Açıklama
“Sığınak”,
Binbir Anlamıyla
Ankara’da II. TBMM bahçesinde, Rüzgarlı Sokak kenarında büyük bir alan üzerinde, çatısı düz taştan, iki kapılı, etrafı bombeli, dört tane küçük kare penceresi olan “Sığınak” kısa bir süre önce restore edilmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 1924 ile 1960 yılları arasında hizmet veren binasının olağanüstü durumlarda milletvekillerinin çalışmalarına devam etmesi için yapılan sığınağı “Sığınak”- Sanat ve Teknoloji için bir Alan adı altında dönüştürüldü. Ankara Ulus’ta bulunan günümüzde Cumhuriyet Müzesi olarak kullanılan 1960 yılına kadar TBMM’ye hizmet veren binanın sığınağı ve içinde yer alan sergiyi kapağa taşımamızın sebebi hem bu sıradışı mekânın hem de serginin içinde yaşadığımız dünyanın tüm meselelerini tüm çıplaklığıyla ortaya koyması.
Mayıs sonuna kadar Sığınak’ta yer alan Marcus Graf’ın küratörlüğünü üstlendiği “Belki Sonra” adlı sergi korku ve umudun, rüya ve kabusların, ütopya ve distopyanın kesişiminden doğmuş. Bunaltıcı kriz dönemlerinde nasıl daha parlak bir gelecek, daha güzel bir yarın, daha iyi bir “sonra” yaratılabileceği sorularını soruyor. Ardından sığınakların içinde her zaman bulunabilecek bir ışık olduğunun altını çiziyor. “Belki Sonra” krizler, travmalar ve öfke ile olduğu kadar umut, düşler ve karanlık sonrası yeni başlangıçlarla ilgilenen sanatçılara ev sahipliği yapıyor. Sergi yaşayış biçimlerimizi eleştirel şekilde incelerken, gerçekliği algılayış biçimlerimize ve nasıl olumlu yönde değişim yaratabileceğimize dair alternatif bir bakış sunuyor. “Rusya-Ukrayna savaşı, sergiyi ve sığınağı hiç olmadığı kadar güncel hale getirip ve sergiye çok çağdaş bir karakter kazandırdı. Serginin ve mekânın bir bakıma insanlığın karşı karşıya olduğu evrensel sorunların zamansız sembolleri olduğunu gösterdi,” diyen Graf ile bu çok özel mekân bağlamında içinden geçtiğimiz süreci konuştuk. İstanbul’dan uzak olsa da başkenteki bu sergiyi ve özellikle bu olağanüstü mekânı mutlaka görün ve sorduğu sorular üzerine düşünün deriz.
İyi Okumalar