“Ve Kırmızı” Decollage Art Space’de - ArtDog Istanbul
Prof. Dr. Fevzi Karakoç

“Ve Kırmızı” Decollage Art Space’de

Fevzi Karakoç’un "Ve Kırmızı" sergisi, kırmızı rengin enerjisiyle özgürlük ve kültürel mirasın derinliklerinde bir yolculuğa davet ediyor. Decollage Art Space’te 2 Ekim’de açılan sergi, Anadolu’nun ruhunu modern bir sanat diliyle buluşturuyor.

/

Decollage Art Space, yeni sanat sezonuna 2 Ekim Çarşamba günü, Prof. Dr. Fevzi Karakoç’un Serap Atala küratörlüğündeki Ve Kırmızı sergisiyle merhaba diyor. Galeri, iki yıl boyunca düzenlediği onlarca sergi ve etkinliğin ardından, bu sezonun açılışını Karakoç’un kırmızı rengine odaklanan güçlü eserleriyle yapıyor.

Küratör Serap Atala, sanatçının, “Resim öğretilmez, sezdirilir.” anlayışını vurguluyor ve Karakoç’un özgür ve kural tanımaz yaklaşımının resimlerine yansıdığını dile getiriyor. Sanatçının eserlerinde kırmızı renk, herhangi bir akımın veya kalıpların içine sıkışmadan, bağımsız ve özgür bir ifadeyi temsil ediyor.

At Motifleri: Anadolu Kültüründen Gelen Bir Sembol

At motiflerinin ana tema olduğu bu eserlerde, Anadolu kültüründen beslenen derin bir anlam var. Resimler bir hikâye anlatmak yerine, kaotik ve zengin bir doku yaratarak izleyiciye soyut ve duygusal bir deneyim sunuyor. Atlar, perspektif olmaksızın özgürce resmin yüzeyinde dolaşıyor ve bir müzikal ritim yaratarak görsel bir tını oluşturuyor.

Fevzi Karakoç’un kırmızıyı sadece bir renk olarak değil, tutkularımızın, umutlarımızın ve geçmişle geleceğin birleşim noktası olarak kullandığı bu sergi, Anadolu kültürüyle şekillenen bir yolculuğa çıkarıyor. Her fırça darbesi, geçmişin izlerini ve geleceğe dair hayalleri bir araya getiriyor. At imgeleri, hem kültürel mirasın derinliğini hem de yaratıcı özgürlüğü simgeliyor. Her at, bir güç sembolü olmanın ötesinde, bir efsaneyi, yaşam mücadelesini ya da bir aşkı anlatıyor.

İlginizi çekebilir:  Swatch ve Louvre İşbirliği

Kolektif Kimlik ve Kültürel Mirasın İfadesi

Ve Kırmızı sergisi, sadece bireysel duygularımızı yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda kolektif kimliğimizin ve kültürel mirasımızın da bir ifadesi oluyor. Cesur fırça vuruşları ve soyut kompozisyonlarıyla, Anadolu’nun geleneklerini modern bir dille buluşturan bu sergi, izleyiciyi derin bir düşünsel yolculuğa çıkarıyor. Sanatçının eserleri, bireysel ve toplumsal hafızamıza dokunarak, kırmızı ve atların diliyle insan olmanın evrensel temalarını işliyor.

1947 yılında Çankırı’da doğan Fevzi Karakoç, sanat eğitimini Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda tamamladı. Kendi alanında öncü olan sanatçı, özgün baskı ve resim alanında birçok farklı teknik kullanarak zengin bir üretim yapıyor. Eserlerindeki tekrar ve ritim, görsel bir şölen sunarken derin felsefi anlamlar da taşıyor. Sanatçının eserlerinde, insana ve hayata dair hümanist bir yaklaşım her detayda hissediliyor.

Previous Story

Üç Nesil Pilevneli’ler

Next Story

Hurdacının Mahzeninden “Picasso” Çıktı

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.