Pablo Picasso’nun bugüne dek gün yüzüne çıkmamış bir grup seramiği, 19 Haziran’da İsviçre’nin Cenevre kentinde Piguet Müzayede Evi’nde sanatseverlerle buluştu. Sanatçının 1947 ile 1964 yılları arasında Fransa’nın güneyindeki Vallauris kasabasında, Madoura Seramik Atölyesi’nde şekillendirdiği bu yedi eşsiz parça, Picasso’nun ölümünün ardından ailesi tarafından yakın bir aile dostuna armağan edilmişti. Tam 40 yıl boyunca özel bir koleksiyonda saklanan eserler, bu hafta ilk kez kamuya sergilendi ve ardından açık artırmaya çıktı.
Her biri el boyaması olan tabak ve tepsilerde Picasso’nun sanatsal evrenine özgü simgeler öne çıkıyor: güvercinler, keçi başı, balıklar, boğa ve kuşlar… Eserlerin her biri ayrı bir hikâye anlatıyor. Sakallı Adam başlıklı bir ince tuğla parçası ve balık desenli bir tabak 30.000 İsviçre frangına (yaklaşık 37.000 dolar) kadar alıcı bulabilirken, iki güvercinli tepsi ise müzayededeki en yüksek tahminle – 50.000 İsviçre frangı (yaklaşık 61.500 dolar) – dikkat çekiyor.
Piguet’in resim ve heykel departmanı sorumlusu Adeline Bisch Balerna’ya göre Picasso, bu dönemde artık “sanat tarihinde devrim yapmış” bir isim olarak yeni ifade yolları arıyordu. Seramik, onun bu arayışında oyun alanlarından biri hâline geldi. Madoura Atölyesi’nin olanakları, sanatçıya hem malzeme hem de biçim açısından yepyeni imkanlar sundu.
Piguet direktörü Bernard Piguet ise Picasso’nun çizimlerinin bugün ulaşılamayacak kadar değerli olduğunu hatırlatarak, seramiklerin hâlâ “makul birer giriş noktası” sunduğuna dikkat çekiyor: “Bu parçalar özgün Picasso eserleri – tıpkı tabloları gibi tek ve benzersizler.”
Açık artırma sadece seramiklerle sınırlı değil. Aynı koleksiyona ait olan ve daha önce sanat piyasasında görülmemiş iki Picasso kağıt işi de satışa sunuldu: Serenade (1919) başlıklı mürekkep ve sulu boya çalışması ile Famille balzacienne (1962) tarihli kurşunkalem çizimi. İkinci işin tahmini değeri 120.000 İsviçre frangına kadar çıkıyor.
Etkinlikte ayrıca Fransız sanatçı Yves Klein’ın 1959 tarihli ve şimdiye dek hiç sergilenmemiş mavi monokromu da yer aldı. Uluslararası Klein Mavisi’yle boyanmış Monochrome bleu sans titre, sanatçının zamansız mavi tutkusu ve kısa ömrüne rağmen sanat tarihine bıraktığı güçlü imzayı bir kez daha hatırlattı.