Pi Artworks Londra, ödüllü Ressam Selma Parlour’un ”Activities for the Abyss” sergisine 11 Ocak 2020 tarihine kadar ev sahipliği yapıyor. Sergi, Parlour’un son iki sene içerisinde gerçekleştirdiği desen, baskı ve farklı boya izlenimleri veren ancak yağlı boya kullandığı otuza yakın yeni yapıtına yer veriyor.
Selma Parlour yapıtlarında genellikle; yüzey, uzay ve formların tekrarı üzerine araştırmalarıyla birlikte pentür üzerine yoğunlaşıyor. Parlour çalışmalarında, soyut resimlerin tarihsel arka planı üzerinde düşündüğünü ifade ederken, Amerikalı sanatçıların soyut dışavurumcu tekniklerini ön plana çıkarıyor. Formalist kaygılara olan bağlılığıyla, Parlour 1950’li ve 1960’lı yılların soyut ekspresyonistlerini ve minimalistlerinin özgün tekniklerini yapıtlarında kullanıyor. Akademik yönüyle birlikte sanatsal pratiğini bir araya getiren Parlour’un yapıtları, savaş sonrası Amerikalı sanatçıların teori ve söylemini birlikte ele alıyor.
”Activities for the Abyss” sergisi sanatçının ışıldayan yumuşak renk katmanlarını, kalemle çizilmiş gibi gözüken yağlı boya çizgilerini ve mat yüzeyleri, resmin iki boyutluluğunu vurgulayan diyagramsal yaklaşımını, bir oyma kakma işi gibi ortaya çıkardığı renk ünitelerini; mekansız temsile, trompe-l’oeil illüzyona, çok yönlü değişmez algıya ve bilişsel tamamlamalara, tekrara (varyasyon ve yer değiştirmelerle) ve de resmin materyal gereçlerine verdiği önemin yanı sıra; mimari, sanal ve uzaysal keşiflerini görme imkanı sunuyor. Pi Artworks Londra’daki “Upright Animal” adlı ilk sergisinde, keskin, üst üste binen şekiller ve mat renk bantlarından oluşan 23 tuval yer alıyordu.
Selma Parlour sanat pratiğini ve üretim sürecini şu şekilde özetliyor: “Pratiğime, dizimsel bir mercek aracılığıyla yaklaşıyorum; tarihsel soyut resme ilişkin teorik bildirileri ve içsel/dışsal anlaşmaları değerlendirmek için kendime özgü bir koda yaratmaya çalışıyorum. Bu sergide soyut-resimlerimin-yerleştirmelerinin-fotoğraflarının-soyut-resimleri ve analitik olarak yüklü çerçevedeki resimlerim, galeri duvarlarını çoğaltılmış ve dağıtılmış sayısız imajla dolduruyor. Ayrıca bireysel yağlı boya pratiğim, stüdyomun ötesinde gerçekleşen mekanize edilmiş 3 prosedürün izlerini taşıyor. Bu 3 makinanın; 1) bir lazer oyma makinası, 2) eski teknoloji bir çoğaltıcı ve 3) yaşlanmakta olan bir endüstriyel kodlama makinası – her biri yaratıcı gelişimime kendi imkanları ve sınırlamalarını dayatarak, ayrıntılı şekilde tasarladığım metodolojime kendilerini teslim ediyorlar.”