Ekin Keser'in “Kendimden Bir Şeyler Aradım” sergisinden. Fotoğraf: Ayşegül Altunay. Kaynak: Instagram / @mixerarts

İki Yeni Sergi Mixer’de

/

Mixer, Alp İşmen’in “Aşk imiş…” sergisi ile Ekin Keser’in Kendimden Bir Şeyler Aradım” sergisini ağırlıyor. Her iki sanatçının da ilk kişisel sergisi olan “Aşk imiş…” ve“Kendimden Bir Şeyler Aradım” sergileri 13 Mayıs’a kadar devam edecek.

Adını Fuzûlî’nin bir beytinden alan” Aşk imiş…” sergisi, ikili ilişkiler, aşk, sevgi gibi kavramlar etrafında şekillenirken, İşmen’in ikili olma halini ele aldığı lavi, çizim, gravür gibi farklı tekniklerdeki eserlerini bir araya getiriyor.

Alp İşmen’in “Aşk imiş…” sergisinden bir görünüm. Mixer, İstanbul

Sergi aşkın tanımlanmaktan öte tanımsızlığına ve yarattığı duyguların zihinsel süreçlerine odaklanıyor, sanatçının üretim pratiği ile örtüşen paralellikleri izleyiciyle buluşturuyor.

İşmen’in zihnindeki aşk kavramı kağıt ve mürekkeple yorumlanarak bilindik uzuvlar ve hibrit figürler şeklinde izleyici karşısına çıkıyor. Tanıdık gelen, iyi bilindiği düşünülen ancak tanımlanamayan bu hibrit figürlerin cinsiyetlerinin ve aidiyetlerinin önemi yok. Onlar sadece ‘ruh akrabalığı’ yapan bedenler olarak sergi mekanına yayılıyor.

Cinsiyetsiz, Hibrit Figürler

Aşk, insanlık tarihinin en temel duygularından biri. İnsanlar yüzyıllar boyunca birliktelik arayışına ihtiyaç duymuş, öyle ki bu durum aşkı insanın varoluşu üzerinden tanımlamaya ve yorumlamaya kadar gitmiş. “Aşk, insan varoluşu sorununa tek makul ve tatmin edici cevaptır” diyen Erich Fromm’a göre, insanın özünde var olan hayatta kalma güdüsünün bir ifadesidir. Aristoteles ve Plato’ya göre aşk eksiklik hissini azaltma ve ortak paydada buluşarak birbirini tamamlama, bir bütün olma isteği iken Jean-Paul Sartre’a göre özgürlüğün sınırlarını zorlayan diğer kişinin benliğiyle bütünleşme arzusudur.

Öte yandan bell hooks’a göre aşk, insana karşı duyulan sevgi, saygı ve ilginin yanı sıra, karşılıklı bir öğrenme, büyüme ve dönüşüm sürecidir. Her düşünür, aşka farklı bir pencereden baksa da aşkın hayatın anlamını ve değerini artırıp zenginleştirdiği konusunda ortak paydada buluşmuşlardır. Bu bağlamda bir araya gelen eserler “Aşk imiş…” sergisinin çıkış noktasını oluşturuyor.

Ekin Keser’in “Kendimden Bir Şeyler Aradım” sergisinden. Mixer, İstanbul

Galerinin izleyiciyle buluşturduğu bir diğer sergiyse Ekin Keser’in “Kendimden Bir Şeyler Aradım” başlıklı sergisi. Sanatçı, sergide kendi varoluşunu buluntu fotoğraflar, belgeler ve farklı nesneler aracılığıyla  yeniden kurguluyor.

Başkalarına ait anı ve belgelerden kestiği yaşanmışlıklar ile kendi hikayesini yeniden inşa eden Keser, bu inşada birbirine benzeyen ve kesişen hikayeler, insanın salt gerçeklikte birbirine ne kadar benzediğini gösteriyor. İdeolojiler, farklı cinsel kimlikler, kültürel farklılıklar ne olursa olsun her farklılıkta kendinize dair bir parça bulmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor.

İlginizi çekebilir:  Aslı Dinç’ten < andata >

Sanatçı, tanımadığı insanların geçmiş hikayeleriyle kendi varoluş öyküsünü tamamlamaya çalışıyor. Öyle ki, başka insanların hikayeleri bir ayna görevi görüyor, kendini bu ayna aracılığıyla tanımlamaya çalışıyor. Bu bağlamda sanatçı, benliğini kökleşmiş ya da atomize edilmiş olarak kurmak yerine ilişkiselliği başat bir düğüm halinde tutarak duyularını karakalem, kolaj ve enstalasyon gibi araçlar aracılığıyla eserlerine aktarıyor.

Toplum ve Birey Arasındaki İlişkiyi Sorguluyor

Ekin Keser’in “Kendimden Bir Şeyler Aradım Sadece” serisi, farklı sosyal statü ve geçmişlere sahip insanların buluntu fotoğraf ve belgelerinden oluşturduğu kompozisyonlara yer veriyor. Kesilmiş, dönüştürülmüş kompozisyonlarıyla sanatçı, toplum ve birey arasındaki ilişkiyi sorguluyor ve bu hikayeler aracılığıyla izleyicisine ortak bir dil önerisi sunuyor. Her kompozisyonun belleği isimlendirilirken, bulunan fotoğraflarda yer alan mekanlar, insanlar ve olaylardan türüyor. Keser, izleyicilerin eserleriyle ortak bir dil kurmalarını ve kendilerinden bir şeyler aramalarını amaçlıyor.

Sanatçı “Ben Kimim, Nereye Gidiyorum” isimli eserinde sosyal, siyasal, kültürel ve bireysel düzeyde tüm konuların benliğinde bıraktığı etkileri ele alıyor. Bu etkilerin benliğinde oluşturduğu değişimleri bir beden üzerinden okumayı mümkün kılıyor. Sınıfsal ayrımcılığa uğramış ve ötekileştirilmiş bedenini parçalara bölerek durumu oyuna dönüştüren sanatçı sürece dayalı bir savunma mekanizması oluşturuyor.

Öte yandan, cinsel yönelimini ailesine açıkladıktan sonra annesinin maruz kaldığı psikolojik şiddet sonucu aile fertlerini yırtarak çıkardığı eski fotoğraflar “Elekten Geçmeyenler” isimli yerleştirmesinin çıkış noktasını oluşturuyor.  Sanatçının bu fotoğrafları, annesinin sevdiği kevgir koleksiyonundan parçalarla birleştirerek, yerleştirmesinde kullanması, elekten geçemeyenlerle olan güçlü bağlarını simgeliyor. Bu yerleştirme, kadınların cadılaştırılmasına dair toplumsal baskıya karşı bir tepki niteliğinde. Keser ayrıca buluntu fotoğrafları başka formlara dönüştürüp kaybolan yaşamları da görünür hale getiriyor.

“Aşk İmiş” ve “Kendimden Bir Şeyler Aradım” sergilerini 13 Mayıs’a kadar Mixer’de ziyaret edilebilir.

Previous Story

ArtDog Istanbul İlhamlı Proje

Next Story

Salt’tan Yeni Kitap

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights