Cumhuriyet dönemi kültür ve sanat politikalarının ana amacında Türkiye’nin çağdaş milletler seviyesine kabul edilmesi, diğer yandan hem kültürel hem de teknik alanlarda Türk kültürünü evrensellik taşıyan bir duruma getirme çabası yatmaktaydı. Atatürk’ün kültür ve sanat politikaları, tek partili dönemde de önemini sürdürmüştür.
Türkiye’nin dört bir yanında Cumhuriyet’in 100. Yılını kutlamak amaçlı sergiler düzenleniyor. Bu sergiler, hem Atatürk’ün kültür ve sanat politikalarına verdiği önemi, hem de o dönemde yapılmış birçok yeniliği bir kez daha hatırlatıyor. Cumhuriyet kapsamında kadının yeri ve önemini öne çıkaran sergilerden, işgal
Geçtiğimiz ay henüz 53 yaşında kaybettik Haluk Akakçe’yi. Haluk benim çocukluk arkadaşım. Çocukluk arkadaşım derken öyle çocukluğunu bildiğim herhangi biri değil. Rahmetli anne ve babası benim anne ve babamın en yakın dostlarıydı. Birlikte büyüdük ve yaşam boyu bir çok dönemi birlikte yaşadık.
Bu yıl, Cumhuriyet’in 100. Yılını işaret ediyordu ve yılın ikinci sayısını Cumhuriyet’e ayırmıştık. Ancak 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından değil bir kutlama yapmak, Mart-Nisan ve takip eden sayılarımızı depremden ve yol açtığı yıkımlardan bahsetmeden ele almak imkansız olmuştu. Üstelik depremi izleyen
Yeni kişisel serginiz “Evsel Şeyler”, Haliç Sanat Fener Evleri’nde açıldı. Sergi, mekân ile, malzeme ve geçmiş ile bugünün estetiği arasında kurduğu bağlarla benim dikkatimi çekti, ancak her şeyden önce başlıktaki vurgu bana çok özel geldi. İlk olarak serginin başlığındaki bu “evsel şeyler”
EArt Galeri yeni sanat sezonunda, Ertuğrul Berberoğlu’nun “Numen; Görünenin Ötesi” kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Ertuğrul Berberoğlu’nun, sanatının güncel estetik durumunu ve entelektüel dayanağını sunan “Numen; Görünenin Ötesi” adlı seçkisi Marcus Graf’ın küratörlüğünde izleyiciyle buluşuyor. Son yıllarda çağdaş soyut resmin önemli bir temsilcisi hâline gelen
OMM’nin kurucusu Erol Tabanca Koleksiyonu’ndan bir seçki ile hazırlanan serginin kavramsal yönünden ve formal yaklaşımından söz eder misiniz? İki Güneş Altında sergi ismi olarak hem insanlığın derin tarihinden gelen mitolojik anlatıları canlandıran hem iklim krizi etrafında bugün içinden geçmekte olduğumuz çağın aciliyetlerine
Sanatçı Nazlı Gürlek Hodder, bizleri ‘büyük yaşam ağı’ dediğimiz sistemin içindeki yerimizi hatırlamaya ve bedenin içinde saklı bulunan şifaya ulaşmaya davet ediyor. Hodder’in metod çalışması serisinin ilki olan “BİR Beden Ritüeli”, kadim bir Anadolu medeniyetinin rehberliğinde özgürlük, direnç ve güçlenme pratiği sunuyor.
Teknik lise ve Akademi’yle başlayan yolculuğunuzun ilk gününden bugüne sanat üretmek sizin için ne anlam ifade etti, ediyor? Nuri Kuzucan: Aslında çıkış noktam sanat üretme niyetiyle ilgili değil, uğraştığım şeyin bu alanın içinde olmasıyla ilgili. Yaptığım şey zaten belli kalıplar içinde sanat
Nihat Özdal uzun yıllardır kültür sanat alanına yazdığı kitaplarla, yaptığı etkinliklerle, küratörlüğünü üstlendiği sergilerle katkıda bulunan bir isim. Bunu da bas bas bağırarak, alışılanın aksine kendi reklamını yapmaktan kaçınarak yapıyor olması eline aldığı her işin katma değer bırakmasını önceliklediğinden. Halfeti’de doğan Özdal