İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, Osmanlı elyazmalarına odaklanan sergisi, ziyaretçileri metinler, objeler ile zamanlar arası bir yolculuğa davet ediyor. ”Hafıza-i Beşer: Osmanlı Yazmalarından Hikâyeler” sergisi, Osmanlı toplumunda çok dillilik, gündelik hayat, tıp, evren ve zaman bilgisi, toplumsal cinsiyet ve cinsellik gibi konuları içeren elyazmaları aracılığıyla, İstanbul’un tarihsel coğrafyasını yeniden ele alıyor ve Osmanlı hafızasının kapılarını aralıyor. Böylece sergi, 19. yüzyılda matbaanın yaygınlaşmasıyla etkisini kaybeden, 20. yüzyılda ise insanlar için bir bilgi, hikâye ya da maneviyat kaynağı olmaktan çıkıp koleksiyonerlerin ilgisini çeken Osmanlı elyazması kültürünü tekrardan gündeme taşıyor ve çok katmanlı kültürel mirasımızı tartışmaya açıyor.
Matbaa öncesi dönemde, el yazmaları kolektif bir okur-yazarlık anlayışını mümkün kılıyordu. Metinler, okur ve yazarlar arasında elden ele geçiyordu, böylece okur yazarlar metin kenarlarında diyaloğa da giriyorlardı. Yazmak kadar okumak da kolektif bir eyleme dönüşmüştü. Kimileri kahvehanelerde ve kıraathanelerde popüler hikayeleri yüksek sesle okuyordu, kimileri ise okurların notlarına cevap yazıyordu. Sonuç olarak sergi, el yazmalarının kolektif okuma-yazma kültürünü nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor ve metinleri hareket halinde, açık uçlu üretimler olarak görmeye davet ediyor.
Sergi, 25 Temmuz 2020’ye kadar İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde.