Runway ile oluşturulmuştur.
Runway ile oluşturulmuştur.

Yapay Zeka Bizden Daha İyi Sanat Tarihçisi Olabilir mi?

Son yıllarda Yapay Zeka'yı kültür sanat haberlerinde edebiyat yarışmalarına katılırken ve sanat eleştirmenliği yapmaya çalışırken bile gördük. ArtDog Istanbul'un 16. Sayı'nın da kapak konusu Yapay Zeka bu kez sanat tarihçiliği ile gündemde. 

Nasıl işlediğini tam olarak anlamamıza rağmen, Yapay Zeka (YZ) hızla sanat dünyasının tartışmalı konusu haline geldi. Midjourney ve Stable Diffusion gibi yapay zeka destekli teknolojiler, yeniden tasarlanmış Botticelli’ler ve Vermeer’ler üzerine yapılan sıcak tartışmalara yol açtı. Birçok kişinin rahatsızlığını yüksek sesle dile getirmesine aldırmadan sanat yarışmalarında yapay zekaya ödüller verildi. Şimdi, bilim insanları, yapay zekanın araçlarının aynı zamanda sanat tarihi akademik çalışmalarına yardımcı olup olamayacağını araştırıyor.

YZ algoritmaları insan kaynaklı bir veri kümesi üzerinden çalışıyor. Bir sanat eseri üretirken ya da sahibi belirsiz ya da tartışmalı eserleri kimin yaptığını tanımlamaya çalışırken veri setlerini inceliyor “makine öğrenmesi” de dediğimiz derin öğrenmeyi kullanıyor. Böylece karmaşık verileri ve desenleri çıkarıp analiz edebiliyor. Peki bu işlemler ağını tam bir düşünce süreci olarak adlandırmak mümkün mü? Soruyu daha da ileri götürürsek, “Yapay Zeka insandan daha iyi bir sanat tarihçisi olabilir mi?”

Amanda Wasielewski, “Computational Formalism: Art History and Machine Learning” (Bilgisel Formalizm: Sanat Tarihi ve Derin Öğrenme, 2023) adlı yeni kitabında bu soruya cevap vermeyi amaçlıyor. Kitap, YZ’yi sanat resimlerini tanımlamak ve atıf sorunlarını çözmek için kullanmanın avantajları ve dezavantajlarına odaklanıyor. Obvious ve AICAN gibi kolektiflerden, nesne analizi ve “teknik sanat tarihi” bilimsel yöntemlere, görüntüleri kategorize etmek için ikonografi kullanımına kadar bir dizi konuyu ele alarak, yapay zekanın sanat tarihçileri için pragmatik olup olamayacağını anlamaya çalışıyor.

Yapay Zeka Bir Batılı!

Wasielewski, derin öğrenmeyi kullanan veri setlerinin genellikle Batı sanat kanonundan bilgi içerdiğine dikkat çekiyor, bu da insan kaynaklı akademik önyargılara tabi bir durum oluşması demek. Çünkü sanat tarihçileri Batı ekolünde bir eseri tek bir “usta” sanatçıya atfeder. Örneğin Bernini Atölyesi’nde bir eser, Bernini tarafından kısmen yapılmış olsa bile, ona atfedilir. Bu yaklaşım, tarihsel olarak Batı dışındaki bölgelerde ise çok sayıda sanatçının işbirliği ürünleri için yanıltıcı veri setleri oluşturur. Örneğin Mughal atölyeleri…

İlginizi çekebilir:  Haber Doğru Olmayınca

Sanatçının Değişimini Nasıl Tespit Edecek?

Derin öğrenmenin diğer bir sakıncası sanat pazarındaki otantiklik kavramına dair tespitlerde oluşabilir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Wasielewski, Leonardo da Vinci‘nin Salvator Mundi (1499–1510) adlı eserinin tartışmalı durumunu örnek veriyor. Eserin atfı geçmişte birçok insan uzmanın bile kafasını karıştırmıştı. Yazara göre, söz konusu sahtelik şüphesi olduğunda bir sanatçının stilini eserlerin formal ve görsel özellikleri aracılığıyla belirleyen bir veri kümesi tarafından tespiti çok daha zor. Çünkü bir sanatçının tarzı, yöntemleri ve malzemeleri genellikle sanatçının kariyeri içinde değişiyor.

Sağdaki mevcut 100 görselden yeni bir görsel üretme çalışması. Fotoğraf: Nicolas Gonthier
Yapay Zeka’nın sağdaki mevcut 100 görselden yeni bir görsel üretme çalışması. Fotoğraf: Nicolas Gonthier

Yapay Zeka Sanatı Yorumlayabilir mi?

Tanınmış atıflar ve tek tarzlı durumlarda, YZ görüntüleri etkili bir şekilde sıralayabiliyor. Ancak sanatı yorumlayabiliyor mu? Cevap oldukça net bir “hayır”. Bugünkü teknoloji, insan araştırmacılarının teknikleri inceleme ve bir sanat eserini tarihsel bağlam içinde değerlendirme yeteneğine sahip değil. Basitçe söylemek gerekirse, sanat eserlerinin neden ve nasıl yaratıldığı üzerine düşünemez. Bu yüzden Wasielewski’nin tezi, Yapay Zeka‘nın sanat tarihinde insan merkezli bir takip için uygun olmadığı yönünde.

Yapay Zeka günümüzde, telif hakkı ihlali ve bilim insanları, sanatçılar ve diğerlerinin emeğini değiştirmekte kullanılması gibi etik sorunlarla karşı karşıya ve geleceği halen belirsiz. Başlıktaki soruya cevap olursak bugünkü teknoloji ile, en azından henüz, insandan daha iyi bir sanat eleştirmeni olmaya hazır değil. Tabii bunu söylerken bu haberin ana görselinin Yapay Zeka uygulamalarından biriyle üretildiğini de not düşelim.

Amanda Wasielewski kimdir?

Amanda Wasielewski sanat, teknoloji, medya ve mimarlık/şehircilik tarihleriyle ilgilenen bir sanatçı ve akademisyen. Uppsala Universitet (Uppsala Üniversitesi) Arşivler, Kütüphaneler ve Müzeler (ALM) Bölümü’nde Dijital Beşeri Bilimler Kıdemli Öğretim Görevlisi ve Sanat Tarihi Doçenti. Son kitabı “Computational Formalism: Art History and Machine Learning” (2023), MIT Press tarafından yayımlandı.

Sanatta Yapay Zeka’ya dair daha fazla bilgiye ArtDog Istanbul 16. Sayı‘dan ulaşabilirsiniz.

ArtDog Istanbul 16. Sayı150,00

Başarılı

Previous Story

Gündelik Yaşam Keşfi: MOTUS

Next Story

Depremin Birinci Yılında Antakya İçin Ortak Akıl Raporu

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.