanyalı sanatçı Tracey Emin'in, yakın zamanda yaşadığı dönüştürücü deneyimin ardından aşk, kayıp, kadınlık ve yeniden doğuş temalarını işlediği yeni sergisi "I followed you to the end", Londra'da White Cube Bermondsey'de izleyiciyle buluşuyor.

İngiliz sanatçı Tracey Emin’in Londra’daki White Cube Bermondsey’de gerçekleşen yeni sergisi, I followed you to the end izleyicileri derin bir kişisel yolculuğa davet ediyor. Emin’in son koleksiyonu, yakın zamanda yaşadığı kanser teşhisiyle hayatını yeniden şekillendiren bir süreçten ilham alıyor. Sanatçının eserleri, aşk, kayıp, keder ve yeniden doğuş temalarını içtenlikle ele alarak, izleyicileri duygusal bir keşfe çıkarıyor. Sergi, 10 Kasım 2024’e kadar görülebilir.

Tracey Emin/ I Followed you to the end, 2024

Sergi, Emin’in son dönemde yaşadığı hayatı tehdit eden sağlık sorunları ve bunların sanatsal pratiği üzerindeki etkilerini merkeze alıyor. Sergiye adını veren I Followed you to the end (2024) adlı resim, sanatçının aşkın karmaşıklığını ve yalnızlığını cesur bir dille ortaya koyuyor. Kırmızı ve siyah tonların hakim olduğu bu eserde, yalnız bir kadın figürü ve ona acı çektiren erkeklerle ilgili el yazısıyla yazılmış bir metin dikkat çekiyor: “Beni bu hale siz getirdiniz. Hepiniz, siz, delicesine çok sevdiğim erkekler.”

Bedensel ve Ruhsal Dönüşümün Yansımaları

Sergide yer alan diğer eserler de bu güçlü temaları işlerken, Emin’in bedeni ve ruhuyla yaşadığı dönüşüm süreçlerini yansıtıyor. “My Dead Body – A Trace of Life” (2024) adlı diptik, sanatçının ölümlülükle yüzleşmesini resmederken, “I Kept Crying” (2024) adlı eserde kırmızı boyayla örtülmüş figür, banyo ve mezar arasında gidip gelen bir mekanda uzanıyor. Emin’in eserlerinde göze çarpan bir diğer detay, kanın ve acının yoğun bir şekilde betimlenmesi. Sanatçının damlayan ve dağınık fırça darbeleri, özgürleşme ve işkencenin izlerini taşırken, duygusal ıstırapları da resmediyor. Özellikle, yatakta kıvrılmış hayalet gibi duran figürler, izleyiciyi insan bedeninin ve duygularının kırılganlığıyla yüzleşmeye zorluyor. Pastel tonlarındaki bedenler ve kasıklardan fışkıran kan tasvirleri, yaşamın geçiciliği ve ölümün kaçınılmazlığına vurgu yapıyor.

Tracey Emin / “I followed you to the end”

Tracey Emin, kariyeri boyunca dürüst ve otobiyografik yaklaşımıyla, kadın olmanın hem yoğun kişisel hem de evrensel deneyimini gözler önüne serdi. Sanatında cinsellikten aldığı keyfi keşfetmekten, şiddet, utanç, hastalık, kürtaj ve menopoz gibi zorlu konulara kadar pek çok kadınlık deneyimini işlerken, kadın olmanın karmaşık duygusal dünyasını açık bir şekilde ortaya koydu. Emin’in bu çalkantılı içsel dünyası, duygular, tutkular ve hisler, sezgisel bir şekilde tuvaline yansıyor. Önceden planlanmayan cesur fırça darbeleri, sanatçının duygusal enerjisini doğrudan yüzeye aktararak izleyiciyle samimi bir bağ kuruyor.

Yaşam ve Ölüm Arasındaki Sınır

Emin’in eserlerinde yaşam ve ölüm arasındaki sınır, ince ve geçirgen bir perde gibi işleniyor. Take me to heaven (2024) adlı eserde sanatçı, tuval üzerindeki imgeleri beyaz katmanlarla örterek spektral bir izlenim bırakıyor. Solgun lavanta tonlarında bir figür ve bir kırmızı patlama arasında gerilim yaratan sahne, sanatçının kaybettiği annesini anımsatıyor.

İlginizi çekebilir:  Nazi Yağmalarının İzinde
Tracey Emin / Blood-Blood and More Blood, 2024

Sanatçının resimlerinde, kendi biyografisine göndermeler ve figürlerle birlikte iç mekanlar da önemli bir rol oynuyor. Edvard Munch’un çağrıştırıcı ev sahnelerinden ilham alan Emin, eserlere hem otobiyografik hem de sembolik katmanlar ekliyor. Bridge (2024) adlı eserde bir kanepe silueti, sanatçının iki memleketi olan Margate ve Londra’yı birbirine bağlayan bir köprü işlevi görüyor.

Resim Emin’in pratiğinde merkezî bir yer tutsa da, bu sergide yer alan iki bronz heykel sanatçının heykel üretimine olan bağlılığını da sergiliyor. I Followed You To The End (2024) adlı anıtsal heykel, soyut görünen ancak yakından bakıldığında kadın bedeni detayları ortaya çıkan bir form sunuyor. Heykelin yüzeyi, sanatçının elinin izlerini taşıyan dokularla dolu, samimi bir duyumsallık barındırıyor.

Tracey Emin / I Kept Crying, 2024

Emin, en derin fiziksel ve psikolojik zorluklarla yüzleşmekten asla çekinmemiş, günümüz dünyasında kadınlık durumunun benzersiz mücadelelerini kronikleştirmiştir. Londra’daki son sergisi, geçen yıl White Cube New York’ta açtığı sergiyle başladığı yolculuğu devam ettirerek, aşk ve kayıp, yeniden doğuş temalarını irdeleyen güçlü bir dizi resim ve heykeli 10 Kasım’a kadar izleyiciyle buluşturacak.

Tracey Emin Hakkında

Tracey Emin 1963 yılında Londra’da doğdu. Halen Londra, Güney Fransa ve Margate, Birleşik Krallık arasında yaşamakta ve çalışmaktadır. Emin, Munchmuseet, Oslo (2021); Royal Academy of Arts, Londra (2020); Musée d’Orsay, Paris (2019); Château La Coste, Aix-en-Provence, Fransa (2017); Leopold Museum, Viyana (2015); Museum of Contemporary Art, Miami, Florida (2013); Museo de Arte Latinoamericano de Buenos Aires (2012); Turner Contemporary, Margate, Birleşik Krallık (2012); Hayward Gallery, Londra (2011); Kunstmuseum Bern, İsviçre (2009); Scottish National Gallery of Modern Art, Edinburgh (2008); Centro de Arte Contemporáneo, Málaga, İspanya (2008); Art Gallery of New South Wales, Sydney (2003); ve Stedelijk Museum, Amsterdam (2002). 2007 yılında 52. Venedik Bienali’nde İngiltere’yi temsil eden Emin’in Yatağım (1998) adlı enstalasyonu Francis Bacon ile birlikte Tate Britain’da (2015); William Blake ile birlikte Tate Liverpool’da (2016) ve JMW Turner ile birlikte Turner Contemporary, Margate’te (2017) ‘Odakta’ sergilerine dahil edilmiştir. Emin, 2011 yılında Londra Kraliyet Sanat Akademisi’nde Çizim Profesörü olarak atandı ve 2012 yılında görsel sanatlara yaptığı katkılardan dolayı Britanya İmparatorluğu’nun En Mükemmel Nişanı’nın Komutanı oldu. 2024 yılında, sanata yaptığı hizmetlerden dolayı Kralın Doğum Günü Onur Ödülleri’nde Damehood ile onurlandırıldı.

Previous Story

“Yeryüzü Halleri”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.