Salt, performans sanatçısı Salim Özgilik’in (namıdiğer Moni) 40 yıl öncesine uzanan sanat pratiğini mercek altına alan kapsamlı bir yayına imza attı. “Moni” başlığını taşıyan kitap, sanatçının 1985’ten itibaren gerçekleştirdiği, provokatif, ses getiren ve katılım talep eden işlerinin detaylı bir haritasını çıkarıyor. Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki ayrı cilt halinde yayımlanan çalışma, hem Moni’nin 1989’da hazırladığı ilk kitabına hem de 2020 yılında Salt Araştırma’da dijital erişime açılan arşivine dayanıyor. Yayın, Türkiye’de performans sanatının gelişimine ışık tutarken, sanatçının sıra dışı üretimini sanat tarihi bağlamında yeniden hatırlatıyor.
Yayın kapsamında 22 Ekim Çarşambagünü saat 19.00’da Salt Galata’da bir söyleşi

Sanatçıya Dair En Kapsamlı Kaynak
Kitap, sanatçının resimden duvar resmine, enstalasyondan performans ve happening’e çeşitlenen üretimini sanat tarihi bağlamına yerleştiriyor. Yayın projesini yürüten Sezin Romi, yayının önemini “2019’dan bu yana yürütülen araştırmayı yeni okuma ve yorumlamalarla zenginleştirme, performans sanatının tarihi ve farklı disiplinlerle ilişkisi üzerine çalışan araştırmacılar için de bir referans olma amacını taşıyor,” sözleriyle vurguluyor.
Ali Cindoruk tarafından tasarlanan yayın, Moni’nin pratiği üzerinden Türkiye’de performans sanatının gelişimine dair ipuçları içeriyor ve özellikle genç sanatçılara nasıl alan açtığını vurguluyor. Aslıhan Demirtaş, Bora Gürdaş, Catherine Spencer, Sevi Bayraktar ve Suzana Marjanić’in yazılarını bir araya getiren yayında, Moni’nin Ankara’dan New York’a uzanan pratiği, bir dizi manifesto eşliğinde ürettiği işler üzerinden irdeleniyor.

Performans Sanatına Bakışlar
Kitaptaki yazılarda Bora Gürdaş, Moni’nin Türkiye sanat tarihindeki az bilinen konumunu çok yönlü ve derinlikli bir şekilde irdelerken Aslıhan Demirtaş, sanatçının Ankara’daki kamusal alanlarda icra ettiği işlerin başkentin dönüşümüyle kurduğu ilişkiyi ele alıyor. Catherine Spencer, Moni’nin buluntu nesnelere dayalı üretimlerini Allan Kaprow ve Carolee Schneemann’ın üretimleriyle karşılaştırmalı olarak inceliyor. Sevi Bayraktar, sanatçının pratiğini Türkiye’de sanat ve siyaset bağlamında değerlendirirken performans ve happening tarihine bakıyor. Suzana Marjanić ise Moni’nin işleriyle 1980’li ve 1990’lı yıllarda Hırvatistan’da yapılan performansların benzerliklerini işliyor; Group of Six Artists’in sokaktaki sergi eylemleriyle, Tomislav Gotovac’ın performanslarıyla kesişimlerini tartışıyor.
Moni tarafından yazımına 1989’da başlanan ve madde madde güncellemelerle 2025’e ulaşan bir biyografinin de sunulduğu yayında, inceleme yazılarına Sezin Romi’nin sanatçıyla yaptığı “Moni’nin Hikâyesi” başlıklı söyleşi eşlik ediyor.

Salim Özgilik (Moni)
Moni Salim Özgilik, 1985’te Hacettepe Üniversitesi’ndeki jeoloji mühendisliği eğitimini yarıda bırakıp aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi’nde resim okumaya başladı. Ailesinden gelen ve “güçlü, kuvvetli, neşeli, benzersiz” anlamlarını taşıyan Moni mahlasını benimsedi. Kendi deyişiyle “atık objeler, kıyıdaki düşünceler, kitapta kalan kavramlar”dan yola çıkarak duvar resimleri, enstalasyon ve aksiyonlar ile performans ve happening’ler yaptı. Öğrenciliği döneminde üretimlerinin merkezinde bulunan Beytepe Kampüsü’nde sorgulayan, sorgulatan ve gündelik akışa müdahale eden işleriyle dikkati çekti.
Kampüsün ardından başkentin kamuya açık alanlarında izleyicileri birer katılımcıya dönüştüren performans ve happening’leriyle adını duyurdu. Kalabalık bir alt geçitten dümdüz bir çatıya, alelade bir ağaçtan bir galeri duvarına, bütün sergilemelerinde buluntu malzemelerle yeni ve özgün bir ifade alanı inşa etmeye girişti. Uluslararası yayınları, sergileri, bienalleri kendi imkânlarıyla takip etti. Allan Kaprow, John Cage, Joseph Beuys, Christo ve Jeanne-Claude’dan etkilendi. Töbank Sanat Galerisi (Ankara ve İstanbul) gibi, davet edildiği sergi mekânlarını sokağa çevirmeye niyetliydi. Ne var ki “zamanının ötesinde” nitelenen işleri sonucu yine kendi deyişiyle “egemenlerle başı belaya girdi.”

Moni 1992’de, “cebindeki 500 Amerikan doları, üç kuruşluk İngilizcesi ve kabına sığamayan sanatçı ezberiyle New York mega kentinin ortasına indi.” The City College of New York’ta sanat tarihi ve müzecilik alanında yüksek lisans eğitimi aldı. Bu yıllarda şarküteride de çalıştı, tezgâhtarlıkla da geçimini sağladı.
Studio 225 ve Wisteria Art Space gibi mekânlarda sergileri düzenlenen sanatçı, East Village’da hareket odaklı Earthdance grubuna katılarak performanslarda yer aldı. 1994-1995 yıllarında sadece üç sayı çıkarılabilmiş Yenirakı adlı Türkçe bir fanzinin kurucularından oldu. Domus, Milliyet Sanat ve Hürriyet Gösteri dergilerine yazılarıyla katkıda bulundu. New York dönemini takiben Türkiye’deki sanat ortamıyla bağları zayıflayan Moni, 2000’lerden itibaren pratiğinden uzaklaştı.

Sanat Pratiğinde Yeni Dönem
Salt’ın Sahnede 90’lar sergisinde (Salt Beyoğlu, 2022-2023 ve Kunstverein in Hamburg, 2024) seçili işleriyle yer alan Moni, hâlen Kaş ve Los Angeles’ta yaşıyor. Son iki yıldır yeniden üretmeye, resimler yapmaya başlayan sanatçı, “atölyede daha fazla zaman harcamaya; her yerden malzemeler almaya, toplamaya ve biriktirmeye” devam ediyor.
“Heyecan dolu ve cesaret ürünü olarak nitelenen işlerimin gün yüzüne çıkması birçok insanı şaşırtıyor… Hâlâ hayatta olduğuma şaşıranlar, sanata yapmış olduğum katkı için beni tebrik edenler var. Bütün bunlar beni motive ediyor ve gelecek için daha fazlasını yapmaya teşvik ediyor.” —Moni Salim Özgilik
Salt’ın yeni yayını ve söyleşi bilgileri için saltonline.org. adresini ziyaret edebilirsiniz.