İşlerinde, hareketli ve hareketsiz görüntüler arasındaki geçişlerin biçimsel ve içeriksel olanaklarını araştıran Aykan Safoğlu, SALT‘ın Ardışık sergilerinin sonuncusu olan “Teneffüs”te fotoğraf temelli üretimlerini izleyici karşısına çıkarıyor. Ekonomiden ödünç aldığı borçluluk ve varlık kavramlarından yola çıkan sanatçı, bu kavramların kendi hayat hikâyesindeki yansımalarına bakıyor.
19. yüzyılda iç ve dış borçları denetlemekle yükümlü Düyûn-ı Umûmiye olarak hizmet veren ve 1933’te İstanbul Erkek Lisesi’ne dönüşen yapıyı serginin arka planına konumlayan sanatçı, Bu okulda aldığı Almanca eğitimin ve okulla özdeşleşen katı disiplinin yaşantısındaki izlerini toplumsal cinsiyet, yönelim ve göç temelinde irdeliyor.
Teneffüs, çeşitli açılardan güç ve otorite göstergesi yapılara dair Safoğlu’da gelişen “duygusal borçlanma” hissine bakarken; sanatçının pratiği kati kural ve yapıları bozmakla ilgileniyor.
Sanatçı yakın dönemdeki sanat pratiğinde, kırpma, yeniden düzenleme ve tarama yöntemlerini kullanarak durağan görüntüleri kendi deyişiyle “göçmen imgeler”e dönüştürüyor. Kişisel albümünden seçili fotoğrafları öğütücüden geçiren sanatçı, parçaları bir tarayıcı tablası üstünde yeniden bir araya getirirken yukarı-aşağı, sağa-sola kaydırarak bir dalga hareketi, titreşim yaratıyor.Geçmiş ve Gelecek Arasında
Hundsstern steigt ab [Sirius alçalıyor] (2020) filminde bu hareket aracılığıyla, gerek ailesindeki göç hikâyelerini merkeze alan kırılmalara gerekse okul yıllarında yaşadığı deneyimlere gönderme yapan sanatçı; Null-Defizit (in Ablehnung) [Sıfır Açık (İnkâr)] (2020) enstalasyonunda, bu dalgalanmayı videodan çıkarıp anıtsal bir boyuta taşıyor. Metal ızgaralara yerleştirilmiş fotoğraf şeritlerine ek olarak okul dönemiyle özdeşleşmiş çeşitli eğitim malzemelerinin taramalarını kullanıyor.
Kareli defter veya koordinat sistemini çağrıştıran bu konstrüksiyon, Alman (eğitim) sistemi, sanat formasyonu ve liseden sonra yerleştiği Almanya’daki bürokrasiye dair bir temsile dönüştürürken, Safoğlu hikâyeyi bir ileri sarıp, bir geri alıyor. Geçmiş ve gelecek arasında kurduğu atlamalı anlatım, dağılıp yeniden birleşen ve titreşen görüntüler aracılığıyla kişisel ve toplumsal belleği örgüler.
Bir Bellek Mekanı
Bu sergi vesilesiyle okul güzergâhındaki bir bellek mekânına geri döner: İstanbul Erkek Lisesi öğrencisi Safoğlu her gün Tophane Parkı’ndaki İşçi Heykeli’nin (1973) önünden geçer. Anıt, yurtdışına giden işçilere atfen, bir dönem Almanya Göçmen İrtibat Bürosu’nun hizmet verdiği İş ve İşçi Bulma Kurumu binasının karşısına dikilmiştir. Sanatçı sayısız saldırıya maruz kalan heykelin 90’lardaki tahribatına günbegün tanık olur, öte yandan televizyonda izlediği haber bültenleri de Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenlere yönelik giderek artmakta olan aşırı sağcı saldırılarla doludur. 2016’da bulunduğu parktan kaldırılan ve o tarihten bu yana kayıp olan heykeli Wiedervereinigung [Yeniden birleşme] (2022) yapbozuyla yeniden ayağa kaldırırken güvencesiz bir yaşam ve kırılgan bir varoluşa işaret ediyor. Aynı temelden yola çıkan Depeche Mode ve decrescendo [dekreşendo] (2022) işleri, çeşitli baskı teknikleri vasıtasıyla hareket, zaman ve mekân arasındaki olasılıkları araştırıyor.
“Teneffüs”ü 24 Nisan’a kadar pazartesi hariç her gün SALT Galata’da görmek mümkün. Öte yandan sergi paralelinde sanatçı tarafından yürütülecek atölyeler saltonline.org adresinden paylaşılacak.
SALT’tan Amira Akbıyıkoğlu ile Farah Aksoy tarafından hazırlanan Ardışık programı, sanatçılar Barış Doğrusöz, Deniz Gül, Volkan Aslan, Fatma Belkıs ve Onur Gökmen ile Aykan Safoğlu’nun Ocak 2021’den itibaren SALT Galata’da gerçekleştirilen sergilerinden meydana geliyor.