Forensic Architecture/Forensis, 19 Şubat Hanau İnisiyatifi, Oury Jalloh Anısına İnisiyatif’in düzenlediği ve Goethe-Institut İstanbul, Anadolu Kültür, Stiftung Mercator, Heinrich Böll Stiftung İstanbul, Tarabya Kültür Akademisi destağiyle İstanbul’ a gelen Üç Kapı sergisi 27 Eylül – 28 Aralık tarihleri arasında Depo’da gerçekleşecek. Üç Kapı sergisinde, Almanya’da yapılaşmış ırkçılık ve polis ihmalinin etkileri sanatsal ve bilimsel yöntemlerle ele alınıyor. 2022 yılında Almanya’da Frankfurter Kunstverein’de başlayan sergi, Berlin, Münih gibi farklı şehirleri dolaştıktan sonra ilk kez Almanya dışına çıkarak Türkiye’de izleyiciyle buluşacak.
Almanya’daki Irkçı Şiddet Vakaları Mercek Altında
Sergi, Almanya’da geniş yankı uyandıran iki önemli ırkçı şiddet olayını konu alıyor: 2005 yılında Almanya’nın Dessau kentinde gözaltında hayatını kaybeden Oury Jalloh ve 2020 yılında Hanau’da bir kafede düzenlenen terör saldırısında yaşamını yitiren 9 kişinin hikayesi. Bu iki olay üzerinden yapısal ırkçılık, polis ihmalinin sonuçları ve bu olayların toplumsal etkileri inceleniyor. Ödüllü sergi, Almanya’da yaşanan iki ırkçı şiddet vakası üzerinden, yapısal ırkçılığı ve polisin ihmalini inceliyor. Sergi, suç mahalli analizleri, dijital yeniden canlandırmalar ve sanatsal müdahalelerle ziyaretçilerine derin bir inceleme sunuyor. 2022’de Frankfurter Kunstverein’daki ilk sunumundan bu yana Almanya’da çeşitli şehirleri dolaşan sergi, şimdi ilk kez ülke dışına taşınıyor.
Sanat ve Diyalogla Farkındalık Yaratma Hedefi
Sergiye eşlik edecek olan kamusal programda, Almanya’da ırkçılık, sosyal adalet ve azınlıklaştırma üzerine bir dizi tartışma, panel, yuvarlak masa toplantısı, film gösterimi, tiyatro oyunu ve performatif okuma etkinlikleri düzenlenecek. Bu etkinlikler, ırkçı şiddetin ve popülist söylemlerin nasıl bir araya geldiğini, topluluklar arasındaki ayrışmayı nasıl körüklediğini derinlemesine incelemeyi amaçlıyor. Aynı zamanda Türkiye ve Almanya bağlamında bu sorunlar üzerine diyalog ve farkındalık yaratmayı hedefleyen program, sanatçılar, akademisyenler ve aktivistleri bir araya getirecek.
Irkçılığa Karşı Küresel Dayanışma ve Sanatın Rolü
Serginin en dikkat çekici yanlarından biri, toplumsal olaylar ve yapısal ırkçılığın sanatsal anlatılarla nasıl görünür kılındığı. Sergi ve kamusal program, Almanya’daki azınlıklar üzerinde yıllardır süregelen ırkçı politikaları ve ayrımcılık örneklerini ele alarak, bu meseleleri Türkiye bağlamında da tartışmayı amaçlıyor. Almanya’daki yapısal ırkçılığa dair farkındalık oluşturmak için sanatın kullanımı, izleyicileri düşünmeye ve daha geniş toplumsal tartışmalara katılmaya teşvik ediyor.
Uluslararası Katılımcılar
Sergiye Almanya’daki ırkçı terör saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından kurulan 19 Şubat Hanau İnisiyatifi ve Ferhat Unvar Eğitim İnisiyatifi de katılım gösterecek. 28 Eylül’de başlayacak etkinliklerde, Forensic Architecture ve Forensis’ten Robert Trafford ve Dimitra Andritsou ile 19 Şubat Hanau İnisiyatifi ve Ferhat Unvar Eğitim İnisiyatifi temsilcilerinin katılımıyla açılış gerçekleşecek. Ayrıca Tarabya Kültür Akademisi konuk sanatçısı Newroz Duman, sergi kapsamında 28 Eylül, 4 Ekim ve 22 Kasım tarihlerinde rehberli sergi turları düzenleyerek, ele alınan vakalarla ilgili daha derin bilgiler sunacak.
Panel ve Tartışmalar
12 Ekim’de gerçekleşecek olan “NSU Kompleksinin Estetik Kırılmaları” başlıklı yuvarlak masa toplantısında, Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) adlı neo-Nazi terör örgütünün Almanya’da 10 cinayetten sorumlu olmasına rağmen, istihbarat birimlerinin ihmalleriyle nasıl yıllarca tespit edilemediği tartışılacak. Yuvarlak masa toplantısına akademisyenler Başak Ertür, Banu Karaca, küratör ve eğitimci Ayşe Güleç ve sanatçı Natascha Sadr Haghighian katılacak.
9 Kasım’da gerçekleşecek “Türkiye’de Irkçı Cinayetler – Festus Okey ve Dina Davaları” başlıklı panelde, avukat Murat Deha Boduroğlu, sanatçı Banu Cennetoğlu, avukat Gülyeter Aktepe ve aktivist Fatma Gül Altındağ, Türkiye’deki ırkçı cinayetlerin hukukî süreçlerini ve toplumsal etkilerini ele alacaklar. Bu kapsamlı tartışma dizisi, 14 Aralık’ta Forensic Architecture’ın kurucusu Eyal Weizman ile Forensic Architecture’ın çalışma yöntemlerine dair yapılacak bir söyleşiyle sona erecek.
Goethe-Institut İstanbul ve Tarabya Kültür Akademisi’nin küratörlüğünü üstlendiği sanatsal program, edebiyat, film ve tiyatro aracılığıyla ırkçılık konusuna eleştirel katkılar sunmayı hedefliyor. Necati Öziri’nin büyük beğeni toplayan kitabı Vatermal’in (Baba İzi) performatif okuması, Tuğsal Moğul’un Tiyatro Münster ve Tiyatro Oberhausen tarafından Kumbaracı50 işbirliğiyle sahnelenen VE ŞİMDİ HANAU adlı tiyatro oyunu ve Aslı Özarslan’ın ödüllü filmi Ellbogen’in (Dirsek) gösterimi, sanatçıların ırkçılık sorununu nasıl ele aldıklarına dair fikir vermeyi amaçlıyor.