İstanbul’u Unutmamak İçin…

//

Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı Los Angeles Art Show bu yıl genç Türk sanatçı Zeynep Abeş’in üç bölümden oluşan enstalasyonu Memory Place’e ev sahipliği yaptı. Abeş ile Ekim ayında Mamut Art Project’te sergilenecek olan çalışmasının üretim sürecini, arka planını, İstanbul’la olan ilişkisini ve gelecek projelerini konuştuk.

Memory Place, Sanatçı: Zeynep Abeş, Ses Tasarımcısı: Devin Embil, Uçak nokta bulutu modeli: Adam Cigler, Istiklal, Video, 3’17’’, Anne, Video, 1’19’, Uçak, Video, 1’55’
  • Memory Place adlı enstalasyonunuzun LA Art Show’da sergilenmesiyle sonuçlanan süreç nasıl gelişti?

LA Art Show’da “Immersive Distancing” sergisinin küratörü, Chon Noriega, özellikle pandemi döneminde yaratılan yeni medya eserlerini araştırıyordu. Ben de aynı zamanda UCLA’in Sinema ve Medya bölümünde akademisyen olan Chon ile tez projemin araştırma sürecinde tanıştım. “Memory Place”, UCLA’in Medya Sanatları Yüksek Lisans Programında çıkan tez projemdi. Sanat eserinin yanı sıra, tezin yazılı kısmı için, yeni medya sanatçılarının dijital arşivlemede rolü üstüne araştırma yapıyordum. Chon ile kesişen araştırma alanlarımız sayesinde, özellikle sanatın kültürel ve kişisel miraslarımızı nasıl koruyabileceği konusunda uzun konuşmalarımızdan sonra beni LA Art Show’da düzenlediği sergi için seçti.

“Immersive Distancing” sergisi, beden, bellek, arşiv izleri ve kentsel değişim ile ilgili süregelen bireysel ve kültürel anımıza hitap ediyor. Memory Place, günümüzde arşivleme için kullanılan fotogrametri gibi gelişen teknolojileri şiirsel ve sembolik bir araç olarak kullanarak hafızamızın eksikliklerini yorumlamayı amaçlıyor.

Fotoğraf: Instagram / @zabes93
  • Memory Place, Ekim ayında Mamut Art Project’te sergilenecek. Enstalasyonun hikayesini, fikir olarak nereden yola çıktığınızı, üretim sürecini ve nihai hale giden yolda, arka planda varsa yaşanan ilginç detayları sizden dinleyebilir miyiz?

Sanat çalışmalarım genellikle kişisel hatıralarımın hızla akan zamana karşı verdiği var olma çabası ve unutma korkusuyla ilgili. Bu unutma korkusu çocukluğumdan beri özellikle değişen aile dinamikleri, evim ve mahallemin, sürekli fotoğraf ve videolarını çekerek sessizce kaybolabilecek anılarımı koruma çabalarımla daha da büyüdü.

Zaman geçtikçe, İstanbul’un değişken ruhuna konsantre oldum ve şehri görsel bir şekilde fotoğraf ve film kullanarak arşivlemeye başladım. Zamanla var olmayacak şeyleri korumak için arşivlenmiş fotoğraflar, filmler ve ses aracılığıyla anılarımın anlatılarını oluşturarak kapsamlı denemelerden sonra, hikayelerimi daha sürükleyici bir şekilde anlatmak istedim.

Farklı teknoloji ve yeni medya sanatlarını uzun süre araştırdıktan sonra, fotogrametriyi bir arşivleme aracı olarak kullanmaya başladım. Fotogrametri, herhangi bir ortam veya nesnenin üst üste bindirilerek çekilen fotoğraflardan, üç boyutlu dijital modellerin oluşturulmasını sağlayan bir teknoloji.

Her Video Yaklaşık 1000 Fotoğraf

Memory Place, kişisel ve toplum olarak paylaştığımız anıların 3 boyutlu halde ve günlük hayatımızın ayrılmaz parçaları olan seslerle birlikte, sürükleyici bir deneyime davet eden bir enstalasyon çalışması. Her video yaklaşık 1000 fotoğraftan oluşuyor.

Bu projeye 2020 Şubat ayında başladığımda, pandeminin seyahat kısıtlamaları nedeniyle fotogrametri taramalarını tamamlamak için İstanbul’a dönemedim. Bu nedenle bu zamandaki fotoğraflar, İstanbul’daki ailem ve Los Angeles’taki ben arasında bir iş birliği yaparak uzaktan çekildi. Mesela, “Anne” isimli yemek masası sahnesini Zoom üstünden teyzemi yönlendirerek iPhone fotoğraflarıyla oluşturduk. İstiklal Caddesi sahnesi, babamın çektiği bir videodan alınan görüntü dizisiyle oluşturuldu. Normalde kalabalık olan caddenin, karantina sayesinde oldukça boş bir versiyonunu yakalamayı başardık. Daha sonra, fotoğrafları Los Angeles’ta 3 boyutlu hale getirip animasyonlar üstüne çalıştım. Bu projeyi uzaktan ailemle birlikte çalışma süreci, eserin büyük bir parçasını oluşturuyor.

İlginizi çekebilir:  Berceste Sözler Yazıya Döküldü
Memory Place, Sanatçı: Zeynep Abeş, Ses Tasarımcısı: Devin Embil, Uçak nokta bulutu modeli: Adam Cigler, Istiklal, Video, 3’17’’, Anne, Video, 1’19’, Uçak, Video, 1’55’
  • İstanbul’dan ilham alan Memory Place, şehrin gittikçe değiştiğinden, düşünce ve ifade özgürlüğünün eskisi gibi olmadığından ve farklılıklara saygının azaldığından bahseden bir çalışma. Sizi İstanbul’la ilgili neler rahatsız ediyor? Bu düşünceyi hangi olaylardan etkilenip geliştirdiniz?

İstanbul gibi dinamik bir şehrin sürekli değişen kimliği ve siluetinin yarattığı yabancılaşma hissi üzerine bu projeyi geliştirmeye başladım. Eğitimim nedeniyle Amerika ve Türkiye arasında yaşıyorum ve İstanbul’a her döndüğümde, şehirden biraz daha kendimi uzak ve yabancı hissetmeye başladım. Bu hissettiğim duygular konusunda yalnız olmadığımı da gördüm. Unutma korkusu ve geçmişimizi koruma hissini etrafımdan birçok kişiden dinledikçe, toplum olarak paylaştığımız kaybetme duygusuna hitap eden ve bunun hakkında diyalog başlatan bir proje benim için oldukça önemli oldu.

İstanbul’un Değişen Ruhunu Sembolize Eden İstiklal Caddesi

Benim için değişmeyen, İstanbul’da hep beni bekleyen ve sabit kalan anılarımı düşünmeye başladım. Evime her döndüğümde annemin beni karşıladığı sofra, evimin kokusu ve masa etrafında yol yorgunluğuyla hissettiğim güven ve huzuru dondurmak istedim. Aslında belki de klişe ama herkesin bir anlamda yaşadığı ve değer verdiği bir duygusal an olduğuna inanıyorum. Bunun karşılığında İstanbul’un değişen ruhunu sembolize eden İstiklal Caddesi’ni ve belirsizliklerin getirdiği toplum olarak hissedilen yabancılaşmayı ifade etmeyi amaçladım.

Aslında, uzaktan büyüdüğün yerin değişimini izlemek çok zor bir gerçek ve bu nedenle değer verdiğim şehrin çeşitli anılarını arşivlemeyle ilgileniyorum.

  • Güncel ilham kaynaklarınız nelerdir?

Anılar, hafıza ve arşivleme ile ilgilenen sanatçılardan çok etkileniyorum. Özellikle bireysel veya kollektif hafızanın yorumlamalarını, kent mekanlarının hikâye ve kişilerle ilişkisi üzerine çalışmaları kapsamında yapılan projeleri takip ediyorum. Mesela Memory Place’in araştırma sürecinde keşfettiğim birkaç proje arşivlemeye bakış açımı tamamen değiştirdi.

Pınar Çevikayak Yelmi’nin yarattığı İstanbul’un Sesleri projesi benim için çok büyük bir ilham kaynağıydı. (https://soundscapeofistanbul.ku.edu.tr) Görseller dışında, kültürel hafızamızda ve anılarımızın sürdürülebilirliği açısından seslerin korunmasının öneminden çok etkilenerek hatıralarımın özellikle seslerini arşivlemeye başladım. Dedemin sofrada hararetli kahkahaları olsun, mutfak masasında yapılan dedikodular, babamın pazar sabahları çaldığı müzikleriyle iç çekmesi veya İstanbul’a ait eşsiz sokak seslerinin 3 boyutlu görsellerle birleşimiyle insanları içine çeken videoları yaratmayı amaçladım.

Zeynep Abeş
  • Kısa ve uzun vadeli hayallerinizi ve planlarınızı öğrenebilir miyiz?

Şu anda “Memory Place” projesini bir seri olarak büyütmeye çalışıyorum. İstanbul’un birkaç farklı mahallesinde fotoğraf yürüyüşlerine çıkarak, yeni 3D modeller yaratıyorum. Umudum, fotoğraf ve video kadar sık ve pratik bir şekilde anılarımı da fotogramateri teknolojisiyle varlığını sürdürmek. Aynı zamanda 3 boyutlu modellerin içinde insanların serbest şekilde hareket edebilmesi ve çekilen alanın tam büyüklüğünü yansıtmak için, sanal gerçeklik enstalasyonları sergilemeyi planlıyorum. Yalnız sanal gerçeklik gözlüklerini paylaşmak şu anda pandemiden dolayı güvenlik açısından çok tercih edilen bir teknoloji olmadığı için beklemedeyim.

Bunun dışında, fotogramateri gibi yeni medya araçlarının geçmiş ile olan ilişkimizi nasıl etkileyeceği üzerine olan araştırmalarımı UCLA’in medya üzerine olan doktora programında devam ettirmeyi planlıyorum.

*Memory Place https://www.zeynepmadethis.com/works/memory-place sitesinden izlenebilir.

Previous Story

Zilberman İki Sergiyi Buluşturuyor

Next Story

Abramovic’ten İzler

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.