Amerika Birleşik Devletleri’nde sanat ve kültür dünyasının önemli bir parçası olan Washington, D.C.’deki National Gallery of Art (NGA), çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (Diversity, Equity, Inclusion – DEI) programlarını sona erdirdiğini açıkladı. Bu karar, Başkan Donald Trump’ın 20 Ocak Pazartesi günü imzaladığı bir yürütme emri ile hayata geçti. Söz konusu emir, tüm federal kurumlarda benzer girişimlerin sonlandırılmasını zorunlu kılıyor ve bu programları “yasa ve ahlak dışı ayrımcılık faaliyetleri” olarak nitelendiriyor.
Trump’ın kararı, göreve başladığı ilk gün çeşitlilik programlarından çevresel adalete kadar birçok konuda çarpıcı değişiklikler öngören bir dizi yürütme emrini de beraberinde getirdi.
NGA’ın DEI Programları Neden Hedefteydi?
National Gallery of Art, 1937 yılında Kongre tarafından kurulmuş ve finansmanının yaklaşık %80’ini federal hükûmetten sağlayan önemli bir sanat kurumudur. Dört yıl önce, NGA çeşitlilik ve eşitlik odaklı 820.000 dolarlık bir yeniden markalaşma süreci başlatmıştı. Bu süreçte yeni bir logo, tabelalar ve misyon bildirisi ile çeşitlilik, eşitlik, erişim ve kapsayıcılığı ön plana çıkaran çalışmalar hayata geçirildi. Örneğin, Afrika-Amerikan sanatları üzerine uzmanlaşan ilk küratörün atanması ve çeşitli sergilerde kadın sanatçılara ve LGBTQ+ bireylere daha fazla yer verilmesi gibi çabalar bu programların bir parçasıydı.
Ancak Trump’ın emriyle birlikte, bu girişimler sona erdirildi ve NGA’nın “aidiyet ve kapsayıcılık ofisi” kapatıldı. Bu ofiste çalışan personel ise başka pozisyonlara kaydırıldı. Ayrıca, NGA’nın internet sitesinde yer alan çeşitlilikle ilgili ifadeler kaldırıldı ve bunların yerine “misafirperver ve erişilebilir” gibi daha genel ifadeler konuldu.
DEI’nin Kaldırılmasının Etkileri
Diversity, Equity, and Inclusion programlarının sonlandırılması sanat dünyasında ciddi endişelere yol açtı. DEI girişimleri, sanat eserlerinde ve liderlik pozisyonlarında farklılıkları destekleyerek toplumsal eşitlik adına önemli bir rol oynuyordu. Kadın sanatçılar ve azınlık gruplarının eserlerine daha az yer verilmesi, sanat dünyasında tekrar homojen bir yapıya dönüş riski yaratabilir. Çeşitliliği artırmak, sanat eserlerinin evrensel bir bağlamda değerlendirilmesini sağlarken, bu girişimlerin kaldırılması bu bağlamı daraltabilir. Ayrıca, ayrımcılıkla mücadelede kazanılan ilerlemelerin kaybedilmesi, eşitsizliklerin daha da derinleşmesine neden olabilir. Bu nedenle, DEI programlarının kaldırılması, sanat dünyasında geri dönüşü zor bir boşluk yaratacak gibi görünüyor.
Trump’ın Tavrı: “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapmak”
Trump, DEI programlarının Amerikan toplumunun kaynaklarını boşa harcadığını öne sürüyor ve bu tür girişimlerin toplumda yeni bir ayrımcılık dalgası yarattığını savunuyor. Çeşitlilik programları, özellikle liderlik pozisyonlarında ve sanat eserlerinde çok sesliliği artırmayı amaçlıyordu. Ancak, bu tür politikalar Trump yönetimi tarafından “fazla politik” bulunarak şiddetle eleştirildi.
Trump’ın sanat ve kültür politikaları, özellikle ikinci döneminde, sanat camiasında büyük yankı uyandırıyor. NGA’nın bu radikal değişikliği, Trump’ın genel politikalarının sanat dünyası üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor.