İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenecek 18. İstanbul Bienali’nin başlığı ve kavramsal çerçevesi Beyoğlu Spor Kulübü binasında düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu.
Toplantıda İstanbul Bienali Direktörü Kevser Güler ve küratör Christine Tohmé bienalin küratoryal yaklaşımını katılımcılarla paylaşarak başlığının “Üç Ayaklı Kedi” olduğunu açıkladı.
Üç Ayaklı Kedi
Christine Tohmé, kaleme aldığı küratoryal metinde bienalin üç yıla yayılan yapısını şöyle açıklıyor:
“Kedinin dokuz canlı olduğu söylenir. Kentin sevilen ve sayılan bu sakini, sokakların arasından süzülür, gözden kaçanların izini sürer ve gerinerek güneşin tadını çıkarır. Zekâsı ve cazibesiyle mahalleliler ve yoldan geçenler için kural tanımaz bir yoldaş rolüne bürünür. Binlerce yıllık evcilleşmeye rağmen tehlikeler karşısında yabaniliğini korur.
“Oyun ile tehlike arasında git gellerle yaşayan kedi, ona karanlık anlarda kılavuzluk eden meraklı bir ruha sahiptir. Zaman zaman bu ona ağır bir bedel ödetebilir, hatta bir uzvuna mal olabilir. Üç ayaklı kedi, bir görünüp bir kaybolarak sessizce gezinir. Aksak yürüyüşü, anlatılmamış bir dehşetin yankılarını taşır. Yine de arada bir soluklanır, başını kaldırıp gökyüzüne bakar ve gezegenin ufkunu sorgular. Kimi zaman tökezlese de zarafetini kaybetmeden yeni denge hareketleri dener. Kediyi takip ederek alışılmış yollardan ayrılmak bize onun haylazlıklarını taklit edip dönüşüm alanları yaratma cesareti verir; güneşin sıcaklığında teselli buluruz.
“Giderek hızlanan yıkım, zorunlu göçler ve önü alınamayan krizler tüm ufukları ve gelecek olasılıklarını paramparça ediyor. Sürekli daralan bir şimdiyle karşı karşıya kalan bedenlerimiz, pek çok saate ayak uydurmaya zorlanıyor: kimisi hızlı kimisi yavaş kimisi bozuk. Bir sendeleyip bir ileri atıldığımız ikili bir devinim içine hapsolmuş, dengede durabileceğimiz adımı atmaya çabalıyoruz. Tıpkı kedi gibi biz de kendi etrafımızda dönüyor, kıvrılıyor, kaybolup yeniden ortaya çıkıyoruz. Yönümüzü bulmaya çalışırken, dinlenmeyi öğreniyor, bir yandan da korunmaya ve onarılmaya muhtaç parçalarımıza sahip çıkıyoruz.
“Üç ayağı üzerinde 2025’ten 2027’ye uzanan 18. İstanbul Bienali, her yönüyle bir kediyi andırıyor. Zaman içinde esneyerek ayaklarını yere basıyor; sohbetlerden, egzersizlerden ve aralıksız haber akışından beslenen bir ritmi benimsiyor. Tema olarak kendini koruma ile gelecek olasılıklarını merkeze alan bienalin ilk ayağı, 20 Eylül–23 Kasım 2025 tarihleri arasında 40’tan fazla sanatçının eserini içeren bir sergiyle birlikte performanslar, gösterimler ve konuşmalar sunuyor. 2026’daki ikinci ayak, bir akademi oluşturmaya ve yerel inisiyatiflerle işbirliği içinde bir kamusal program dizisi geliştirmeye odaklanıyor. 2027’de ise bienal üçüncü ayağına yaslanarak dinleniyor; yol boyunca karşılaştıklarını bir araya getiren son bir sergi ve atölye programıyla tamamlanıyor.”
Koç Holding’in desteğiyle düzenlenecek 18. İstanbul Bienali yine ücretsiz olarak gezilebilecek. Bienalin ilk ayağı, kendini koruma ve gelecek olasılıkları temaları etrafında biçimlenecek.
Bienali Ziyaret Etmek İçin Detaylar
• Tarih: İlk ayağı 20 Eylül–23 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek 18. İstanbul Bienali’nin basın ön izlemeleri 16–19 Eylül, profesyonel ön izlemeler ise 18–19 Eylül‘de yapılacak.
• Ayrıntılı Bilgi ve Giriş Bilgileri: İKSV Web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
18. İstanbul Bienali
18. İstanbul Bienali’nin ilk ayağı için sanatçılara bir açık çağrı yapıldı. 31 Ekim–15 Aralık 2024 tarihleri arasında açık olan çağrıya yanıt olarak bienal için değerlendirilmek üzere 105 farklı ülkeden, 1.500’e yakın dosya ulaştı. Küratör tarafından değerlendirmelerin tamamlanmasının ardından dosya paylaşan tüm sanatçılara 2025 Mart ayı sonuna kadar katılım durumlarıyla ilgili bilgi verilmesi hedefleniyor.
İstanbul Bienali Danışma Kurulu’nda akademisyen ve eleştirmen Ahu Antmen, küratör Lydia Gatundu Galavu, sanatçı Gözde İlkin, araştırmacı, küratör ve sanat direktörü Renan Laru-an ile küratör ve müze direktörü Sally Tallant yer alıyor.
Christine Tohmé Hakkında
Christine Tohmé küratoryal ve kurumsal pratiğinde kültürel üretim, sanat eğitimi ve topluluk inşasıyla ilgileniyor. 1993 yılında kâr amacı gütmeyen Ashkal Alwan derneğini kurdu ve o gün bugündür dernek çatısı altında çalışan çeşitli inisiyatifler aracılığıyla güncel sanat pratiklerini desteklemeye devam ediyor.
Bu inisiyatifler arasında, ücretsiz öğrenim imkânı sunan Home Workspace Programme (2011–günümüz) ile çevrimiçi platformlar Perpetual Postponement ve aashra bulunuyor. Küratör olarak Tohmé, Home Works: A Forum on Cultural Practices, Beyrut (2002–günümüz) ve farklı şehirleri kapsayan Şarika (Sharjah) Bienali 13: Tamawuj gibi birçok disiplinlerarası programı tasarladı. Çalışmaları, UNESCO-Şarika (Sharjah) Arap Kültürü Ödülü (2018), CCS Bard Audrey Irmas Küratoryal Mükemmellik Ödülü (2015) ve Prince Claus Ödülü (2006) ile onurlandırıldı.
Uluslararası Bienal Derneği ve feminist kültür derneği Haven for Artists’in yönetim kurullarında görev alıyor. Beyrut’ta yaşıyor ve çalışıyor.
Beyoğlu Spor Kulübü
Basın toplantısının düzenlendiği Beyoğlu Spor Kulübü’nün tarihi 1877 yılına kadar uzanıyor. İstanbullu Rumlar tarafından Ermis adıyla kurulan kulüp, 1886’da Athlitikos Sillogos Pera, 1914 yılında Peraclub adını aldı. Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte adı Beyoğlu Spor Kulübü oldu.
18. İstanbul Bienali kapsamında çeşitli performanslara da ev sahipliği yapacak olan mekânda spor tarihinin mihenk taşlarından Beyoğlu Spor Kulübü‘nün köklü tarihine ışık tutan bir müze de yer alıyor.