Damla Sari, Gelsin Yüzüne De Söylerim, 2019, kinetik enstalasyon, 108x150x50 cm.

Yaşlı ve Dedikoducu Sandalyeler

////
  • Son 10 Yılın Çıkmış Soruları isimli ilk kişisel serginiz ArtOn’da açılıyor. Sergiden genel olarak biraz bahseder misiniz?

Sergi fotoğraf, video enstalasyon ve kinetik yerleştirmelerden oluşuyor. Küratörlüğünü İlayda Abdik yapıyor. Beş ay sergi üzerine sakin bir şekilde çalıştık. Sergiyi fiziksel olarak iki boyutun içine sıkışmış bir beden olarak ben ve sessizliklerini bozmuş nesnelerin bedenlerine yerleşmiş ruh formları olarak ikiye ayırabiliriz.

  • Mobilya ve objeleri insanlaştırdığınız kinetik heykeller üretiyorsunuz. Bunun yanında sergide video ve fotoğraf işleriniz de olacak. Sizi daha yakından tanımak adına soruyorum; sanat pratiğinizde kinetik heykellerle tanışmanız ve onlarla üretim yapmanız nasıl başladı?

Sinestezi üzerine araştırmalar yaptığım bir dönem kano ebatlarında tasarladığım bir yatağın iki tarafına sandal kürekleri konumlandırmıştım. Statik bir görüntü üzerinden zihinde eşduyu yaratarak hareket illüzyonu oluşturmayı hedefledim. Sonra hareketin kendisinin peşine düştüm.

  • İnsan jestlerini taklit etme üzerine çalıştığınızı görüyorum. Bazen tek bir jest duyguyu anlatmak için başka birçok şeyden daha geçerli olabiliyor. Etten kemikten yapılmamış objelerde bu hareketlere anlam yüklemek için nasıl bir çalışma sürecinden geçiyorsunuz?

Nesnenin kişisini biliyorsam kişinin peşine düşüyorum. Uzun bir süre gözlem ve iletişim sürecine giriyorum. Terk edilmiş bir nesne ile karşılaşıyorsam o an bana nerede var olamadığımın hissettirdiği eksikliği duyumsamaya çalışıyorum. İlk karşılaşma anında hissettiğim duyguyu özümseyerek üzerindeki izleri inceliyorum. Bazen gördüğüm rüyayla hikaye oluşturup yarattığım kişinin nesnesini bulmak için yola koyuluyorum. Bulduğum nesnelerle bir süre aynı ortamda yaşayarak helezonik bir bağ kuruyorum. Damla olmaktan uzaklaşıp o nesne olmaya yaklaşmanın yollarını arayarak bir şekilde duygularımın sağlamasını yapmaya çalışıyorum. Daha sonra ulaştığım duyguyu gösterebilmenin en doğru teknolojisini arıyorum.

Damla Sari, Görürsem Söylerim, 2022, fine art, 70 x 100 cm.
  • Eserlerinizin isimleriyle içerikleri arasında güçlü bir bağ var. Çoğunlukla nüktedan olan bu isimler içeriklerin bir parçası mı? Cümleler, kelimeler ne kadar işin içinde?

İsimler içeriklerin tam olarak parçası. Hatta isimlerin işlerin kavramsal yükünü taşıyan kolonlar olduğunu da net bir şekilde söyleyebilirim. Bütün işlerimin isimlerini bir bütün olarak ele alırsam şayet ve onlara bir beden vermem gerekirse, tam olarak herhangi bir yerin kapısında bekleyen ve gelen insanları gitmeleri gereken yere yönlendiren karşılama görevlisi olurlardı. İşlerdeki o kavramsal mekansızlığı isimlerle bir nebze netleştirmeye çalışıyorum.

  • İşlerinizin üretim aşamalarından biraz bahseder misiniz?

Aslında teknik olarak oldukça eski, yapay zeka gibi çağdaş sanatta da günümüzde sıkça kullanılan yöntemin aksine, temeli 1950’lere dayanan bir yöntem. Bu yaklaşım aslında eserlerinizi zamansız kılıyor.

  • İlerleyen günlerde daha çok günümüz teknolojisini kullanarak işler üretme ihtiyacı hissediyor musunuz? NFT gibi daha farklı mecralarda üretim yapma gibi bir planınız var mı?

Nesne algılanımlarının psikanalitik çözümlemeleri üzerinden gerçekliğe yaklaşımı inceliyorum. Çalışmalarımı psikolojik durumlarını ortaya çıkarmaya her zaman hazır olan, dışa-dönük karakterler üzerine yaptığım gözlemlerin etrafında toplayıp bu karakterlerin davranışlarının kendi üzerimde doğurduğu izlenimlerden hareketle; kinetik sanat, yeni medya ve enstalasyonlar üretiyorum. Nesneler üzerinden kişilerinin analizlerini yapıp, ruh prototipleri üretip hicivli bir yaklaşım yardımıyla ortaya çıkarıp, kişinin geçmişi üzerinden geleceğinin inşasına odaklanıyorum. Eserlerimde genel olarak bilinçli bir şekilde teknolojiyi en ilkel yolla çözümleyerek yoğun bir duygu üretmeyi hedefliyorum. Çünkü hareket ve görüntü ne kadar mekanikse nesne insan olmaya en yakın yerde konumlanabiliyormuş gibi hissediyorum.

İnsanı ilkel beyninin yönettiğini göz önüne aldığımda insanlaştırdığım bu nesnelerin de ilkel beyinleri tarafından yönetilmesine önem veriyorum. Bu nesnelerin sürekli ayna görevi görerek insanlara karşı kendilerini korumaya alma tavırları kimi zaman izleyicinin de kendisini korumaya almasını gerektiriyor. Bu diyaloğu izlemeyi seviyorum. Çünkü kendini savunan bu iki taraf o an empatiden oldukça uzak gibi görünüyorken sonrasında tam olarak bir empati sürecine evrilebiliyor.  Teknolojinin gelişmesiyle kaybolan duyguları teknolojinin kendisiyle deneyimlemenin ve deneyimletmenin peşindeyim. İlerleyen günlerde günümüz teknolojisini kullanarak işler üretme ihtiyacını iş kendisi seçerse yaparım. Birkaç projem olduğunu söyleyebilirim; üzerinde çalışmalarım sürüyor.

İlginizi çekebilir:  Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Değil
Damla Sari, 5 Dakikaya Hazırım, 2022, video enstalasyon, 14’32”, 3’41”
  • 5 Dakikaya Hazırım isimli video işinizde kadın algısını ve rollerini sorguluyorsunuz. Medeniyetin ilk çağlarından bu yana kadınlar olarak geldiğimiz nokta kadın varlığının tanımı anlamında çok da değişmiş sayılmaz. Bir kadın sanatçı olarak bu gerçekten ne denli muzdaripsiniz?

Cinsiyetim üzerinden muzdarip olduğum konuları sıralandırmam gerekirse kadın sanatçı olmam ortalarda bir yerlerde kalır. Biyolojik olarak yaratmak, dünyaya getirmek gerçeğini bünyemizde barındırıyoruz. Bu durum kadınların yaratım kabiletini önemsizleştiren bir unsur haline geliyor. Kendim ve birçok kadın sanatçı için şunu söyleyebilirim ki, piyasada erkek olmadığımız ve yanında da bazı kimliklere sahip olmadığımız için bu yolu bu kadar yavaş yürümek zorundayız. Metin olalım.

  • İşlerinizin genelinde yaşadığımız coğrafyaya ait, görünce hemen tanıdık gelen sahneler var. Mesela Gelsin Yüzüne de Söylerim isimli yerleştirmedeki sandalye formundaki ‘teyzeler’ aslında hepimizin akrabası, komşusu. Mobilyalara nasıl bu denli kişilik yükleyebiliyorsunuz?

Aslında bu iş özelinde konuşacak olursam önce ‘teyzeler’ dikkatimi çekti; sonra onları ararken gördüğüm boş sandalyeler, ruhları bu sandalyelere sinmişti. Mahallenin iktidarı olan teyzeleri galeri mekanına getiremezdim fakat ruhlarını çalıp sandalyeleriyle getirebilirdim. Sandalyeleri gizlice aldım, bazen yakalandım bazense kendileri verdiler. Birkaç ay teyzeleri izleyip doğru jesti aradım. Gidip onlarla iletişim kurdum. Bunların hepsini çok eğlenerek yaptım. Asıl derdimi dile getirmenin en tatlı yolu teyzelerdi. Çok fazla gözlem yapmamın inanılmaz katkısı oluyor evet, fakat açıklayamadığım bilimsel bir düzleme henüz oturtamadığım bir bağ kurduğumu düşünüyorum. Bir duygu yaratmak için bir nesne arıyorum, onu buluyorum ve sahibinin kim olduğuna dair bir fikrim olmuyor. Nesneyi satın aldığım antikacı benim yarattığım hikayeyi dinleyince şaşırıyor. Yaratmaya çalıştığım hikaye, duygu, nesnenin geçmişi olabiliyor. Bu nesnelerin ve kişilerinin beni seçtiğini hissediyorum bazen. Bu noktada yüklemeye çalıştığım bu kişilikler, nesnenin de bana bir adım atmasıyla oluşuyor.

  • Psikanalizle oldukça ilgilisiniz sanırım. Konularınızın çoğu da çocukken şahit olduğunuz  bir takım sahnelerle ilgili gibi görünüyor. İlhamınızı nelerden alıyorsunuz?

Yer yer çocukken şahit olduğum sahneler diyebilirim. Bunu nasıl bir düzlemde gerçekleştirdiğimi bilmiyorum. Çocukluğumu, çocuk olduğum Damla ile mi şimdiki aklımla mı yoksa şimdiki halimin çocuk haliyle mi kurcalıyorum, benim için muamma.

  • Pandemi süreci çalışmalarınızı nasıl etkiledi?

Pandemi sürecinin bana çok iyi geldiğini söyleyebilirim. Herkesin zamanı aynı anda durmuştu ve benim üzerimde bunun verdiği garip bir sakinlik vardı. Zamanını sık sık durdurma ihtiyacı hisseden biri olarak şunu söyleyebilirim ki hızla geçen bir dilimde bunu yapmak inanılmaz huzursuz edici. Süreci karamsarlık içinde geçirmedim. Kendimi anlamak ve yenilemek için kullandım.

Damla Sari, Hediye paketi olsun mu?, 2022, fine art , 70×75 cm.
  • Heykel bölümü mezunusunuz. Gelecekte özellikle peşine düştüğünüz, yapmak istediğiniz farklı mecralarda üretimleriniz olacak mı?

Kesinlikle olacaktır. İş kendi mecrasını zaten kendisi seçiyor. Çok öncesinde planlanan bir durum olduğunu düşünmüyorum.

Damla Sari

 1992 Ankara doğumlu Damla Sari, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun oldu. Pratiğine hazır nesneleri ve teknolojiyi dahil ederek kinetik heykeller ve yerleştirmeler üreten sanatçı, halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde yüksek lisansına devam ediyor.

*

Gelsin Yüzüne de Söylerim

Üç farklı klasik ahşap sandalyeden oluşan kinetik bir yerleştirme. Sandalyeler mekâna giren izleyiciyi takip etmek için başlarını çeviriyorlar. Sahiplerinin sokakta oturmak için kullandığı yaşlı ve dedikoducu sandalyeler geleni geçeni izlemeyi adet edilmiş yaşlı kadınların ısrarlı bakışlarını nesneleştiriyor. Sandalyeler izleyiciyi izlenen, ısrarla gözlenen ve yargılanan bir konuma yerleştiriyor.

*

5 Dakikaya Hazırım

Bu videoda sanatçı yüzüne yapıştırdığı yılan kavını cımbızla temizlemeye çalışıyor; soymakta olduğu derinin ardından izleyicinin gözlerinin içine bakarken soğukkanlı ve gururlu.. Eldiven ise cam bir muhafaza içinde, üzerindeki pullarla canlı ve cansız arası bir tür ceset etkisi yaratıyor. Geçmişte kalmış bir dokunuşun nesneleşmiş hali olarak, utançtan, günahtan, aşktan, acıdan muaf olan nesnenin zaferini duyuruyor.

Previous Story

“Alba” Akaretler No: 37-39’da

Next Story

Sahnede Tekfen Filarmoni ve Roby Lakatos

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.