Dünyanın önemli sorunlarından olan ırkçı şiddete, bu kez Yunan sanatçılar dikkat çekiyor. Sanatçıların emekleriyle oluşturulan dijital harita, çarpı işaretleri ve illüstrasyonlarla göçmenlere yönelik saldırıların yer aldığı noktaları gösteriyor. Herkesi yaşananları unutmamaya ve şiddetin karşısında durmaya davet ediyor.
Online olarak ulaşabileceğiniz harita “The Black Map of Racist Violence” (Irkçı Şiddetin Siyah Haritası) adını taşıyor ve Yunanca ve İngilizce olarak görüntülenebiliyor. Haritada 50 farklı sanatçının illüstrasyonlarıyla gösterilen 100 ırkçı saldırı yer alıyor. 2018’in mart ayında Atina’daki Afgan Toplum Merkezi’nin ateşe verildiği saldırı da dijital haritaya yerleştirilmiş bu 100 saldırıdan bir tanesi.
BBC’de yer alan Jessica Bateman imzalı haberde Afgan Toplum Merkezi’ndeki bu saldırıda kimsenin yaralanmadığını fakat önemli belgelerin yok olduğunu ve bilgisayar sisteminin zarar gördüğünü öğreniyoruz. Toplum merkezinden kurul üyesi Mohammed Mirzay merkezin özellikle kadın ve çocuklar tarafına ziyaret edilen bir yer olduğunu, bu saldırı sonrasında insanların gelmeye korktuğunu anlatıyor. Çeviri hizmetleri gibi yaşamsal hizmetler sunan merkez binası bugün boş. Onun yerine Atina’nın farklı mahallelerinde Afgan toplumu için merkezler var ve şu anda korona virüs salgını sebebiyle süren karantina sürecinde Afgan halkına destek olmaya devam ediyorlar.
Peki 2018 öncesinde de ırkçı saldırıların hedefi olan Afgan Toplum Merkezi’nin boş binasında şu an ne var? Jessica Bateman bu soruyu haberinde “Ortasında bir QR kod olan beyaz bir kare haricinde, saldırıları hatırlatan bir şey yok” diye yanıtlıyor. Bu QR kodu telefonunuza okutunca, Yunan sanatçı Giorgos Gousis’in binayı alevler içinde gösteren illüstrasyonu karşınıza çıkıyor. Proje, Yunanistan’daki ırkçı saldırıları belgeleyen kreatif proje X Them Out’un bir parçası. Haberde projede de çalışan Yunanistan’daki Rosa Luxemburg Vakfı’ndan Electra Alexandropoulou’nun şu cümlelerine yer veriliyor: “Yürüdüğümüz, konuştuğumuz, öpüşüp sarıldığımız sokaklarda bir zamanlar kan döküldüğünü herkesin hatırlamasını istiyoruz.” Alexandropoulou ırkçı saldırıların sessizlikle sarıldığını söylüyor. Birçok göçmenin dökumanlarının tam olmadığını, dolayısıyla da sınır dışı edilme korkusuyla uğradıkları saldırıları bildiremediklerini hatırlatıyor.