İsviçre’nin Davos kasabasında her yıl düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) zirvesi bu sene 16-20 Ocak tarihlerinde gerçekleşti. Çok sayıda hükümet yetkilisi, sivil toplum üyesi ve iş insanı “Parçalanmış Bir Dünyada İş birliği” temasıyla düzenlenen zirvede bir araya geldi.
Küresel iklim krizinin ve temiz teknolojiler, yenilenebilir enerji kaynakları ve endüstrinin karbondan arındırılması gibi konuların gündeme alındığı zirvede sergilenen sanat eserleri de dikkat çekti. Eserlerde de gündeme paralel olarak iklim değişikliğinin ortaya koyduğu şartlar, küresel mülteci krizi, teknoloji ve cinsiyet eşitliği gibi temalar öne çıktı.
Davos’da Sergilenen Eserler
Forumun sanat ve kültür direktörü olan Joseph Fowler, Davos’ta sergilenmek üzere, aralarında yeni medya sanatçısı Refik Anadol ve New York’ta üreten sanatçı Sarah Cameron Sunde’nin de yer aldığı sanatçı ve fotoğrafçıların işlerini seçtiklerini belirtti.
Şehirlerin Savunmasızlığı
The Art Newspaper’ın haberine göre Sunde’nin Davos’ta sergilenen projesi “36.5 / A Durational Performance with the Sea”, bizlerin ve şehirlerin, ekstrem hava olayları, iklim krizi ve yükselen deniz seviyeleri karşısındaki kırılganlığı ve savunmasızlığına dikkat çekiyor.
Sarah Cameron Sunde,36.5 / A Durational Performance with the Sea(2013 – 2022). Courtesy of the artist.
Dokuz mekâna özgü performans ve video çalışmasından meydana gelen seri, 2012’deki Sandy Kasırgası’nın New York üzerindeki etkisinden ilham alıyor. Sunde, bir performansında gelgitlerin etkisini bedeninde hissetmek adına 12 saat 48 dakika boyunca okyanusun içinde kalıyor. Sanatçı, benzer diğer performanslarında da ABD’nin San Francisco şehrinde, Meksika, Hollanda ve Bangladeş’te suya giriyor.
Odağında Mercan Resifleri
Refik Anadol’un mercan resiflerinin yok oluşundan hareketle ürettiği mekana özgü eseri “Artificial Realities: Coral”ı sergilendi. Yaklaşık 1 milyar mercan görüntüsünden oluşan ‘veri heykeli’, mercan resiflerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmalarına ve dolayısıyla iklim krizine dikkat çekiyor. 4 metre yüksekliğinde 12 metre genişliğindeki eserde, fotoğraflardan oluşan görüntüler yapay zeka desteği ile yüksek çözünürlükte sergileniyor.
Küresel Mülteci Krizi
Serginin bir diğer dikkat çeken eseri ise mülteci kamplarında yaşayan gençlerin ürettiği “The Colour of Resilience” adlı duvar resmi. Projenin yürütücülerinden biri de New York merkezli kâr amacı gütmeyen kuruluş Artolution. Dört farklı grup ile çalışılan projeye katkıda bulunan gençler Ürdün’deki Azrak, Uganda’daki Bidi Bidi, Bangladeş’teki Rohingya mülteci kampları ile Venezuela ve Kolombiya’daki mülteci yerleşim bölgelerinden seçildi.
