Üretimlerinde kimlik, kültürel miras ve hafıza kavramları arasındaki karmaşık sınırlara olan ilgisini sürdüren Burçak Bingöl’ün kişisel sergisi Yeryüzünde Minör Titreşimler, Galeri Nev İstanbul’da açılıyor. Bingöl’ün ilk kez 2022’de SAHA desteğiyle Tate St Ives’da, 2023’te ise Ka Ankara’yla sergilenen seramik çalışmaları galeri mekânında yeni bir kurguyla sunuluyor. Sergiye, dört yıllık sürece yayılan projeyi detaylı şekilde ele alan bir kitap da eşlik ediyor.
Bingöl’ün yedi parçadan oluşan yerleştirmesi, ateşlemenin hâlâ devam ettiği hayali bir fırının iç düzenini galeri mekânına aktarıyor. Bu dönüşüm sırasında eriyen, yarım kalmış gibi görünen veya sırlanan seramik formların üzerine, arasına veya çevresineyse sanatçının belleğindeki çeşitli görüntüler, buluntu nesneler ve yok oluşların ardından filizlenen yeni yaşamlar; bitkiler serpiştiriliyor. Fırının içini ve yapılanma prensibini sahnelerden oluşan bir yerleştirmeye dönüştüren sanatçı, Türkiye ve Birleşik Krallık’ın tarihinden ve kültüründen beslenirken onları
koruyor, bozuyor, birbirine karıştırıyor ve dönüştürüyor. Osmanlı şah vazoları Barbara Hepworth’ün bahçesinden toplanan çiçeklerle veya Türkiye’deki kültürel yapıların yıkımını gösteren görüntülerle buluşurken, modernleşmenin mekânın kimliğini nasıl değiştirdiğini ve mekânla birlikte aidiyet deneyimlerini nasıl yarattığını yansıtan metaforlarla yüklü formlara dönüşüyor.
Sergideki enstalasyona, sanatçının kaleme aldığı beş bölümlük bir şiir de eşlik ediyor. Uzun bir metinden süzülerek “sıkıştırılan” bu dizeler, farklı kentlerden çeşitli mekânlar aracılığıyla Bingöl’ün yolculuğuna, eserlerine, düşünme ve aktarma biçimine dair referanslar sunuyor. Her bir eser kümesinin birbirini bütünlemesi gibi, bu şiirler de birbirini bütünlerken sanatçının kişisel hafızasından ve mikro-tarihinden ufak anlatıları izleyiciyle buluşturuyor.
Sergiye eşlik eden ve 4 yıla yayılan bu projenin başlangıç aşamasından İstanbul’da
sergilenmesine kadar olan süreci belgeleyen kitapta, Burçak Bingöl ve Özgür Ceren Can’ın metinleri yer alıyor. Sanatçının eserlerinin yanı sıra eskizlerinden, notlarından ve fotoğraflarından seçkilerin de bulunuyor.
Değişen, Dönüşen ve Başkalaşan Kentler
Mart 2022’de SAHA Derneği desteğiyle Tate St Ives Porthmeor Stüdyoları’nda bir ay konaklayan Bingöl, Bernard Leach Seramik Atölyesi, Barbara Hepworth Heykel Bahçesi ve Cornwall’daki Penwith Yarımadası’nın modernist sanatsal mirasını inceleme fırsatı buldu. Daha sonra bu ziyaretini, seramik malzeme ve yöntemlerini modernizmin tarihiyle birleştirdiği; hatırlama, unutma ve değişim kavramları etrafında şekillenen bir sergiye dönüştürdü. Ancak sergi St Ives’da somutlaşmış olsa da çıkış noktasını Bingöl’ün Ankara’da yaşadığı bir deneyimin belleğinde kalan
bir anından alıyor.
Sanatçının çocukluğunun, gençliğinin geçtiği ve mezun olduğu Ankara Devlet Konservatuarı binasının yıkılma sürecinde bir iş makinesinin enkazı kaldırmak için toprağa vurduğu an, Bingöl’ün tanıklık ettiği yok oluş üzerinden bireysel ve toplumsal kayıplara ve dönüşümlere odaklanmasına aracı oluyor. Bu bağlamda ‘titreşim’, hem gerçek hem de mecazi bir karşılık buluyor: Bir binanın yıkımının bedende hissedilen sesi ve daha geniş bir düzeyde, kültürün ve kolektif hafızanın silinmesinin neden olduğu yankılar. Modernitenin direttiği hızlanma ve yenilenme tutkusuyla sürekli değişen, dönüşen, başkalaşan veya yok olan kentler, mekânlar, kitleler ve değerler üzerinden gelişen proje, Ankara’da başlayan bu hikâyeyi St Ives’daki modernleşmeyle birleştirerek düşünme sürecini başlatıyor.