MS 79 yılında İtalya’daki Vezüv Yanardağı patlamasıyla yıkılan kentin kalıntıları arasında yapılan keşifte ilginç bir mimari yapı meydana çıktı. Ağustos 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlaması sonucunda Herculaneum ve Stabiae kentleriyle birlike Pompei de lavların altında kalıp haritadan uzun süre silinmişti.
Aradan geçen neredeyse 2000 yılın ardından Antik Pompei kazılarında büyük ve oldukça ayrıntılı hamam keşfedildi. Şehrin zengin bölgesindeki Regio IX’daki Via di Nola’da bulunan bir evin kazıları sırasında bulunan hamanın, sahibi tarafından önemli misafirleri ağırlamak için kullanıldığına inanılıyor.
Statü Göstergesi
Termal havuzlardan oluşan bölmeleriyle kompleks, Truvalı Helen ile Truva Prensi Paris’in ilk karşılaşmalarını da gösteren, Truva savaşından esinlenilerek yapılan fresklerle dolu bir yemek salonuna bağlı. Güney İtalya’da bulunan Pompei arkeolojik parkında şimdiye dek bulunan en büyük hamamın Pompei’nin zengin bir üyesine ait olduğu ve sosyal statüsünü teyit etmek için seçkin konuklarını ağırladığı bir yer olduğu düşünülüyor.
Hamam kompleksi, caldarium (sıcak), tepidarium (ılık) ve frigidarium (soğuk) olmak üzere üç havuzu bulunuyor. Toplamda yaklaşık 30 kişiye ev sahipliği yapacak şekilde donatılmış. Ayrıca mozaik bir zemine sahip bir soyunma odası (apodyterium) da bulunuyor.
Sosyal Etkileşim Alanı
O dönemde bu tür komplesler, yalnızca kişilerin hijyen ihtiyacına hizmet etmemiş, aynı zamanda sosyal etkileşimin sağlandığı, iş anlaşmalarının gerçekleştiği, siyasi konuların konuşulduğu yerler olarak da işlev görmüştür. Nüfuzlu kişilerin ise ziyafetlere ev sahipliği yapması ya da böylesi mekânlarda misafir kabul etmesi sosyal konumlarını teyit etmenin bir yolu olarak benimsenmişti. Vezüv Yanardağ patlamasıyla küle dönen Antik Pompei kentinin kusursuz korunmuş hâli, 19. yüzyılda başlayan kazılarda, Roma’nın günlük yaşamına dair oldukça kapsamlı bilgi sunuyor.
