Anna Laudel Bodrum, 9 Eylül itibarıyla Ekin Su Koç’un beden algısı, cinsiyet önyargıları ve kadın olma hali temaları etrafında şekillenen “Venüs’ün Yeniden Doğuşu” adlı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Kadın bedenini, çeşitlilik ve farklılıkları ile vurgulayan sanatçının tuval üzerine boya, epoksi ve kağıt üzeri kolaj gibi farklı teknikleri içeren üretimlerinden oluşan seçkisi, 29 Ekim’e kadar görülebilecek.
Ekin Su Koç, üretimlerinde göç, yersiz yurtsuzluk, cinsiyet, doğa ve beden algısı kavramları üzerine gelişen güncel tartışmalardan besleniyor. Sanatçının Berlin’de hazırlıklarına başlayıp, Ayvalık’ta üretimini tamamladığı eserlerinin yer aldığı sergisi, 15. yüzyılda Floransa’da rönesans akımının önemli sanatçılarından Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” adlı eseri üzerinden cinsiyet eşitliğine gönderme yapıyor.
Sanat tarihinde sıkça işlenmiş olan mitolojik ve klasik eserler, bu sergi ile yeni bir kimlik kazanıyor. Sergide, kadın bedenlerini objeleştiren, sanat tarihinin kült sayılan eserleri Ekin Su Koç’un modern ve protest tarzıyla yeniden yorumlanıyor. “Kendileri için 3 Güzeller”, “Sadece 2 Güzeller”, “Venüs’ün Yeniden Doğuşu”, “Adem’in Yeniden Yaratılışı”, “İnci Kolyeli Çocuk” ve “Ofelya’nın İntihar Etmediği Nehrin Çiçekleri” gibi zamanın testini geçmiş eserlerin temsil ettiği dayatmacı, kalıplaşmış anlayış ve estetik değerler mizahi bir bakış açısıyla sorgulanıyor. Sergi 3. dalga feminizm akımından beslenerek kendi estetik değerlerini yaratıcı bir şekilde yeniden ortaya koyuyor.
Sergide yer alan eserler, ikili cinsiyet normlarına, yaşa ve ten rengine dayalı sınırlamaları reddederek, bedenin doğal güzelliğini ve çeşitliliğini kutlarken, aynı zamanda kadınlık, dişi yaratıcılık ve patriyarkanın zayıflaması gibi günümüzün öne çıkan temalarını ele alıyor.
29 Ekim’e kadar görülebilecek “Venüs’ün Yeniden Doğuşu”, kadınları ve cinsiyet kimliğini toplumsal normların dışında tanımlayan herkesi özgürleştiren, sanatın ve estetiğin birleştirici gücüne odaklanıyor.