Açıklama
Mutluluk
İklim krizi, salgın, savaş, hayat pahalılığı derken bu sayıda kapağa neredeyse varlığını unuttuğumuz bir kavramı, ‘mutluluğu’ simgeleyen bir işi taşıdık. LUAP adıyla bilinen, Britanyalı sanatçı Paul Robinson yarattığı The Pink Bear (Pembe Ayıcık) adlı karakterle dünyayı dolaşıyor; onu fotoğraflıyor, resimlerini çiziyor, enstalasyonlar ve videolar yapıyor.
Paul Robinson, 2009 yılında sevgilisinden ayrılınca ciddi bir depresyona girer ve o dönem gittiği psikiyatr davranışsal terapi yoluyla onu tedavi etmeye çalışır. Psikiyatrı, davranışsal terapi sırasında küçükken onu çok mutlu eden anılarını hatırlamaya teşvik edince Robinson, ilk olarak ‘80’liyıllarda ailesiyle ziyaret ettiği eğlence parkında karşılaşıp fotoğraflar çektirdiği dev boyutlu pelüş pembe ayıcığı hatırlar.
O günden sonra sanatsal üretimini kendi pembe ayıcığını yaratmak üzerine yoğunlaştıran Robinson “Bugünlerde herkes yoğun photoshop kullanılan dijital sanat üretimleri yapıyor ama benim sanatçı olarak derdim bambaşka. Ben fiziksel olarak pembe ayıcığımla dünyanın en ücra bölgelerine gidiyorum, onu dağların tepesinde, çölün ortasında fotoğraflıyorum” diyor. Pembe ayıcık sayesinde depresyondan kurtulmayı başardığını, bilinçdışı bir iyileşme yaşadığını söyleyen LUAP, gerçekten de onu dünyanın çok farklı bölgelerinde fotoğraflamaya devam ediyor: Şili’de bir çölde, İtalya’da Dolomit Dağları’nda, Güney Afrika’da penguenlere ev sahipliği yapan Boulders kumsalında, Endonezya’nın Komodo Adasında ve Yeni Zelanda’nın Canterbury bölgesinde bulunan Tekapo gölünde…
LUAP’ın ruh sağlığını ve iyileşmeyi sembolize eden pembe ayıcığı, salgın hastalık, iklim krizi ve savaşlarla karanlığa gömülen bir çağ ile keskin bir tezat oluşturduğu için kapağa taşıdık. Artık unuttuğumuz ve en kötüsü umudu kestiğimiz bir mutluluk haline gönderme yaptığı için… Avrupa’da müzeler başta olmak üzere pek çok kültür kurumu yeni bir krizle baş etmeye çalışıyor. Pandemi nedeniyle düşen ziyaretçi sayıları henüz eski seviyelerine dönmemişken, yaşanan enerji krizi müzeler için bir numaralı gündem madde sine dönüşmüş durumda. Peki, durum Türkiye’de nasıl? Pera Müzesi adına Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmeleri Genel Müdürü Özalp Birol ve Rahmi M. Koç Müzesi yönetiminden konuyla ilgili görüşlerini aldığımız bir dosya konu su hazırladık. Zafer Aracagök uzun bir aradan sonra köşe yazılarına geri döndü ve odağına seri katil Jeffrey Dahmer’ı alan diziye dair enfes bir yazı kaleme aldı. İstanbul Tiyatro Festivali, yeni vizyon takvimi ve festival filmleri, tasarım ve mimari dünyasında konuşulan son temalar, sergilerden seçtiklerimiz, İstanbul Bienali’nin bıraktığı izler ise diğer konularımız arasında…
Kasım-Aralık sayısının mutluluğu hatırlatması dileğiyle…