Riposte Alimentaire grubundan iki aktivist Paris’teki Louvre Müzesi’nde Eugène Delacroix’nın 1830 tarihli Liberty Leading the People (Halka Yol Gösteren Özgürlük) tablosunun önünde gerçekleştirdikleri protestonun ardından gözaltına alındı.
Food Response ve Food Counterattack olarak da bilinen grubun sosyal medyada paylaştığı video ve görüntülerde, aktivistlerin yakın zamanda restore edilen tablonun etrafına “Direnmek Hayatidir” (Resisting is Vital) yazılı çıkartmalar yapıştırdıkları görülüyor. Riposte Alimentaire yazılı beyaz tişörtler giyen iki aktivist, sağ ellerini havaya kaldırarak sürdürülebilir gıdaya yönelik sosyal güvenlik ihtiyacı konulu sloganlar attılar.
Riposte Alimentaire, web sitesinde, aylık gıda kartları, ülkenin tarım modelinin dönüştürülmesi ve çiftçiler için “onurlu bir yaşam sağlanması” gibi çeşitli önerilerle herkes için sürdürülebilir sağlıklı gıdanın tedarik edilmesi için çağrıda bulunuyor. Protestonun ardından aktivist grup sosyal medyadan şu açıklamayı yaptı:
“Bugün bile, suçlu elitler bizim sırtımızdan karınlarını doyuruyorlar. Onlara karşı birleşmek ve direnmek hayati önem taşıyor. Sivil direnişe geçelim! Ayrıcalıklı bir azınlığın geleceğimize karar vermesine izin vermeyelim.”
Grup, A22 hareketi olarak bilinen daha büyük bir protesto grupları ittifakının da bir parçası; ayrıca Extinction Rebellion ve Just Stop Oil gibi, kendilerini sanat eserlerine yapıştırarak ya da müzelerdeki önemli sanat eserlerine yiyecek veya boya atarak defalarca manşetlere çıkan eylemciler de bu ittifakın içerisinde yer alıyor.
Le Monde’da yer alan bir habere göre, yapılan protestonun sonunda iki kişi “kasıtlı zarar verme” ile suçlandı ve müzenin bir yetkilisi tarafından polise şikayette bulunuldu.
Neden “Halka Yol Gösteren Özgürlük”?
Eugène Delacroix’nın 1830 tarihli Liberty Leading the People (Halka Yol Gösteren Özgürlük) tablosu neredeyse 200 yıldır Fransız Cumhuriyeti’nin bir simgesi olarak kabul ediliyor. Devrimcilere savaşta önderlik eden Özgürlük’ün yer aldığı bu hareketli sahne, Louvre Müzesi’ne ilk kez 1874 yılında, eserin yapılışından bir yıl sonra devlet eliyle satın alınmasının ardından girdi.
Ancak eserin dramatik paletinin zaman içinde sararıp solması, müzenin sekiz kat oksitlenmiş verniği temizlemek üzere altı ay sürecek büyük bir restorasyona girişmesine neden oldu. Eser, restorasyon çalışmalarının ardından 2 Mayıs’ta müze tarafından yeniden sergilenmeye başlamıştı.
Restorasyon sonrasında müzenin yaptığı basın açıklamasında eserin “muhtemelen Mona Lisa’dan sonra Louvre’daki en ünlü tablo” olduğu belirtiliyor. Protesto için bu eserin seçilmesinde; eserin hem restore edilmesinin ardından yeni sergilenmeye başlaması hem de Fransız Devrimi’nin simgesi haline gelmiş ünlü bir eser olması etkili olmuşa benziyor.
Protestocuların eseri seçmesindeki bir diğer etken de tematik açıdan kendi misyonlarıyla bir uyum görmeleri olabilir. Çünkü eserin merkezinde yer alan Özgürlük, Fransa’da özgürlük, eşitlik, kardeşlik (liberté, égalité, fraternité) kavramlarını temsil eden ve Marianne olarak bilinen alegorik bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Bu kavramlar aynı zamanda 1789’daki Fransız Devrimi’nin simgelerinden olan Fransızca özdeyişe referansta bulunuyor.
Fransız Devrimi esas olarak mutlak monarşiden duyulan yaygın hoşnutsuzluk, aşırı sosyal eşitsizlikler, mali krizler ve kıtlık nedeniyle gerçekleşmişti. Aktivist grup da aynı sorunlardan dem vurarak “Riposte Alimentaire bu eylemle, halkın çoğunluğu kırıntıları toplarken ayrıcalıklı bir azınlığın kaynakları tekeline almasına olanak sağlayan ve giderek büyüyen eşitsizliklere dikkat çekmek istiyor” dedi.
Riposte Alimentaire, 1946 Sosyal Güvenlik sistemini model alan bir Sürdürülebilir Gıda Sosyal Güvenlik sisteminin oluşturulması çağrısında bulunuyor. Aynı grup Şubat ayında Musée de Beaux-Arts’da ve Ocak ayında Louvre’da gerçekleştirilen ünlü sanatçıların yer aldığı protestoların da sorumluluğunu üstlendi. Eylemciler Claude Monet’nin 1872 tarihli Le Printemps (Bahar) adlı eserine ve Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa tablosuna çorba fırlatmışlardı.
