Venedik – Telluride – Toronto Hattında : Yılın En İyi Filmleri

/

Festivallerin programlarına aldığı filmlerin yönetmenlerine, oyuncu kadrolarına ve konularına sadece göz atmak bile bu yılın sinema anlamında zengin ve doyurucu bir yıl olacağına işaret ediyor.

EN ESKİ EN KÖKLÜ YİNE VENEDİK

Eylül’de tüm sinema dünyasının akın edeceği ilk şehir Venedik. Dünyanın en eski, en köklü film festivali olarak 1932’den beri düzenlenen Venedik Film Festivali, bu yıl 28 Ağustos – 7 Eylül tarihleri arasında, yetmiş altıncı kez gerçekleşecek.

NETFLİX İLE VENEDİK’İN DOSTLUĞU SÜRÜYOR

The New Pope’da John Malkovich ve Jude Law

Sinema ve televizyon arasındaki sınırların belirsizleşmeye başladığı çağımızda, film ve televizyon izleme alışkanlıklarını değiştiren Netflix, son yıllarda bazı orijinal yapımlarının prömiyerlerini dünyanın önde gelen film festivallerinde yaparak, sinema endüstrisindeki güncel tartışmalardan birini başlatmıştı. Özellikle Cannes Film Festivali’nin katı kuralları ve muhafazakar yapısı, geçtiğimiz yıl Netflix filmlerinin ana yarışma bölümüne kabul edilmemesi ve bu yıl Netflix’in festivalden tamamen çekilmesiyle daha da alevlendi. Diğer yandan Venedik Film Festivali, daha kucaklayıcı davranarak, çağa ayak uydurmayı ve değişime uyum sağlamayı başarmıştı. Festival Netflix filmlerine sadece ana yarışmasında yer vermekle kalmamış, Alfonso Cuarón’un ROMA filmine festivalin büyük ödülü Altın Aslan’ı, Coen Kardeşler’in The Ballad of Buster Scruggs’ına ise En İyi Senaryo ödülünü layık görmüştü. Netflix, ROMA’nın Akademi Ödülleri’nde En İyi Film dahil 10 dalda adaylık elde edip 3 Oscar ile eve döndüğü geçtiğimiz yılın ardından, bu yıl için de sıkı bir hazırlık içinde ve ödül sezonunun iddialı yapımları arasında yer alacağına kesin gözüyle bakılan filmlerinden ikisi, prömiyerini Venedik Film Festivali’nin ana yarışma bölümünde yapacak. Bunlar; Bağımsız Amerikan sinemasına birçok sevilen film katmış Noah Baumbach’ın, başrollerini Scarlett Johansson ve Adam Driver’ın paylaştığı yeni filmi Marriage Story ve Steven Soderbergh’in, başrolünü Meryl Streep’e emanet ettiği, sigorta dolandırıcısı bir şirketin izini süren dul bir kadını merkezine alan The Laundromat isimli filmler. Yılın Netflix yapımlarından bir diğeri, David Michôd’un Timothée Chalamet ve Robert Pattinson’lı dönem filmi The King ise festivalde yarışma dışı gösterilecek. Venedik Film Festivali’nin çağa uyum sağladığının başka bir göstergesi ise televizyon dizilerine de programında yer ayırması. Bunlardan en önemlisi, Paolo Sorrentino’nun 2016’da övgüyle karşılanan mini-dizisi The Young Pope idi. Yönetmenin bu projenin devamı niteliğindeki HBO mini-dizisi The New Pope da öncülünün izinden giderek prömiyerini Venedik’te yapacak; dizinin ilk iki bölümü Venedik Film Festivali’nde gösterilecek. Festivaldeki diğer bir dizi prömiyeri ise Stefano Sollima’nın Amazon dizisi ZeroZeroZero’ya ait olacak.

The King oyuncuları Timothée Chalamet ve Robert Pattinson, Fotoğraf: Jacques Burga

VENEDİK 5050by2020’DEN KIRIK NOT ALDI
Venedik Film Festivali’nin programında yer alan filmlere geçmeden önce, programında yer almayanlar ve dolayısıyla festivale yöneltilen haklı ve ağır eleştirilerden söz edelim. Son yıllarda, #MeToo ve #TimesUp gibi hareketlerin yarattığı gündemle, başta Hollywood’da olmak üzere sinema endüstrisinde kadınlara, beyaz olmayanlara ve LGBTİ+ bireylere yönelik fırsat eşitsizliği sürse de, konunun ciddiyetinin farkına varıldığı, süregelen düzeni değiştirmek için önemli adımların atılmaya başlandığı bir gerçek. 5050by2020 hareketi de bu adımlardan biri olarak, 2020 yılına kadar sinema endüstrisinde, kamera önünde, kamera arkasında, yönetim kadrolarında ve film festivallerinde fırsat eşitliğinin sağlanmasını hedefliyor. Venedik Film Festivali, 5050by2020 taahhüdünü imzalayan ilk festivallerden biri olmasına rağmen, 21 filmden oluşan ana yarışmasında yalnızca iki kadın yönetmenin filmine (Haifaa Al-Mansour’un The Pefect Candidate ve Shannon Murphy’nin Babytheet filmleri) yer vermesi nedeniyle eleştirildi. Üstelik, yarışmadaki filmlerden biri, 1977 yılında 13 yaşındaki bir kız çocuğuyla cin- sel ilişkiye giren ve tecavüzle suçlandığı dava devam ederken ABD’den kaçan yönetmen Roman Polanski’ye ait An Officer and a Spy. Festivalin bu programlama tercihleri tartışılırken, programa sonradan eklenen filmlerden birinin de tecavüzle suçlanan bir diğer yönetmenin, Nate Parker’ın filmi American Skin olması oldukça sorunlu.

VENEDİK BU YIL NELER VADEDİYOR?

Adı geçen filmler dışında Venedik Film Festivali’nde dünya sinemasının ülkemizde de heyecanla takip edilen yönetmenlerinin yeni filmleri de yarışacak: İnsan yaşamından tuhaf anları kendine özgü mizahıyla harmanlayan İsveçli Roy Andersson’dan Om det oändliga / About Endlessness, Olivier Assayas’dan Penélope Cruz ve Gael García Bernal’li oyuncu kadrosuyla dikkat çeken Wasp Network, Kolombiyalı Ciro Guerra’nın dönem filmi Waiting for the Barbarians ve Şilili Pablo Larraín’in aile draması Ema bunlardan bazıları. 2018’de Manbiki kazoku / Shoplifters filmiyle Cannes’da Altın Palmiye kazanan Japon yönetmen Hirokazu Koreeda’nın ilk Fransızca filmi La vérité, aynı zamanda festivalin açılış filmi olacak.

Venedik Film Festivali, son yıllarda ödül sezonu için en önemli platformlardan biri haline geldi. 2018’de The Favourite, First Man, Roma, 2017’de The Shape of Water, Three Billboards Outside Ebbing Missouri, 2016’da Arrival, Jackie, La La Land Venedik’te yarışmış, bazıları ödüllendirilmiş filmler arasında. Bu yılki festivalde yarışacak ve 2019- 2020 ödül sezonunda etkili olabilecek filmler arasında Netflix’in Marriage Story ve The Laundromat filmleri dışında iki filmin daha adını anmak gerek: James Gray, bilimkurgu türündeki Ad Astra’da Güneş Sistemi’nin dışına, meslektaşı babasını bulmak için görevlendirilen bir astronotun macerasını anlatıyor. Ülkemizde 20 Eylül’de vizyonda olacak Ad Astra’da Brad Pitt’in yanı sıra Tommy Lee Jones, Ruth Negga, Donald Sutherland ve Liv Tyler rol alıyor. Todd Phillips’in heyecanla beklenen Joker’i ise çizgi romanların ve süper kahraman filmlerinin en aşina olduğumuz kötü karakterlerinden birinin köklerini mercek altına alıyor. Özellikle Joaquin Phoenix’in Joker yorumuyla merak uyandıran film ülkemizde 4 Ekim’de vizyonda olacak.

İlginizi çekebilir:  On şehirden zakirliği anlattılar
The Laundromat, 2019. Directed by: Steven Soderbergh

ABD’deki sinema endüstrisi, basın ve film eleştirmenlerinin, Venedik için Avrupa’ya uçmamış olan kısmı ise 30 Ağustos – 2 Eylül tarihleri arasında, Colorado’nun dağlarındaki Telluride kasabasında dört günlük yoğun bir programla, sezonun en iddialı filmlerinin sürpriz gösterimlerine katılacaklar. Telluride Film Festivali, katılımı da ulaşımı da zor ama seçkin bir festival olarak 1974’ten beri düzenleniyor. Festivalde gösterimi yapılacak filmler, son ana kadar gizli tutuluyor.

İZLEYİCİNİN SESİ TORONTO

Venedik ve Telluride’ın ardından gözler haber ve yorumlar için Toronto’ya çevrilecek. Birçok ABD ve Kanada yapımının dünya prömiyerinin adresi olan, birçok uluslararası filmin Amerika kıtasındaki ilk gösteriminin yapıldığı ve 1976’dan beri düzenlenen Toronto Film Festivali’nin bu yılki tarihleri 5-15 Eylül.

OSCAR’A GİDEN YOL TORONTO’DAN GEÇİYOR
Kanada’nın en önemli etkinliklerinden biri olan Toronto Film Festivali, farklı alanlarda birçok ödülün dağıtıldığı uluslararası bir festival olsa da, bir ana yarışması bulunmuyor. Festival, en önemli ödülü için sözü izleyiciye bırakıyor, Toronto İzleyici Ödülü’nün sahibi, her film gösteriminin çıkışında filmleri puanlayan izleyicinin oylarıyla belirleniyor. Ödül, özellikle son yıllarda sinema endüstrisi ve ödül sezonu açısından anahtar niteliğinde görülüyor ve “Oscar’a giden yolun başlangıcı” olarak anılıyor. Geçtiğimiz yıllarda bu ödülü kazanan filmlerden Green Book (2018), 12 Years a Slave (2013), The King’s Speech (2010) ve Slumdog Millionaire (2008) En İyi Film Oscar’ıyla da ödüllendirilmişti. Three Billboards Outside Ebbing, Missouri (2017), La La Land (2016), Room (2015), The Imitation Game (2014), Silver Linings Playbook (2012) ve Precious (2009) ise Akademi Ödülleri’nde En İyi Film adaylığı elde etmişti. İşte bu yüzden Toronto Film Festivali, birçok dağıtımcının ödül sezonunun başlangıcında bir görünürlük kazanmak ve idealde İzleyici Ödülü’ne ulaşarak yarışa avantajlı girmek için tercih ettiği bir festival.

TORONTO’DA KİMLER VAR?

A Beautiful Day in the Neighborhood, 2019. Directed by : Marielle Heller

Toronto İzleyici Ödülü için yarışan filmlerden ilki, Marielle Heller imzalı A Beautiful Day in the Neighborhood, Tom Hanks’in Amerikan çocuklarının kahramanı Mr. Rogers’ı canlandıracağı biyografik ve nostaljik bir film. İkinci film, sevilen yönetmen Taika Waititi’nin komedisi Jojo Rabbit’de ise hayali arkadaşı Adolf Hitler’in etkisindeki Jojo, annesinin tavan arasında Yahudi bir kızı sakladığı gerçeğiyle yüzleşmeye çalışıyor. James Mangold’un Ford v Ferrari filminde otomobil dünyasındaki bir meydan okumanın taraflarına Matt Damon ve Christian Bale hayat veriyor. Rian Johnson’ın suç ve dedektif komedisi Knives Out, kalabalık oyuncu kadrosuyla göz kamaştırıyor. Festivalde bir de Katolik dünyasının zirvesi olan Papalık makamında yer almış iki ismin karşıt görüşlerini ve ilişkilerini inceleyen, Fernando Meirelles imzalı Netflix filmi The Two Popes’ta Jonathan Pryce ve Anthony Hopkins rol alıyor. Bu filmlerden Türkiye vizyon tarihi kesinleşenler, A Beautiful Day in the Neighborhood (28 Şubat 2020) ve Ford v Ferrari (15 Kasım 2019). Henüz yayın tarihi kesinleşmeyen Netflix filmi The Two Popes ise tüm dünyayla aynı anda Netflix Türkiye’de olacak.

JOJO RABBIT, 2019. Directed by: Taika Waititi. Photo by Kimberley French.

TORONTO BEHRAM’IN BİNA’SINI DA AĞARLAYACAK
Daha önce Sundance, Cannes ve Venedik film festivallerinde ilk kez izleyici karşısına çıkmış filmlerin de Amerika’daki ilk durağı da Toronto olacak. Bu yüzden listeyi Venedik’ten sonra Toronto’ya da uğrayacak Joker, The Laundromat ve The Marriage Story, Cannes’da oldukça beğenilmiş The Lighthouse ve Altın Palmiye ödüllü Gisaengchung / Parasite ve Sundance’te öne çıkan, yılın önemli bağımsızlarından Honey Boy ve The Report ile genişletmek de mümkün. İlk gösterimi Toronto Film Festivali’nde yapılacak filmler arasında, sinema uyarlaması merakla beklenen The Goldfinch ve Türkiye’den Orçun Behram’ın Bina filmlerinin olduğunu da ekleyelim.

THE IRISHMAN İLK ADIMINI NEW YORK’DA ATACAK
Eylül ayında Venedik, Telluride ve Toronto festivalleriyle başlayan ödül sezonu ve iddialı yapımların sinemadaki geçit töreni, 28 Eylül – 15 Ekim tarihleri arasında, bir diğer gözde festival olan New York Film Festivali’yle devam edecek. New York Film Festivali’nin programına dair detaylar, bu yazıyı hazırladığımızda henüz belli olmamıştı. Fakat Netflix’in 2019’daki en önemli kozlarından olacak, Martin Scorsese imzalı, Robert De Niro ve Al Pacino’yu buluşturacak The Irishman’in ilk kez bu festivalde gösterileceği açıklandı.

Previous Story

Kısa Kısa…

Next Story

Rap Müzisyenlerinden Mesaj Var 
Görüyoruz, 
Duyuyoruz, Konuşacağız!

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.