Contemporary Istanbul Vakfı (CIF) ve Borusan Contemporary iş birliğinde düzenlenen “Hareket Eden Anılar” sergisi, bugün Fişekhane bünyesinde yer alan sanat alanı Cocoon’da başlıyor. 6 Ağustos tarihine kadar devam edecek sergi, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan 16 esere yer veriyor. Olaf Otto Becker, Laurent Bolognini, Boomoon, Edward Burtynsky, Daniel Canogar, U Ram Choe, Reinhard Görner, Christa Sommerer & Laurent Mignonneau, François Morellet, Iván Navarro, Alan Rath, Daniel Rozin, teamLab, Frank Thiel ve Michael Wolf’un eserleri yer alıyor.
Teknolojinin Yolculuğuna Tanıklık Ediyor
“Hareket Eden Anılar”, teknolojinin sanat üzerindeki etkisinin giderek arttığı bir çağı, İstanbul gibi metropollerin yaşam deneyimi üzerinden anlatıyor. Çok katmanlı kentlerin barındırdığı duygular, hatıralar, sosyokültürel geçmiş, doğanın kentsel dokuyla uyumu gibi konular üzerinde düşündüren sergide yer alan güncel sanat eserleri Fişekhane’nin tarihi dokusu ve mimarisi ile bütünlük kuruyor. Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nda yer alan fotoğraf ve Yeni Medya eserler arasından derlenen sergi, güncel sanatın malzemelerinden biri haline gelen teknolojinin gelişim yolculuğuna tanıklık ediyor. Yükselen katlar arasında kalan tarihi Fişekhane yapısının modüllerinin sergideki hareketli imgelere uyumundan hareketle, kent sakinlerinin karakteri, sosyokültürel birikimi, psikolojisi ve bulundukları coğrafyaya göre şekillenen ortak yaşam alanlarına değiniliyor.
‘İstanbul’un Kozmopolit Doğasıyla Örtüşüyor’
Sergiyle ilgili olarak konuşan Contemporary Istanbul Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, “Vakfımızın çağdaş sanatı geniş kitlelerle buluşturma misyonu çerçevesinde, başarının aynı hedefleri paylaşan yurt içi ve yurt dışı kurumlarla iş birliğinden geçtiğine inanıyoruz. Borusan Contemporary ile gerçekleştirdiğimiz bu sergide çağdaş sanatın en yenilikçi ifade biçimlerini toplumun tüm kesimleriyle buluşturmayı amaçlıyoruz. Hareket Eden Anılar sergisi hem işlenen temalar hem de eserlerin uluslararası niteliği bakımından küresel bir sanat merkezi olma yolunda büyük yol kat etmiş olan İstanbul’un kozmopolit doğasıyla örtüşüyor. Yaşadığımız yoğun kentleşmenin sorunlarını çağdaş sanatın en yenilikçi teknikleriyle ele alan seçki, pandeminin olumsuz etkilerinden yavaş yavaş sıyrılmaya çalıştığımız bu günlerde bize sanat yoluyla bir yeni soluk alma olanağı sunuyor” dedi.