A
BD merkezli The New York Times gazetesi, sanatçı Ahmet Güneştekin’in Diyarbakır’da düzenlenen sergisi “Hafıza Odası”nı yazdı. Ekim ayında açıldıktan sonra aldığı eleştirilerin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından erken sonlandırılan sergi hakkında, “Türkiye’deki kutuplaşmanın bir yansıması” yorumu yapıldı.
Carlotta Gall’ın kaleme aldığı yazı “Kürtlerin acısını gösterme amacını taşıyan sergi bunun yerine öfke yarattı” başlığını taşırken, yazı “Türkiye’deki büyük bir Kürt şehrinde yapılan bir sergi yıllarca süren çatışmalarla ezilen bölgeyi ayağa kaldırmayı amaçladı. Ama bunun yerine Türkiye’de Kürt meselesinin ne kadar toksik bir konu olduğunu bir kez daha hatırlattı” cümlesine yer verdi.
“Kutuplaşmanın Yansıması”
Gall, “Sergiyi düzenleyen şehrin ticaret ve sanayi odası, ziyaretçileri kente çekerek ve otelleri doldurarak Diyarbakır’a ihtiyaç duyduğu desteği sağlayacağını ummuştu. Organizatörler Güneştekin’i uluslararası alanda tanındığı ve çalışmaları Kürt azınlığını onurlandırdığı için seçti. Ayrıca Türkiye’nin iktidar partisine yakın insanlar tarafından da uzun süredir destekleniyordu” diye devam etti.
Gall, “Sergi hakkındaki kargaşa sanatın kalitesiyle ilgili olmaktan çok, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde nasıl kutuplaştığının bir yansımasıydı” diye ekledi.
Resim, heykel, video art gibi farklı medyumlarda işleri bir araya getiren serginin ünlü isimlerin de yer aldığı kalabalık açılışı ve ardından İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da aralarında olduğu; pek çok farklı kesimden eleştiri aldığını aktaran haber, açılışa katılan dikkat çekici isimler arasında muhalefet figürlerinden Ekrem İmamoğlu ile HDP’li Mithat Sancar’ı sıraladı.
Gall, Soylu’nun Hafıza Odası hakkındaki, “Terörün sanatı kullandığına ilk kez şahit oldum” sözüne de yer verdi. Yazar, “Soylu sergi için, hükümetin siyasi rakiplerini tanımlamak için giderek daha fazla kullandığı bir terim olan teröristlere sempati ifadesini kullandı. Güneştekin’in de kullanıldığını söyledi” dedi.
“Diğer Kürt Sanatçılara Göre Ayrıcalıklı”
Yazar, “Güneştekin’in arkadaşları arasında Erdoğan’ın eski bakanları ve danışmanları var. Bu ayrıcalık, ticari ve finansal başarısıyla birlikte diğer Kürt sanatçıların gidemediği yerlere gitmesini sağladı. Ancak bu sergi, sansürle ilk karşılaşması değil ve genellikle tepkileri dengesini kaybetmeden karşıladı. Yapıtlarının çoğu kişisel hikayesini yansıtıyor ama gittikçe daha fazla politik eserler üretmeye başladı. Batman yakınlarında bir kasabada dünyaya gelen Güneştekin, daha sonra Diyarbakır’da soykırımda yetim kalan Ermeni bir üvey büyükanne tarafından büyütüldü. Çocukluğunun geçtiği mahalledeki değişik etnik gruplardaki zanaatkarlardan, yıllarca Kürt köylerini dolaşıp dinlediği hikâye anlatıcılarından ve akıl hocası Türk edebiyat devi Yaşar Kemal’den etkilendiğini söyledi” diye devam etti.
“Güneştekin son sergisine hazırlanırken aklında iki olayın baskın olduğunu söyledi. İlki 2011’de Türk askeri jetlerinin Roboski köyü yakınlarında, Irak’tan gelerek sınırı geçen kaçakçıları bombalaması sonucunda 34 Kürt’ün öldürülmesiydi. Diğer ise 2015’te Diyarbakır Sur’da Kürt isyancılar ve Türk hükümet güçleri arasında çıkan çatışmalardı” diye ekledi.
Gall, ‘Acı anıtları’ önünde selfie çeken sosyetik isimlerin ve açılış gecesinde dans eden davetlilerin fotoğraflarının sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutulduğunu yazdı. Genç Kürtlerin ise tepkilerini, sergilenen metal tabutlardan birini siperlerden aşağı atarak gösterdiklerini belirtti.
Kurbanları Hatırlatan Detaylar
Yazar sergideki işleri “Sokak levhalarıyla dolu bir duvar, ortadan kaybolan ya da ölümü araştırılmayan kurbanların isimlerini kayıt altına aldı. Yıkılan evlerin molozlarından bulunan artıklarla üretilen bir başka enstalasyon, griye boyanarak duvara monte edildi… Video enstalasyonlar Kürt dilinin yok oluşunu araştırdı… ” cümleleriyle özetledi. Fotoğrafların altındaki notlardan birinde ise “Bir lastik ayakkabı yığınını içeren enstalasyon, çatışmalarda öldürülen veya hapsedilen binlerce Kürdü hatırlattı” yazısı yer aldı.
Gall, “Güneştekin bu temalarla uğraşan tek çağdaş sanatçı değil ama sergisi çatışma tarihinde Diyarbakır’da yapılan en büyük ve en önemlisi sergiydi. Bazıları için Güneştekin, Erdoğan iktidarında hoşlanmadıklarını, parti bağlantılarına sahip insanların zenginleşmesini temsil ediyor. Yerel bir sanatçı, böyle bir sergi düzenlemenin çoğu Kürt sanatçı için imkânsız olacağını söyledi. Türkiye’de birçok kişi siyasi yorumlarda bulundukları için hapse atıldı” yorumunu yaptı.
Haberde ayrıca Ahmet Güneştekin’in, “Kürt bir sanatçı olarak izleyicilerin sert gerçekleri görmesini ve yüzleşmesini istedim. Ziyaretçilerin bu bölgenin insanının trajedisiyle yüz yüze gelmesini istedim” ifadelerine yer verildi.
Erken Sonlandırıldı
Güneştekin’in ekim ayında açılan “Hafıza Odası” sergisinin 30 Aralık’a kadar devam edeceği duyurulmuş, ardından sergi 30 Aralık’a kadar verilen sürenin bitmesine 15 gün kala Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talebiyle sonlandırılmıştı.
“Hafıza Odası” sergisi Pilevneli Gallery tarafından düzenlenmişti.