Katar, sanat ve tasarım alanında imza attığı projelere yenilerini eklenmeye devam ediyor. Küçük Körfez ülkesinin kültürel gelişimine liderlik eden Katar Müzeleri (Qatar Museums), dünya standartlarında müzeler inşa etmek, önemli miras alanlarını restore etmek ve çoğu çölün uzak bölgelerinde olmak üzere kamusal sanat enstalasyonları sahnelemek için milyarlarca dolarlık yatırım yapıyor. Katar, son 15 yılda en az beş büyük müzenin yanı sıra 2022 Dünya Kupası öncesinde sekiz stadyum açarak, uluslararası bir spor etkinliğine ev sahipliği yapan ilk Arap ülkesi oldu.
Design Doha, Katar Müzeleri’nin kenti küresel bir sanat ve tasarım merkezine dönüştürme amacıyla kurduğu bir tasarım bienali girişimi olarak 24 Şubat’ta açıldı. Bu yıl ilk edisyonu düzenlenen Design Doha, açılışında, MENA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) bölgesinin dört bir yanından mimarlık, şehircilik ve peyzaj tasarımından grafik tasarım, tekstil, ahşap işleri, cam ve seramiğe kadar çeşitli disiplinlerde çalışan 100’den fazla tasarımcıyı Doha’da ağırladı.
New York’ta yaşayan sanat ve tasarım tarihçisi ve Design Doha’nın sanat yönetmeni Glenn Adamson, bölgenin tasarım ortamının “müthiş enerjisi ve yaratıcılığından” etkilendiğini ve “yeni gelen biri olarak, bu kadar çok yetenek olduğunu” tahmin edemediğini söylüyor.
MENA bölgesindeki tasarım kültürünün zenginliğini sergilemek ve Katar’ın tasarım ortamını küresel sahnede öne çıkarmayı hedefleyen bienal, somut ve özgün çözümler sunacak tasarımlara alan sağlamayı planlıyor. Müze temelli bir küratöryel konsept olan bienal, daha önce görülmemiş enstalasyonlardan çok disiplinli sergilere kadar katmanlı bir program sunuyor.
Bienalin Arkasında Kadın Gücü Var
Katar Müzelerinin en taze projesi olan Design Doha, ülkenin sanat arenasına girişinin arkasındaki itici güç olarak ortaya çıkan başkanı Sheikha Al Mayassa bint Hamad bin Khalifa Al Thani‘nin projesi. Design Doha, Sheikha’nın, Doha’yı küresel bir sanat ve tasarım merkezine dönüştürme çabasına büyük ivme kazandırıyor. Katar Müzeleri’nin başkanı Sheikha, Design Doha’yı şu sözlerle açıklıyor:
“Design Doha, bölgemizdeki tasarım sektörünün mükemmellik ve yenilikçiliğinin bir kanıtı. Dünyanın dört bir yanından gelen tasarım liderlerini bir araya getirirken Arap tasarımcıların tasarım pratiklerini ve işletmelerini geliştirmelerine destek olan küratöryel bir girişim. Design Doha sadece bir etkinlik değil, tasarımın geleceği için kurulmuş bir platformdur.”
Ana Sergi: “Arab Design Now”
Bienalin ana sergisi olan “Arab Design Now” (Arap Tasarımı Şimdi), modern ve hareketli şehir merkezi Msheireb’de işlevsel bir sergi mekânı olan M7‘nin birkaç katına yayılıyor ve MENA tasarımcılarının 74 eserinden oluşan çağdaş Arap tasarımının müze düzeyindeki ilk araştırması olarak değerlendiriliyor. Küratörlüğünü Rana Beiruti‘nin (Ürdün’deki Amman Tasarım Haftası’nın kurucusu) üstlendiği sergi, “Arap dünyasının ne kadar çeşitli bir yer olduğunu” yansıtacak nitelikte.
Beiruti sergi için, “Arap dünyası, farklı yaşam kesimlerinden ve kültürlerden insanlarla dolu. Bunu vurgulamak ve Arap tasarımının küresel tasarım koşullarından kopuk olmadığını göstermek istedim. Arap tasarımcılar ortak geleceğimiz için aynı zorluklarla yüzleşiyor ve bunlara yanıt veriyor” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor: “Ayrıca, zanaata toprağın bir uzantısı olarak bakmanın önemini ve Arap dünyasındaki tasarımcıların bölgenin eşsiz coğrafyasına, malzemede yeniliğe ve sürdürülebilirliğe dikkat ederek nasıl yanıt verdiklerini vurgulamak istedim.”
Sharing the Earth (Spatial Interiorities)/ Dünyayı Paylaşmak (Mekânsal İç Mekânlar) adlı çalışmasında mimar Salima Naji, Fas’taki yerel yapılarla ilgili onlarca yıllık araştırmalarını bir araya getirerek kil, saman, yün ve palmiye gövdelerinden iki parçalı silindirik bir konut inşa etti ve hava akışını sağlamak için tepesinde oculus kullandı.
Tasarımcı AAU ANASTAS ise Tiamat (2023) adlı çalışmasında, kum tepelerinin hesaplamalı analizinin yanı sıra Filistin, Suriye ve Lübnan’da bulunan gotik esintili sivri kemerlerden esinlenen dalgalı şekliyle kendi kendini destekleyen taştan bir yapı yarattı. Sergideki tasarımcıların çoğu geleneksel zanaat duyarlılıkları ile çağdaş estetik arasında dengeyi merkezine alıyor. Design Doha sanat yönetmeni Adamson da bu dengeye atıfta bulunarak Doha’nın “şu anda her iki dünyanın da en iyi yönlerinin keyfini çıkaran bir bölge” olduğunu söylüyor.
M7’nin başka bir yerinde, “HUNDRED BEST ARABIC POSTERS” (EN İYİ YÜZ ARAPÇA POSTER) isimli 100 posterden oluşan sergi bölgedeki grafik tasarımın canlılığını ortaya koyarken; üst katta, loş ışıklı, düşündürücü bir alanda, “Weaving Poems” (Dokuma Şiirleri) sergisi Afganistan’daki kadın dokumacıların şiir ve sözlü mirasından esinlenerek bir dizi soyut halı yaratan Afgan doğumlu, Ammanlı tasarımcı Maryam Omar‘ın yeteneğini gözler önüne seriyor. Bienal kapsamındaki tüm sergiler 5 Ağustos’a kadar M7’de ziyaret edilebiliyor.