Taçlı Yazıcıoğlu "İncirlik Yazı"yla TESAK’ta - ArtDog Istanbul
Taçlı Yazıcıoğlu

Taçlı Yazıcıoğlu “İncirlik Yazı”yla TESAK’ta

Taçlı Yazıcıoğlu, bir çocuğun gözünden 80’ler Adanası ve toplumsal belleği konu aldığı romanı "İncirlik Yazı"nı anlatıyor. Sibel Oral’ın yönlendiriciliğindeki etkinlik 14 Mayıs'ta Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi'nde.

Yazar Taçlı Yazıcıoğlu, 1980’ler Adanası’nın toplumsal dokusunu bir çocuğun gözünden anlattığı romanı İncirlik Yazı ile okurlarıyla buluşuyor. Roman, askeri darbenin gölgesinde şekillenen gündelik yaşamı, Amerikan üslerinin kent üzerindeki etkisini ve dönemin siyasi atmosferini bir cinayet ve ilk aşk hikâyesiyle iç içe kurguluyor. Edebiyatın kent hafızası, çocukluk deneyimi ve siyasal arka planla kurduğu ilişki bu etkinlikte masaya yatırılıyor. Taçlı Yazıcıoğlu’nun katılımıyla gerçekleşecek etkinlik, Sibel Oral’ın yönlendiriciliğinde 14 Mayıs’ta Kadıköy’deki Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi’nde (TESAK) düzenlenecek. Etkinlik, toplumsal tarih ve edebiyat ilişkisine ilgi duyan tüm okurlara açık.

İncirlik Yazı Hakkında

Üç farklı zaman düzleminde ilerleyen roman; 1966’da işlenen ama üzeri örtülen bir suçun, 1983’te bir çocuğun bakışıyla kaydedilen sessiz tanıklığının ve 1995’te artık bir avukat olan anlatıcının geç gelen yüzleşmesinin izini sürüyor. Bu çok katmanlı yapı, yalnızca bir hikâyeyi değil, bir ülkenin farklı dönemlerinde şekillenen suskunluk biçimlerini de görünür kılıyor. Merkezde ise, görünmeyen ama hep orada duran; adı konulmadan varlığı hissedilen bir güç var: İncirlik Üssü. Amerikan askerinin fiziksel ve simgesel varlığı, Türkiye’nin egemenlik sınırlarının nasıl aşındığını, hukukun nasıl esnetildiğini ve adalet duygusunun nasıl askıya alındığını sezdiren güçlü bir arka plan oluşturuyor.

Roman, yalnızca bir olayın değil, o olayın çevresinde şekillenen suskunluğun, konuşulmamışlığın ve bastırılmış travmanın romanı. Küçük Belgi’nin ece ajandasına yazdıkları, bir çocuğun sınırlı ama sarsıcı belleğiyle toplumun ortak suskunluğu arasında bir köprü kurarken; yetişkin Belgin’in iç sesi, artık sistemin içinde yer alan ama hâlâ kenarda kalan bir tanık olarak, sessizliğin biçim değiştirmiş hâline dönüşüyor. Adalet arayışı ile içsel sorgulama arasında sıkışan anlatıcı, hem kendisiyle hem de ülkesinin hafızasızlığıyla yüzleşiyor.

1-Disney
1-Disney Mobil

Taçlı Yazıcıoğlu, romanında mekânlara da neredeyse birer karakter gibi davranıyor. Eser Apartmanı, yazıhane, duruşma salonu, impala marka otomobil… Her biri, hem bir dönem atmosferini hem de bir suskunluk biçimini temsil ediyor. Bu mekânlar yalnızca bir fon değil; karakterlerin iç dünyasını ve dönemin toplumsal ruh hâlini yansıtan, hafızayı diri tutan taşıyıcılar hâline geliyor. Yazar, dilin olanaklarını kullanarak bu suskunluklara ses, bu karanlık köşelere anlam kazandırıyor.

Yazının gücüne, çocukluğun sezgisine ve hafızanın direncine inanan bu roman; adaletin yitimiyle, hatırlamanın yüküyle, yazmanın dönüştürücü gücüyle örülmüş. İncirlik Yazı, geçmişin üstü örtülmüş dosyalarını bugünün diliyle yeniden açıyor; küçük bir çocuğun sessizliğinden, yetişkin bir kadının içsel sorgusuna uzanan çizgide, belleğin nasıl bastırıldığını ve nasıl direndiğini sorguluyor.

İncirlik Yazı, hem toplumsal belleğe hem bireysel travmaya dokunan, sessizliğin edebiyat aracılığıyla nasıl duyulur ve dönüştürülebilir kılınabileceğini gösteren çarpıcı bir anlatı. Taçlı Yazıcıoğlu, bu romanıyla yalnızca geçmişe değil, hâlâ konuşulamayan bugünün meselelerine de dikkatle ve incelikle eğiliyor. Dönemin politik iklimini, bireysel sessizlikle kolektif suskunluk arasındaki geçirgenliği ustalıkla yansıtan bu eser, edebiyatın tanıklık etme gücünü bir kez daha hatırlatıyor.

Previous Story

71. Sait Faik Hikâye Armağanı Burçe Bahadır’ın

0 0,00