Hüseyin Çağlayan, Yerçekimi Yorgunluğu, 2015, 73’ 46”, © Sadler's Wells, Londra.

“Souffleur” SSM’de

/

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Pilevneli iş birliğiyle 8 Ocak 2023 tarihine kadar Hüseyin Çağlayan’ın “Souffleur” başlıklı sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, yeni medya aracılığıyla beden ve modern antropolojiye odaklanırken, üç eser serisi ve bir video enstalasyondan oluşuyor.

Sergide yer alan üç eser serisi; “özenme” kavramından esinlenen Pre-tension (Özenme); “dijital soyutlanmayı” protesto eden Fake Celebrations (Sahte Kutlamalar) ve Batı tarafından sömürgeleştirilmiş etnik grupların dans ve bedensel hareketlerini konu alan Post-Colonial Body’yi (Sömürgecilik Sonrası Beden) başlıkları altında temsil ediliyor. Sanatçıya göre enstalasyonlarda yer alan her obje, bahsedilen konularda boşlukları doldurarak “suflör” görevi görüyor.

Hüseyin Çağlayan, Özenme, 2022, PLA (Polilaktik Asit) baskı ve poliüretan üzerine flok, Hüseyin Çağlayan ve PİLEVNELİ’nin izniyle.

Sergide yer alan ve Çağlayan’ın tasarlayıp yönettiği Gravity Fatigue (Yerçekimi Yorgunluğu) adlı performansın filmi ise, sanatçının ilgi alanları olan kimlik, bedensizlik, göç ve metamorfoz gibi birçok konuyu içeriyor.

Hüseyin Çağlayan’ın Sadler’s Wells’de gerçekleştirdiği ilk sahne çalışmasında tasarım ve konseptlerinin görsel yaratıcılığını çağdaş dansla birleştirerek, dönüşümsel bir hayal dünyasına hayat veriyor. Ödüllü koreograf Damien Jalet ile üzerinde çalışılan Yerçekimi Yorgunluğu, ilhamını kimlik, bedensizlik, göç ve metamorfoz gibi temalardan alıyor.

Hüseyin Çağlayan, Sömürgecilik Sonrası Beden, 2022, Maun ağacı, PVC ve metal, Hüseyin Çağlayan ve PİLEVNELİ’nin izniyle.

Batı tarafından sömürgeleştirilmiş toplumlar üzerine bir dans ve hareket incelemesi olan Sömürgecilik Sonrası Beden‘in ana ilham kaynakları Güney Amerika ve Japonya olarak karşımıza çıkıyor. Eser, Güney Amerika dans türlerinden alınan hareketler ile mevsimsel bereket ve verimlilik ayinlerini kutlayan Japon ritüel canlandırmalarını birleştiriyor. 3D haritalama öğeyi kendi üzerine yansıtarak nesneleri kendi parametrelerinden bağımsız kılıyor, başka yaşam formları almalarını sağlıyor.

İlginizi çekebilir:  Genç Şairin Portresi Harvard Koleksiyonunda

Özenme için 1980’lerde Amerika’da ortaya çıkan, stilize edilmiş, son derece özenti içeren dans hareketlerinden oluşan “Voguing” kültürü ele alınıyor. Bu fikri yansıtmak için, yüzün önünde yapılan “Voguing” pozlarıyla oluşturulan negatif alan kullanılarak yaratılan yüz ve başlık parçaları, makyaj aletleri için bölmelerle birleşerek adeta “özenme” için eksiksiz bir “kit” yaratır.  “Voguing” duvarı, her bir eserin farklı bir poz verdiği bir dizi “Voguing kit” olarak sunuluyor. Her bir eser üzerine programlanmış ışık projeksiyonu, her seferinde farklı bir poz ortaya çıkarıyor. Bu projeksiyon, duvara monte edilen asıl fiziksel formla birlikte hareketli bir animasyon meydana getiriyor.

Hüseyin Çağlayan, Sahte Kutlamalar, 2022, Bakır ve alüminyum alaşımı, Hüseyin Çağlayan ve PİLEVNELİ’nin izniyle.

Sahte Kutlamalar, tanıdık malzemeleriyle, içinde bulunduğumuz durumun dijital izolasyonuna tepki veren bir protesto enstalasyonu olarak ziyaretçilerin karşısına çıkıyor. Ceket, gömlek ve elbiseler üzerinde tasarlanan desenli paneller, belirtilen yerlerden yırtılarak dijital dünyaya karşı duran parıltı, folyo, payet ve tüy gibi malzemeleri ortaya çıkarıyor ve bedeni bir kutlama kanalına dönüştürüyor. Büyük çerçevelerde sunulan bu eylemin kalıntıları, kendiliğinden gelişen gerçekdışı bir güzellik ve özgürlük duygusu yaratıyor.

Previous Story

26. İstanbul Tiyatro Festivali

Next Story

İzmir Kitap Fuarı

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.