Andy Warhol’un retrospektifi, bugün Londra Tate Modern’de açıldı. Sergi, Pop Art’ın süperstarının hayatına ve çalışmalarına yeni bir açıdan bakıyor.
“Hiç kimse Andy Warhol kadar yeni olanı sevmedi,” derler. Popüler bir radikal ve radikal bir popüler olan Warhol sosyal, kültürel, ekonomik, politik ve teknolojik alanda baş döndüren değişimlerin yaşandığı bir çağda “sanatı yeniden tasarlayan” bir sanatçı oldu. Ve… Pop Art’ta keşfedilecek bir şeyler mutlaka vardı.
Tate Modern, Pop Art’ın dahisinin sanatı değiştiren rengarenk klasik yapıtlarını bir araya getirirken, aynı zamanda sanatçının yaşam deneyimi ve aile tarihini kapsayan bilinmeyen bölgelere de giriyor. Warhol’un ailesinin göç hikâyesi, sanatçının eşcinselliği, annesinin sanatı üzerindeki rolü sergide ele alınan konular. Bu kapsamlı retrospektif Warhol’un biyografisinde ortaya çıkan arzu, kimlik ve inanç temalarının etrafında geziniyor.
OTOPORTREDEKİ DİNİ ETKİLER
Warhol’un göçmen bir aileye mensup olduğu biliniyor. Annesi Julia Warhola, 1921’de bugünkü Slovakya’dan Pittsburgh’a göç etmişti. Andy, 1928’de Pittsburgh’da Andrew Warhola olarak doğdu. Rumen Ortodoks Kilisesi’nin muhafazakâr bir takipçisi olan annesinin güçlü dini inançları Andy Warhol’un hayatını etkiledi ve çalışmalarının önemli bir bağlamını oluşturdu. Seçkide yer alan, 1986 tarihli, ’Otoportre’, Andy Warhol’un sanatındaki dini referanslara odaklanıyor.
Sergide sanatçının üniversite eğitiminin ardından bir ayakkabı şirketinde grafiker olarak çalıştığı yıllardaki üretimlerinin, sonraki yapıtlarına etkileri de göz önüne çıkarılıyor. Genç Warhol’un bu dönemdeki ilk grafik baskıları, 1959’da New York’taki Bodley Galerisi’nde sergiledi. Warhol o zamanlar bir anti-sanatçıydı. Seçkide yer alan 1962 tarihli, ‘Marilyn Monroe’nun Dudakları’ isimli eseri, sanatçının bu dönemini temsil ediyor.
Sanatçı 1961’den sonra paralar, konserve kutuları, telefonlar, daktilolar çizmeye başladı, buna “günlük hayatın yeniden üretimi” adını verdi. Warhol’dan önce kimse bu kadar sıradan nesnelere “sanat” demeye cesaret edememişti. Andy Warhol ayrıca sinema dünyasının simgelerini çizmeyi severdi. Kovboy olarak Elvis Presley, “pin-up” olarak Elizabeth Taylor veya Marilyn Monroe bunlardan bazıları. Bunun gibi çalışmalar, hızla ABD sanat sahnesinde tanıtmasını sağladı. tı. Warhol, artık Pop Art’ın önde gelen isimlerinden biriydi.
Warhol’un cinsel yönelimi de sergide önemli bir tema olarak işleniyor. Sanatçının 1950’lerden kalma erkek portreleri ve çağrışımsal erken çizimleri seçkide yer alıyor. Sergide Warhol’un Coca-Cola Şişeleri, Marilyn Monroe’nun ikonik tabloları, Mao portresi, Elvis resmi gibi klasik yapılarının yanı sıra erken dönem ileri de yer alıyor.
Andy Warhol retrospektifi, 6 Eylül’e kadar Londra Tate Modern’de açık kalacak.