Bestelerindeki yenilikçi kimlik ile Türk müziğine çağdaş özelliklerin kapılarını açan İlhan Usmanbaş, 104 yaşında hayatını kaybetti. Sanatçının ölüm haberini ünlü besteci Fazıl Say X hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu. Özellikle “Yaylılar Dörtlüsü–47”, “Keman Konçertosu” ve “Senfoni No:1” gibi eserleriyle tanınan İlhan Usmanbaş’ın ardından
Ali Teoman Germaner, namıdiğer ALOŞ, eserlerinde zamanın iç içe geçmiş katmanlarını araştıran, kolektif hafızayı görsel düşüncelerle işleyen bir sanatçı. Sanatçının zamana bakışını merkezine alan ALOŞ: Dün, Bugün, Yarın sergisi, ALOŞNAME desenleriyle şekillenen bir düşünce yolculuğu sunuyor. CerModern’de 30 Mart 2025 tarihine kadar ziyaretçileri
"Brasil! Brasil! The Birth of Modernism" sergisi, Brezilya’nın kültürel çeşitliliğini ve modernizmin dönüştürücü gücünü bir araya getiriyor. 28 Ocak - 21 Nisan 2025 tarihleri arasında Royal Academy of Arts’ta, 20. yüzyılın en etkili Brezilyalı sanatçılarına ait 130’dan fazla eser sergilenecek.
Virginia Woolf’la tanışmam önce bir okur olarak oldu kuşkusuz. Ve hiçbir şey anlamadım. Bilmediğim bir dilde, bilmediğim bir dünyadan seslenir gibi gelmişti. Çeviride mi bir sorun var yoksa deyip kitabın kapağına dönüp tekrar baktım ve umduğumu bulamadım. Türkçe edebiyatın büyük isimlerinden birinin
Bugüne dek gerçekleştirdiğimiz söyleşilerde, sanatçılar kişinin bağımsız olmayı seçmesi konusunda farklı yaklaşımlarda bulundu. Kimine göre bağımsızlık kavramsal olarak sanatın olmazsa olmazı biçiminde karşımıza çıkarken, kimi sanatçı ise bu tercihi şu anki sanat piyasasında daha verimli seçeneklerin olmayışıyla ilişkilendirdi. Sizin bu konu hakkındaki
Artan hayat pahalılığı, derinleşen ekonomik kriz, adalete duyulan güvenin giderek azalması, sosyal yapının yozlaşması ve medya üzerindeki baskılar… Tüm bunların gölgesinde bir yılı daha geride bıraktık. Peki, bu gemi nereye gidiyor? Son dönemde peş peşe yaşanan felaketler ve krizler, toplumun içindeki belirsizlikleri
Söyleşilerimizde kimi sanatçılarımız bağımsız olmayı sanat üretiminde özgürlükle özdeşleştirirken kimi sanatçılarımız fon eksikliğinin ve koleksiyonerler, fuarlar gibi etmenlere bağlı katı bir sanat ekosisteminin olduğu coğrafyalarda sanatçının bir galeriye bağlı olsun olmasın özgür olmadığından söz etti. Sizin düşünceniz nedir? Kendi sürecinizden söz edebilir
Bugüne dek yaptığımız söyleşilerde bağımsız sanatçılık kavramı karşımıza ya bilinçli bir tercih ya da öteki seçeneklerin verimsizliğinden kaynaklanan zorunlu bir tercih olarak çıktı. Sizin için nasıl gelişti bağımsızlık süreci? İşlerimi sergilemeye 1980’lerde başladım. O dönemin politik ve sosyolojik yapısı herkesin malumu, o
Bundan önceki söyleşilerimizde bağımsız sanatçı olmanın kişiye içerik ve üretim anlamında özgürlük sağladığı yine de belli zorluklar barındırdığı konuşuldu. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Sizin süreciniz nasıl ilerledi? Bu sorunun birden fazla açısı olduğunu düşünüyorum. “Bağımsız sanatçı” ifadesinden kastımız bir ticari galeriye
Galeri sanatçısı olmamanız, bu anlamda bağımsız olmanız size sanat üretiminizde düşünsel ve pratik anlamda da bağımsızlık sağlıyor mu yoksa bu durumu bir yoksunluk olarak mı tanımlarsınız? Bir galeriye bağlı çalışmamanın, kendi tasarrufunda üretmenin ve kendi temsiliyetini üstlenmenin düşünme ve üretme özgürlüğü olduğunu
Bağımsız sanatçı olmanın tanımı üstünde bundan önceki söyleşilerde çokça durduk. Size bu tanımın anlamını değil size hissettirdiklerini sormak istiyorum. İlk neler geliyor aklınıza bağımsız sanatçı denince. Aklıma ilk gelen, hep etkileşim içinde üretmek, bağımsız sanatçı olmaktan çok bu tanımlıyor beni. Onur Haftası
Bağımsız sanatçı olmanın tanımı deyince akla tabii ilk olarak bir galeriye ya da herhangi bir kuruma bağlı olmayan sanatçı geliyor. Sizce bu niçin önemli ve bağımsız sanatçı deyince aklınıza gelen ikincil tanımlar var mı? Aslında uzun yıllar boyunca “bağımsız” sanatçı olduğumun farkında