1984’ten bu yana İngiltere çağdaş sanatının en önemli ödüllerinden biri olarak kabul edilen Turner Prize’ın bu yılki kazananı İngiliz-Nijeryalı sanatçı Nnena Kalu oldu. 25.000 sterlinlik ödülün sahibi olan Kalu, bant, kâğıt, plastik ve kaset bantları gibi geri dönüştürülmüş malzemeleri katman katman sararak oluşturduğu yoğun dokulu heykelleri ve ritmik jestlerin izini taşıyan çizimleriyle dikkat çekiyor. 59 yaşındaki Glasgow doğumlu Kalu, otizmli, öğrenme güçlüğü yaşayan ve sözlü iletişim becerileri sınırlı bir sanatçı olarak Turner Prize’ı kazanan ilk isim olmasıyla da tarihe geçti.

Ödül töreni, bu yıl Birleşik Krallık Kültür Başkenti seçilen Bradford’da sihirbaz Steven Frayne’in (Dynamo) sunumuyla gerçekleşti. Rengârenk ve enerjik çalışmalarıyla bilinen Kalu’nun eserleri, jüri başkanı ve Tate Britain direktörü Alex Farquharson tarafından “cesur ve etkileyici, aynı zamanda zarif bir inceliğe sahip” sözleriyle değerlendirildi.
Kabuğunu Kıran Bir Sanatçı
Kalu’nun sanat yolculuğu, uzun yıllar boyunca görünürlükten ve kurumsal destekten yoksun ilerledi. Sanatçı, 1999’da Londra merkezli ActionSpace ile çalışmaya başladığında, üretimi uzunca süre ciddiye alınmadı. Öğrenme güçlüğü yaşayan ve sınırlı iletişim biçimlerine sahip sanatçıların kurumlar tarafından dışlanması, Kalu’nun sergilere ve profesyonel destek ağlarına erişimini zorlaştırdı. Ödül gecesinde Kalu ile birlikte sahneye çıkan ve kendisiyle 25 yıldır çalışan Charlotte Hollinshead bu süreci “çok uzun ve yorucu bir mücadele” olarak tarif etti. “Bu an yalnızca Nnena için değil; benzer ayrımcılıklarla karşılaşan tüm sanatçılar için kırılmaz denilen bir cam tavanın kırılması,” dedi.

Bununla birlikte Hollinshead, sanatçının yıllarca görmezden gelinmesini şu sözlerle aktardı: “Eserleri saygı görmedi, ciddiye alınmadı, çoğu zaman yokmuş gibi davranıldı. Bu ödül, hem bunun bir telafisi hem de geleceğe dair güçlü bir umut.”
Turner Prize jürisi, kararın “sanatçının kimliğinden çok, eserlerinin taşıdığı güçten” kaynaklandığını vurguladı. Tate Britain direktörü Alex Farquharson, Kalu’nun pratiğinin kendine özgü niteliğini; malzemeleri cesurca kullanmasını ve çizgi, renk ile ritim arasındaki ilişkiden beslenen üretimini öne çıkardıklarını söyledi. Jüri, Kalu’nun heykellerinin “sanki boya darbelerinin üç boyutlu hâle gelmiş bir karşılığı gibi” durduğunu, malzemelerin adeta çizgiye dönüşerek mekânda yeni bir hareket alanı yarattığını ifade etti.
Bu yılın diğer adayları Rene Matić, Mohammed Sami ve Zadie Xa’ydı. Her biri, kısa listeye kalan sanatçılara verilen 10.000 sterlinlik ödülün sahibi oldu. Kalu’nun çalışmalarıyla birlikte dört sanatçının tüm eserleri, Bradford’daki Cartwright Hall’da açılan Turner Prize sergisinde 22 Şubat 2026’ya kadar görülebilir.






