Geçtiğimiz ay henüz 53 yaşında kaybettik Haluk Akakçe’yi. Haluk benim çocukluk arkadaşım. Çocukluk arkadaşım derken öyle çocukluğunu bildiğim herhangi biri değil. Rahmetli anne ve babası benim anne ve babamın en yakın dostlarıydı. Birlikte büyüdük ve yaşam boyu bir çok dönemi birlikte yaşadık. Bu yüzden benim için bu yazıyı yazmak ve bunları söylemeden yazmak çok zor. Bu yazının sadece onun hakkında olmasını istiyorum ama bu kadar yakın olduğum biri hakkında yazarken meselenin duygusal kısmından kopamıyorum. Hem profosyonel anlamda sanatsal dönemlerine şahit olmak hem de yaşamını ve iç dünyasını iyi bildiğiniz biri hakkında yazmak çok zor bu nedenle şimdilik bu yazıyı kısa tutmak en iyisi.
Video enstalasyonlarından duvar resimlerine, panel ve kağıt üzerine akrilik dizilere yayılan geniş bir yelpazede üretim yapan Akakçe ile yaptığım bir çok röportaj var. 2018 yılında Harper’s Bazaar için yaptığım röportajlardan birinde söylediği ve kendisini ve varlığını çok güzel tanımlayan sözleri ile analım onu:
“Ölüm diye bir şey yok. Bu yaşam, ruhun yaşamı. Bedenin sadece bir enstrüman olduğunu düşünüyorum. Kabul etmek zorundayız bu bedeni. Biz enerjiyiz. Hepimiz çok güzeliz, hepimiz biriz… Ben şunu anladım ve buna inanıyorum: Ruhun yaşamı farklı. ‘Ben niçin buradayım?’, ‘Benim yapmam gereken bir şey var mı?’, ‘Beni başkalarından ayıran nedir?’ Ama bu dünyada farklı bir şeyler yaşıyoruz. Ailenin futbol takımı neyse, senin futbol takımın da o oluyor. İnançlarımız bile coğrafi konuma göre şekilleniyor. Ama ruh var. Ruhun yaşamı bambaşka bir şey.”
Haluk son güne kadar başka alemlere, değişime, dönüşüme, sonsuz olasılıklara inandı. Bunu hem kendi yaşamına hem de sanatsal pratiğine yansıttı. Çocuk yaşlarından beri inanılmaz canlı bir hayal gücü ve ona eşlik eden benzersiz bir mizah anlayışı vardı: Her anı değiştirebileceğinin gücüne hep inandı.
Haluk şimdi başka bir yolculuğa çıktı.
Evrensel anlamda bir sanatçıydı.
Başka bir boyutta görüşmek üzere
Haluk…
Yerin dolmayacak.
1970-2023
1970 yılında doğan Akakçe Bilkent’te İç Mimari eğitimi aldıktan sonra the Art Institute of Chicago ve Londra’da bulunan Royal College of Art’tan yüksek lisans dereceleri ile mezun oldu. Akakçe, New York’ta bulunan Whitney Museum of American Art; Roma’da bulunan Centro Nazionale per le Arti Contemporanee, New York’ta bulunan P.S. 1 Contemporary Arts Center, Connecticut’da bulunan The Aldrich Museum of Contemporary Art ve Berlin’de Künst-Werke’de kişisel sergiler açtı. Haluk Akakçe, 2006 yılında valinin daveti üzerine Las Vegas’taki Fremont Caddesi’nde dünyanın en büyük Viva Vision LED sunumua yapılan projeksiyondan oluşan Sky is the Limit projesini gerçekleştirdi. Las Vegas şehir merkezinde dört bloğa yaygınlaştırma, bu girişimin ardından Akakçe, Louis Vuitton markası tarafından Maison Louis Vuitton Champs-Elysées’de video enstalasyonu yapmak üzere davet edildi. Akakçe 2002 yılında Sao Paulo Bienali’ne ve Paolo Colombo küratörlüğünde İstanbul Bienali’ne katıldı.
ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.
Kapak Görseli: Mustafa Kemal Atatürk, Ankara’da açılan bir sergide heykeli incelerken, 1934, BYEGM
Kapak Tasarımı: Burcu Ocak