Toy İstanbul’un sezonu yoğun. Lamford Wilson’un yazdığı, Sami Berat Marçalı’nın yönettiği “Yak Bunu” dörtlü bir vals. Hikayenin asıl kahramanı yaşamıyor. Kalanlar da bu hikayedeki yerlerini arıyor. Belki de aradıkları bir nevi garip, komik bir aşk hikayesi.
Erdi Işık’ın yazdığı ve Kayhan Berkin’in yönettiği “Hipokrat” herkesin gözdesi iki doktorun iki ayrı hastanede, göz göre göre iki ayrı şüpheli ölüme sebebiyet verip kendileriyle göz göze gelmelerinin hikayesi. Kendilerini kapattıkları, hiç kimsenin gözlerinin üzerlerinde olmadığını düşündükleri bir tuvalette bir vicdan muhasebesi içindeler.
Robert Askins’in yazdığı, Kerem Pilavcı’nın yönettiği “Tanrı’nın Eli” Jason ve bir kukla olan Tyrone’un hikayesi. Yakın zamanda babasını kaybetmiş̧ Jason, girdiği buhrandan kukla atölyesinde tanıştığı yeni arkadaşı Tyrone sayesinde çıkmaya çalışıyor. Tyrone, Jason’ın bilinçdışının şeytani ve haylaz somut hali olarak, vakit kaybetmeden Jason’ı domine etmeye ve isteklerini ona yaptırmaya başlıyor.
Neil LaBrute’ün yazdığı, Serkan Üstüner’in yönettiği “Yalnızlıkla Nasıl Savaşılır” ise beraberken yalnız olmakla ilgili bir oyun. Hayatlarının belki de en kritik noktalarında olan bir çift, çok da tanımadıkları birinden yardım isterse ne olur? Ne kadar bencil, ne kadar iyi ve ne kadar yalnızlardır?