Sanat dünyasının pandemiyle imtihanı devam ediyor. The Guardian’da yayımlanan Laura Cumming imzalı haber güncel durumu özetleyerek başlıyor: Londra’daki National Gallery’den Tate Modern Sanat Müzesi’ne kadar pek çok sanat kuruluşu geçici olarak kapalı. Aylar hatta yıllar süren emeklerle hazırlanan sergiler, gösteri ve etkinlikler ziyaretçi kabul etmiyor, tablolar duvarları süslese de sanatseverlerle buluşamıyor. Venedik Bienali’nin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine şüpheyle bakılıyor, Glasgow Uluslararası Görsel Sanat Festivali ise bir yıl sonraya ertelendi bile…
Hatırlarsanız, COVID-19 salgının başlangıç dönemlerinde Art Basel Hong Kong iptal edilerek çevrimiçi sanat fuarına dönüştürülmüştü. Fuarın Basel edisyonu ise haziran tarihini erteleyerek yeni tarihlerini 17-20 Eylül olarak açıkladı.
Madalyonun bir de diğer yüzü var. Artnews’ın haberine göre New York’taki Guggenheim Müzesi’nin evden çalışamayacak olan bir kısım çalışanına mart ayından sonra ücretlerinin ödenmeyeceği e-mail ile bildirildi. Pace Gallery’nin çalışanları da benzer durumdan şikayetlerini dile getirdi. Guardian’ın haberiyle birlikte bunlara Metropolitan Müzesi’nin de eklendiğini görüyoruz. Dünyaca ünlü müze, çalışanlarına nisan ayına kadar maaş ödeyebileceğini, sonrası için garanti veremeyeceğini duyurdu.
Küçük galeriler sıkıntı çekebilir
Art Newspaper’dan Ben Luke, tüm sanat galerisi sisteminin geleceğinin tehdit altında olduğunu düşünüyor. Guardian yazarı Cumming’e açıklamalarına şöyle devam ediyor: “Pandemiden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ekosistem zaten oldukça kırılgandı, ilgi çekici sanatçıların işlerini sergileyen küçük ama etkili galeriler, mega-galeriler tarafından yutuluyordu. Şimdi de Gagosian ve benzeri galerilerden küçük olan galeriler sıkıntı çekebilir.”
Luke, performans, enstalasyon ya da kavramsal sanat gibi ‘satılacak sanat’ üretmeyen ve halihazırda zor geçinen sanatçıların da üretimlerine son vermek zorunda kalabileceklerine dikkat çekiyor. Sanat dünyasının çok önemli bir dayanağı olan freelance çalışanların durumunun da endişe kaynağı olduğunu hatırlatıyor.
Kaynağı olan her çağdaş sanat müzesi online deneyimler vadederken, sanat kuruluşları turlardan heykellerin 3D modellerini görme imkanına ve arttırılmış gerçeklik deneyimlerine kadar pek çok fırsat sunuyor. Öte yandan, belki de yıllarca uğraşılarak ortaya konan eserlerin bir ekranın ardından tecrübe edilmesi de bir soru işareti.
Eserlerin kendi atmosferinde ve insanlarla birlikte deneyimlenmesinin farkına vurgu yapanlar da var: Royal College of Art’tan öğrenciler, haberde mezuniyet sergilerinin online platforma taşınmasından mutlu olmadıklarını dile getiriyor.
Liderlik görevi galerilerde
Peki sanatın geleceği? İngiltere Sanat Konseyi, salgından etkilenen kültür sanat kurumları ve sanatçılar için 160 milyon sterlin tutarında acil yardım paketi açıklasa da Guardian yazarı, bu önlemin bireysel sanatçıların kurtuluşu için yeterli olmayacağı görüşünde. Londra’nın bilinen galerilerinden Serpentine Gallery’nin sanat direktörü Hans Ulrich Obrist, sanat galerilerinin başı çekmesi gerektiğine inanıyor, Böyle bir zamanda sanatçıları desteklemenin kolektif görevleri olduğunu belirtiyor.Global pandemiden sonra sanat dünyasının nasıl bir durumda olacağını kimse bilmiyor olsa da, Çin ve Güney Kore’deki müzelerin yeniden açılması gibi haberlerle birlikte umutlar yeşeriyor…
Görsel: National Gallery önünden maskeyle geçen biri