Samih Rifat İçin “Çok İş Var Yapacak” - ArtDog Istanbul
Samih Rifat ve aynadaki fotoğrafta babası Oktay Rifat.

Samih Rifat İçin “Çok İş Var Yapacak”

Çeviriden fotoğrafa uzanan geniş entelektüel birikimiyle Samih Rifat’ın kültür dünyamıza bıraktığı izler, Pera Müzesi’ndeki "Çok İş Var Yapacak" sergisinde izleyiciyle buluşuyor…

/

Kültür ve sanat dünyamızın çok yönlü entelektüellerinden Samih Rifat 2007 yılında aramızdan ayrıldığında edebiyat, çeviri, fotoğraf ve düşünce tarihimizde derin izler bıraktı. Türk Dil Kurumu’nun kurucu başkanı Samih Rifat’ın torunu ve Garip akımının kurucularından edebiyatçı Oktay Rifat’ın oğlu olarak İstanbul’da dünyaya gelen Rifat, bu köklü kültür mirasını sadece taşımakla kalmayıp, onu kendi özgün üretimleriyle daha da zenginleştirdi.

Samih Rifat Sergisi “Çok İş Var Yapacak”

Şimdilerde fotoğrafları, şiirleri, belgeselleri ve çevirileriyle kültür dünyasında derin izler bırakan Samih Rifat, özgün entelektüel dünyasıyla Pera Müzesi‘nde yeniden hayat buluyor. Rifat’ın düşünce tarihine, edebiyata ve sanata bıraktığı izleri takip eden Çok İş Var Yapacakfotoğraflar, filmler, çizimler, şiirler, defterler, kitaplar ve müzik-… başlıklı sergi, onun düşünsel yolculuğunu, disiplinler arası geçişlerini ve şiirsel duyarlılığını ortaya koyarak sanat ve düşünce evrenini ziyaretçilerine sunuyor.

Bir Vefa Sergisi

Sergi, aynı zamanda, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın ilk yıllarında vakfın sanat danışmanlığını üstlenen, Pera Müzesi’nde pek çok diğer projenin yanı sıra Henri-Cartier Bresson ve Josef Koudelka gibi dünyaca ünlü fotoğrafçıların sergilerine de imza atan çok yönlü aydın Samih Rifat anısına, Pera Müzesi’nin 20. kuruluş yılında gerçekleştirdiği bir vefa projesi olma özelliği de taşıyor.

Hem Batı’nın hem Anadolu’nun sanat ve düşünce mirasından beslenen, geniş ilgi alanlarıyla yetkin bir kültür insanı olan Samih Rifat’ın başta fotoğrafları ve desenleri olmak üzere tüm yaratım süreci bu sergide. Rifat’ın, antik dünyaya olan ilgisi, dillerle kurduğu derin bağ ve titiz çeviri anlayışı; küratoryal konsept ve sergileme tasarımını Bülent Erkmen’in, küratoryal danışmanlığını Serhan Ada’nın, fotoğraf danışmanlığını Esra Özdoğan ve Ahmet Elhan’ın, üstlendiği serginin önemli bölümlerinden biri olarak öne çıkarken; belgeselleri, şiir ve müzikle olan ilişkisi de izleyiciyle buluşuyor.

Samih Rifat’ın objektifinden Ara Güler.

Bir Kültür İnsanı

Sergi için hazırlanan kitapta Celal Üster’in Yitik Güzelliklerin İzinde başlıklı yazısında belirttiği gibi: “Samih Rifat, besbelli, yapılarda, fotoğraflarda, müziklerde, her yerde, her şeyde hep şiiri aradı. Kitaplarda, hayatında, hayatlarda. Şiirin güzelliğinin, gizeminin, şaşırtıcılığının peşine düştü.”

Üster’e göre Rifat, “neredeyse tüm değerleriyle çözüm çözüm çözülmekte olan bir toplumda, sözcüğün gerçek anlamında bir kültür insanı olarak, hayatı yaşanmaya değer kılan bir tutkuyu, bir duyarlığı ayakta tuttu.”

Samih Rifat’ın Dillerarası Yolculuğu

Samih Rifat’ın kültür dünyamıza en önemli katkılarından biri, kuşkusuz çeviri alanındaki çalışmaları. René Char, Jacques Prévert, André Verdet, Jean Follain, Paul Valéry, Kavafis gibi dünya edebiyatı ve düşüncesinin önemli isimlerinden yaptığı çevirilerle Türkçe’yi zenginleştirmiştir.

Rifat’ın çeviri anlayışı, metinlerin salt dilsel aktarımından öte, kültürler arası bir köprü kurma çabasıydı. Edebiyatın kuramsal temellerine dair ilk yapıt sayılan Aristoteles’in Poetika’sını Türkçeye kazandırması, bu çabanın en önemli örneklerinden biridir. Bunun yanı sıra, Flaubert, Amin Maalouf, Mayakovski, Seferis, René Char ve Paul Valéry gibi çevirileriyle dünya edebiyatının kapılarını açmıştır.

Celal Üster, Rifat’ın çeviri yaklaşımını şöyle açıklar: “Samih Rifat’ın yazdıkları ile çevirdikleri arasında su götürmez bir akrabalık vardır. Çoğu zaman, belki her zaman, kendisinden çevirmesi istenen kitapları değil, karşı durulmaz bir inatla, kendine yakın bulduğu yazarları, şairleri çevirdi.”

Samih Rifat’ın objektifinden Mina Urgan.

Fotoğraf Sanatına Şiirsel Bakış

Rifat’ın fotoğrafçılık alanındaki çalışmaları, entelektüel üretiminin bir diğer önemli boyutu. 1980’li yıllardan itibaren çeşitli dergilerde yazılarına eşlik eden fotoğrafları, onun görsel dile olan yatkınlığını ortaya koymuştur. Akla Kara Arası adlı kitabı, fotoğraf sanatına dair düşüncelerini ve yaklaşımını yansıtan önemli bir eserdir.

Esra Özdoğan, Rifat’ın fotoğrafla ilişkisini şöyle değerlendirir: “Onun karelerini fotoğraf yazılarından, şiir dili ve eleştirisinden, çevirisinden ve mimarlıktan, düşünme metodundan yalıtarak okumak, görsel imgeye bakışını güdük bırakmak olur.” Fotoğrafı bir sanat olmaktan ziyade bir “zanaat” olarak tanımlasa da, Rifat ona şiirin gölgesini taşımaktan çekinmemiştir. Özdoğan’ın aktardığına göre, “fotoğrafa en yakın sanat dalının, yaygın olarak sanıldığı gibi resim değil yazı, daha doğrusu şiir olduğunu düşünmüşümdür her zaman” diye yazıyordu. Çarşı fotoğrafçısıyla, düğün fotoğrafçısıyla meslektaş olmaktan hoşlanırken, fotoğraflarında zamanın ve ölümün damgasını taşıyan bellek izlerini yakalıyordu.

Rifat’ın fotoğrafa yaklaşımında zaman ve ölüm kavramları da önemli bir yer tutar. Özdoğan bu konuda şunları söyler: “Samih Rifat da fotoğraf makinesinin aynı zamanda bir zaman makinesi olduğunu, ölümü çağırdığını, ölüleri geri getirdiğini yazılarında sıklıkla dile getirmiştir. Fotoğraf hatırayı korur. Fotoğrafçıysa deklanşöre bastığı anda bir anlamda geçmiş zamanı üretmiş olur.”

Samih Rifat, Desen.

Düşünce Tarihine Katkısı ve Herakleitos Çalışması

Samih Rifat’ın düşünce tarihine olan ilgisi, Herakleitos – Bir Kapalı Söz Ustasıyla Buluşma Denemesi adlı kitabında somutlaşmıştır. Bu çalışma, Türkçedeki en sağlam Herakleitos incelemelerinden biri olarak kabul edilmektedir ve antik Yunan düşüncesini günümüz Türkçesiyle buluşturma çabasının önemli bir örneğidir. Rifat’ın düşünce tarihine katkısı, sadece çevirileriyle değil, aynı zamanda bu tür özgün çalışmalarıyla da kendini göstermiştir.

Samih Rifat’ın objektifinden.

Disiplinlerarası Bütünlük ve Modernist Tavır

Samih Rifat’ın en belirgin özelliklerinden biri, farklı disiplinlere olan ilgisini parçalanmış bir şekilde değil, bütünlüklü bir dünya görüşü içinde harmanlamasıydı. Mimarlıktan fotoğrafa, çeviriden düşünce tarihine uzanan geniş ilgi alanı, modernist bir etik ve estetik anlayışla şekillenen tutarlı ve derinlikli kişiliğinin yansımasıydı. Esra Özdoğan, Samih Rifat: Yazarın Ölümünden Önce başlıklı yazısında, Rifat’ın sanat anlayışını şöyle anlatıyor: “Kesin, doğru, müdanasız, evrensel, bütünlükçü, belki mutlak bir hakikati müphem, parçalı ve göreceli olan gerçeklere tercih ederdi.” Özdoğan’a göre, Rifat’ın farklı uğraş alanları, “kimliğini parçalamaktan ziyade toplar, kafasındaki estetik doğrultu ve ahenkten ödün vermeden bu alanları bütünleyici araçlar olarak kullanırdı.”

Samih Rifat’ın objektifinden Sebastio Salgado.

Entelektüel Bir Miras

4 Ağustos 2007’de İstanbul’da hayata veda eden Samih Rifat, ardında sadece kitaplar, çeviriler ve fotoğraflar değil; kültür dünyamızda silinmez izler bırakan entelektüel bir miras da bırakmıştır. Rifat’ın entelektüel mirası, sadece kendi ürettiği eserlerle sınırlı değildir. Onun asıl katkısı, farklı disiplinlerdeki derin bilgisi ve bu bilgiyi bütünlüklü bir dünya görüşü içinde harmanlama becerisidir. Kültür kurumlarındaki danışmanlık görevleri, sergiler için yaptığı küratöryel çalışmalar ve titizlikle seçtiği çeviri projeleri, hep bu bütünlüklü bakış açısının ürünleridir. Samih Rifat’ın kültür dünyamızdaki önemi, yalnızca bireysel üretimi açısından değil, aynı zamanda kültürel politikaların ve kurumsal vizyonların şekillenmesindeki rolü açısından da değerlendirilmeli. Özellikle Türkiye’nin kültür-sanat kurumlarının uluslararası standartlarda faaliyet göstermesi için verdiği emek, hiç şüphesiz bugün meyvelerini bizlere vermeye devam ediyor. Çok İş Var Yapacak sergisi, Samih Rifat’ın entelektüel yolculuğunu tüm boyutlarıyla yeniden gözler önüne seriyor. Çok iş vardı ve hepsini yaptı Rifat, aramızda daha uzun zaman kalabilseydi kim bilir başka neler yapacaktı.

* Çok İş Var Yapacak sergisini 17 Ağustos tarihine dek Pera Müzesi’nde görebilirsiniz.

ArtDog Istanbul 27. Sayı100,00250,00Mart – Nisan 2025

“İnsan Nedir” Sayısı şimdi hem basılı hem de dijital versiyonuyla yayında!

ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.

Başarılı

Previous Story

Nihat Özdal ile Skopje Şiir Festivali Üzerine

0 0,00