DenizBank ve Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğinde hayata geçirilen 4. DenizBank İlk Senaryo İlk Film Yarışması kapsamında gerçekleştirilen “Senaryo Sohbetleri” keyifli bir bölüme daha sahne oldu.
Yönetmen Bora Talat Oyacı’nın moderatörlüğünü yaptığı “Oyuncu Gözüyle Senaryo” başlıklı programın yirmi dokuzuncu bölümünün konuğu “Leyla ile Mecnun”, “Muhteşem Yüzyıl: Kösem”, “Ufak Tefek Cinayetler” dizilerinin ve “Dedemin İnsanları”, “Sev Beni” ve “Cingöz Recai” filmlerinin beğeniyle izlenen oyuncusu Ushan Çakır’dı.
Ushan Çakır programın moderatörlüğünü yapan Bora Talat Oyacı’nın senaryo ve oyuncu ilişkisine dair sorularının yanı sıra takipçilerin program esnasında sosyal medyadan ve YouTube üzerinden sordukları soruları da cevapladı. Ayrıca TÜRSAK Vakfı Instagram hesabından yapılan çekilişle programa katılan bir izleyici de Ushan Çakır’a sorusunu doğrudan yöneltme şansı buldu.
“Hikâyem, Büyüyünce Tiyatrocu Olacağım Cümlesiyle Başladı”
Programın klasik açılış sorusu olan “Hikâyen nasıl başladı?” sorusuna cevap veren Ushan Çakır, küçük yaşlardayken büyük keyifle takip ettiği bir diziyi izlerken ısrarla “Büyüyünce tiyatrocu olacağım” dediğini ve ailesinin de desteğini arkasına alarak bu yolculuğa çıktığını söyledi. İlerleyen yıllarda hayalinden asla vazgeçmediğini belirten Çakır, lise yıllarında tiyatro oyunlarında oynadığını ve yönettiğini ifade ederek “İlerleyen yıllarda da konservatuvar macerasıyla bugünlere geldim” dedi.
“Senaryo Kabul Etme Kriterim Ne Anlattığıdır”
Programda senaryo seçimlerini nasıl yaptığına dair fikirlerini sunan Ushan Çakır, bu seçimi yaparken kendisi için öncelikle hikâyenin ve karakterin ne olduğunun en önemli iki unsur olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Benim için senaryonun ne anlattığı o senaryoyu seçmemde en büyük faktör. Kendinizin iyi oynayabileceği bir senaryoyu seçmeniz rolünüzü en iyi şekilde ortaya koymanıza otomatik olarak etki ediyor. Bunun yanı sıra o senaryoyu filme-diziye çekecek yönetmen ve projede yer alan oyuncu kadrosu da önemlidir”.
“Karakterin Perspektifi Varsa Diğer Noktalar Arka Plana Düşüyor”
Programın ilerleyen anlarında “Ekranda kaldığın süre senin için bir kriter midir?” sorusunu cevaplandıran Ushan Çakır birçok meslektaşı için bu durumun çoğu zaman çok önemli olduğunu fakat kendisi için bunun hep geri planda olduğunu belirtti. “Rolün büyük veya küçüklüğünden ziyade karakterin perspektifine önem veriyorum ben. Karakterin perspektifi varsa diğer noktalar arka plana düşüyor” diyerek soruya dair görüşlerini paylaşan Çakır, “Televizyonda izlenememek seni endişelendiriyor mu?” sorusuna da “Ben dış etkenlerle çok fazla ilgilenmiyorum. Biz oyuncular olarak elimizden geldiğince iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz her zaman. Buna karşın projeler bazen izleniyor bazen de kimse ilgi göstermiyor” cevabını verdi.
“Televizyondaki Diziler Reklamların Arasına Çekiliyor”
Programın moderatörü Bora Talat Oyacı’nın ana akım ve dijital platform ayrımıyla ilgili sorduğu soruyu yanıtlayan Ushan Çakır önemli açıklamalarda bulundu. “Televizyondaki diziler reklamların arasına çekiliyor” diyen Çakır, dijital platformlara dair görüşlerini de şu cümlelerle ifade etti: “Dijital platform tarafında da olması gereken sürede bir iş ortaya çıkarıyorsunuz ve orada haliyle kalite daha yüksek oluyor ama kazandığınız para anlamında daha düşük bir meblağ ile karşılaşıyorsunuz.”
“Başarı İçin Yönetmen ve Oyuncu Ortak Bir Dil Kullanmalı”
Ushan Çakır, programda “Sette yönetmen-oyuncu ilişkisi nasıl olmalıdır ve bu ikilinin arasındaki ilişki projeye ne gibi katkılar sağlar?” sorusuna yönetmen ve oyuncu ikilisinin ayrılmaz bir bütünün parçaları olması tabiriyle yanıt verdi: “Yönetmen ve oyuncu o proje hakkında aynı hayali kurmalı ki ortaya çıkan proje de seyirci tarafından beğeniyle izlenip sahiplenilsin. İyi bir işin ortaya çıkması için yönetmen-oyuncu ikilisinin ortak bir dil üzerinde konuşmaları gerekir. Bu ortak dil ikisinin birbirlerini anlamalarını ve yaptıkları işin en doğru şekilde ortaya çıkmasına neden olur. Ben çalıştığım her yönetmenden çok şey öğrendim ve onlardan bana bir şeyler kaldı. Bir oyuncu için böyle de olması gerekir”.