Bilgisayar sanatının öncü isimleri Vera Molnár, Dóra Maurer ve Gizella Rákóczy’i bir araya getiren Hesaplar ve Tesadüfler sergisinin düşüncesi nasıl doğdu?
Vera Molnár 1924 yılında doğdu ve bu yıl sanatçının yüzüncü yılı dünya çapında ona özel sergilerle kutlanıyor. Biz de Molnár’ın önemli bir eser grubuna sahibiz ve uluslararası alanda Molnar’ı anan kurumlar arasında yer almak istedik. Onun çalışmalarını onurlandıran prestijli uluslararası enstitüler arasında olmak bizim için önemli. Diğer yandan, koleksiyonumuzda farklı kadın sanatçılarının eserleri de yer alıyor, bu nedenle onların önemini de vurgulamak istiyoruz.
Ayrıca, bu yıl Macar-Türk diplomatik ilişkilerinin ve Macaristan Merkez Bankası’nın kuruluşunun 100. yıldönümü. Macaristan Merkez Bankası elbette bir müze değildir, ancak sanat koleksiyonunun önemi çalışanları arasında bilinmektedir. Bankada zamanında birçok ekonomist ve matematikçi, sayılarla arası iyi olan insanlar çalışmıştı. Ve ben de rehberli turlar verdiğim sıralarda, çalışan kişiler açısından bu sanatçıların pratiklerinin ne kadar popüler bir konu olduğunu fark ettim. Pratiklerini matematiksel ilkelere ve algoritmalara dayandıran üç etkili kadın sanatçının koleksiyonumuzda yer almasından mutluluk duyuyoruz. Bu nedenle onlar için bir sergi oluşturma fikri zaten planlarımızın bir parçasıydı diyebilirim.
Macaristan Ulusal Bankası Koleksiyonu’nda yer alan eserlerini bir araya getirirken nasıl bir ilişki ve çalışma süreci yürüttünüz? Hangi kaynaklardan beslendiniz?
Koleksiyondaki üç sanatçının tüm eserlerini sergiliyoruz. Ayrıca, bazı bağlantıları daha görünür kılmak için birkaç eseri ödünç aldık. Ancak sergi, üç sanatçının retrospektif bir sergisi olmaktan ziyade, sanatsal pratiklerindeki bağlantıları, benzerlikleri ve farklı yaklaşımları vurgulamayı amaçlıyor. Her üç sanatçının çalışmalarında da serilik (seri şeklinde eser üretmek pratiği) temel bir ilkedir. Gizella Rákóczy’nin eserlerinden oluşan tam bir seri sunarak bu serilerle eser üretme pratiğini daha görünür hale getirmek istedik. Sanatçının kızı Anna Rákóczy eserleri bize ödünç verdiği için bunu yapabilme şansına sahibiz. Bu yıl Vera Molnár’ın çalışmalarını ve mirasını yansıtan À la recherche de Vera Molnar (Vera Molnar’ın İzinde) sergisine ev sahipliği yapan Budapeşte Ludwig Müzesi’nin yanı sıra, sanatçıları Budapeşte’de temsil eden Vintage Gallery, Paris’teki film yapımcıları ve bir Almanya’dan bir koleksiyon ile işbirliği içindeydik, dolayısıyla tüm bunlar gerçekten uluslararası bir çaba.
Bu noktada algoritmalar ve sanat arasındaki ilişkiyi de açıklamanızı rica ediyorum: Algoritmalar sanatta nasıl kullanılıyor, günümüzde ne gibi olanaklar sunuyor ve nelerden besleniyor?
Algoritmalar matematiksel yönergeler dizileridir. Algoritma sanatı söz konusu olduğunda, sanat eserlerinin üretimi sanatçılar tarafından tasarlanan algoritmalar tarafından kolaylaştırılır: Bu algoritmalar bir sanat eserinin biçimini, rengini, dokusunu veya diğer özelliklerini belirler. Gizella Rákóczy veya Dóra Maurer gibi sanatçılar bazı durumlarda bir sistemin unsurlarını manuel olarak çizer veya boyar. Vera Molnár örneğinde ise sanatçı, dizileri oluşturan programları yazıyor ve ardından sanat eseri olan parçaları seçebiliyor. Algoritmalar, sanatçı tarafından belirlenen parametrelere göre değiştirilebilir, bu da sanatçıya oyun veya deneysellik için alan yaratır. Sanatçı bir sistem, bir dizi görev tasarlar. Sonucun ne olduğunu, sürprizin ne olduğunu görmek için bunu oynaması ve olası varyasyonları gözden geçirmesi gerekir.
Son olarak serginin önemi ve küratöryel kurgusu ile ilgili neler eklemek istersiniz?
Pera Müzesi’nde sergilenen eserler Vera Molnár’ın son derece çağdaş ve güncel, bu bağlamda, Vera Molnár’ın öncü zihniyetine mükemmel bir şekilde uyum sağlayan, sanat dünyasındaki en son trendlerden ve yeniliklerden biri olan Molnar’ın NFT eserini de görebilmek mümkün. Ancak, bu sergide bu sanatçıların çalışmalarının her zaman önemli olacağından eminim. Kuralları ve düzen ilkelerini tutarlı bir şekilde uygulamaları, yapı ve serilerdeki analitik düşünceleri ve özgürlük arayışları, Hesaplamalar ve Tesadüfler sergisinde sunulan bu çalışmaları zamansız kılıyor. Sergi şu soruları gündeme getiriyor: Sanatsal özne, özgür seçim olasılığı, sürpriz ya da şans bu katı matematiksel talep sistemlerinde nasıl görünür? Sanatı insanlıktan çıkarma ‘suçlamasına’ ne gibi yanıtlar verilebilir? Buradaki sanatçılar, ister bir algoritma tarafından üretilen sayısız varyasyon arasından seçim yapmak, ister bir kalıptan sapmak, ister serbest ellerle resim yapmak, ister renkleri matematiksel bir sistemin unsurları olarak kullanmak, isterse de rastgele seçmek olsun, bir dizi strateji kullanarak farklı ve kalıcı cevaplar veriyor.
*Hesaplar ve Tesadüfler sergisi 26 Ocak’a kadar Pera Müzesi’nde görülebilir.
“ALGININ SINIRLARI” Sayısı
ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.
Kapak Fotoğrafı: Doug Aitken, 3 Modern, Figures (dont forget to breath), 2018, Fotoğraf: Hadiye Cangökçe.