Global korona virüsü salgını sürecinde sosyal izolasyonda evlerde geçirilen zaman, pek çok kişiye hatırı sayılır bir film kültürü ‘kattı’. Vakitsizlikten izlenemediği için şikayet edilen filmler, IMDB listeleri, arkadaşların önerileri, online erişime açılanlar derken pek çok kişi normalde seyretmediği kadar film seyretme imkanı buldu. Tabii çeşitlilik de arttı, farklı türlere şans verildi. İşte film seyrederken gözünü oyuncuların stilinden alamayanlar, moda dünyasına dair konuları izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayanlar için film önerileri…
- Breakfast at Tiffany’s/ Çılgınlar Kraliçesi (1961)
Zarafet denince akla gelen oyuncu ve moda ikonu Audrey Hepburn’ün Holly Brightly karakterine hayat verdiği iki Oscar Ödüllü film, efsaneler arasına girmiş durumda. Hepburn’ün filmde giydiği, Hubert de Givency tasarımı siyah saten elbise ise yıllardır hafızalardan silinmedi. Öyle ki, filmdeki elbise 2006’da Christie’s Müzayede Evi’nde 467 bin 500 Euro’ya satıldı. Film boyunca siyah, krem gibi nört renkli kıyafetleri dikkat çekici şapkalar, iddialı kolyeler, kalın çerçeveli gözlüklerle tamamlanan Hepburn’ün, yine Givency tasarımı turuncu kabanı da hala akıllarda…
- Phantom Thread (2017)
2018’de En İyi Kostüm Tasarımı Oscar Ödülü’ne layık görülen film, moda tasarımcısı Reynolds Woodcock’ın sıradan bir garson kız olan Alma’nın hayatına girişiyle birlikte yaşadığı değişimler üzerine kurulu. Woodcock rolüyle Daniel-Day Lewis’ın devleştiği film aynı zamanda Lewis’in rol aldığı son film olma özelliği taşıyor. Filmde moda evi çalışanlarının çoğu ise profesyonel oyuncular yerine gerçek terziler, sektör profesyonelleri tarafından canlandırılmış.
- Clueless / Fırlama Kızlar (1995)
Tam bir ‘iyi hisset’ filmi olan “Clueless”, seyirciyi zengin lise öğrencilerinin dünyasına götürürken Alicia Silverstone’un Cher karakteri (ve arkadaşlarının) kıyafet seçimleri, her dönem ilham alınanlardan. 90’lar stilini yeniden hatırlatan filmi, Cher’in sarı, ekose etek-ceket takımı ya da beyaz renkli mini Calvin Klein elbisesini düşünmeden hatırlamak zor.
- Coco Before Chanel (2009)
Gabrielle Chanel’in ‘Coco’ Chanel olmadan önceki yaşamını ele alan biyografik film, modada devrim yaratan tasarımcının terzilik günlerinden kabare şarkıcılığına uzanan sıra dışı hayatını gözler önüne seriyor. Başrolünde Audrey Tatou’nun yer aldığı filmin, En iyi Kostüm Tasarımı dalında César Ödülü ve Oscar adaylığı bulunuyor.
- The Great Gatsby / Muhteşem Gatsby (2013)
Scott Fitzgerald’ın ünlü romanından uyarlama olan ve Jay Gatsby rolüyle Leonardo DiCaprio’ya yer veren film, yazar olma hayalleriyle geldiği New York’ta milyoner Gatsby’nin gösterişli dünyasıyla tanışan Nick Carraway’i (Tobey Maguire) konu alıyor. Gatsby’nin göz kamaştırıcı partileri ve davetlilerin, Daisy Buchanan’ın (Carey Mulligan) ikonik stili, yıllar sonra bile pek çok kostüm partisine tema olmaya devam ediyor.
- Yves Saint Laurent (2014)
2008’de hayatını kaybeden dünyaca ünlü Fransız moda tasarımcısı Yves Saint Laurent’ın kariyerini konu alan film, tasarımcının Dior’dan ayrılışından partneri ve ortağı Pierre Bergé’yle olan ilişkisine kadar hayatının büyük bir bölümünü konu alıyor. İzleyeni moda tarihinin son yüz yılına damga vurmuş bir tasarımcının dünyasına götüren film, Pierre Niney’e Yves Saint Laurent rolüyle César En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandırmıştı.
- The Devil Wears Prada / Şeytan Marka Giyer (2006)
Andy Sachs’in (Anne Hathaway) Runway dergisinin başında bulunan, moda dünyasının önemli ismi Miranda Priestley’nin (Meryl Streep) asistanı olduktan sonra yaşadıklarını konu alan film; moda dünyasının ışıltıları arasında kendinizi kaybedeceğiniz, keyifli dakikalar vadediyor. Andy’nin zamanla değişen stilini ve her an ekrandan göz kırpan çarpıcı kıyafetleri izlemenin zevkiyse cabası.
- The September Issue / Eylül Sayısı (2009)
Vogue dergisinin 2007 sonbahar sayısına hazırlık sürecini, derginin genel yayın yönetmeni Anna Wintour ve ekibinin yaşadıklarını konu alan belgesel film, modaseverlerin listelerinde yer alması gerekenlerden. İkonik stili, kült bob kesim saçlarıyla Anna Wintour bile bir buçuk saatlik belgeseli izlemek için yeterli bir sebep…
- Dior et Moi (2014)
Seyircinin, uluslararası şöhrete sahip modaevinde kapalı kapılar ardında neler yaşandığına kısa da olsa şahit olmasına vesile olan belgesel film, sizi yaratıcı yönetmen Raf Simons’ın tasarımcı bir grupla ilk haute couture koleksiyonunu yaratım sürecine götürüyor. Bir anlamda Christian Dior moda evinde bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Belgesel, emekleri çoğu zaman hak ettiği takdiri bulmayan çalışkan terzileri ve diğer emekçileri de göz önüne çıkarıyor.
- Atomic Blonde / Sarışın Bomba (2017)
Başrolde, MI6 gizli ajanı Lorraine Broughton rolüyle Charlize Theron’un yer aldığı filmi, kostüm tasarımcısı Cindy Evans’ın başarısını takdir etmeden bitirmek zor. 1980’lerin stilini yansıtan Evans, Fashionasta’ya yaptığı açıklamada karakterin vintage Dior, Burberry trençkotlar, John Galliano vinil montlar; Margiela takımlar ve Stuart Weitzman tasarımı botları tercih ettiğini açıklamıştı.