Maurizio Cattelan's Comedian, for sale from Perrotin at Art Basel Miami Beach 2019. Photo by Sarah Cascone. Source: news.artnet.com

Önüm, Arkam, Sağım, Solum Çağdaş Sanat!

//

Sanatatak’ın kurucusu, yazar, sanat eleştirmeni Ayşegül Sönmez’in yeni kitabı “Çağdaş Sanat Var Mı?” Everest Yayınları’ndan çıktı. “Güncel sanata ne oldu?”, “Çağdaş sanatta her şey aslında bir fikirden mi ibarettir?”, “Müzen varsa derdin mi var?”, “Kavramsal sanat öldü mü?”, “Bu da sanat mı?” gibi sorularla gelişen ve okuyucunun zihninde başka pencereler açan Sönmez’in kitabı sanatın aslında ne olup ne olmadığını, varoluşunu, işlevini, niteliğini ve değerini geçmişten günümüze uzanan çalışmalar, tartışmalar ve hikayelerle araştırıyor.

  • Geçtiğimiz günlerde Everest Yayınlarından çıkan kitabınız “Çağdaş Sanat Var mı?”da “Çağdaş sanat inanırsan vardır, inanmazsan yoktur” diyorsunuz. Siz ilk inananlardan mısınız? Çağdaş sanat var mı?

Ben ne ilk ne de son inananım. Sorgulayan ve onunla tutkulu bir ilişki yaşayanım. Dolayısıyla ondan şüphelenen ona bayılan, ondan uzaklaşanım da. Bir haz ve eleştiri ilişkisi kuranım. Çağdaş sanat elbette var. İnanırsanız.

  • Kim korkar çağdaş sanattan?

Kimin korktuğunu bilemiyorum. Korkacak bir şey görmüyorum. Etkilenecek çok şey görüyorum.  Üstüne düşünülecek. Eleştirilecek de çok şey buluyorum. Zevk alınacak pek çok şey hissediyorum.

  • Kitapta sorular sorarak çağdaş sanatın peşine düşüyorsunuz. Çağdaş sanat bir fikir midir? Yoksa Ai Weiwei’nın dediği gibi çağdaş sanat insanlığın durumuyla ilgili midir?

İşte o da size bağlı. Çağdaş sanatı tanımlamanın yüzlerce yolu var. Güzel ve işlevsiz diyebilirsiniz. İletişim de diyebilirsiniz. Her şey fikirdir. Sonra ürün olur. Çağdaş sanat bir ürün ve fazlası, bir ürün ve eksiğidir.

  • Çağdaş sanat ve güncel sanat arasındaki fark nedir? Sanatın bir kullanım süresi var mıdır? Bu süre nasıl belirlenir?

Kitapta böyle bir soru var. Modern biter, çağdaş ertesi gün başlamaz. Güncel sanat, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlaşma projesini eleştirmek üzere kullanılmaya başlanmıştı. Ben de Milliyet gazetesinde ve Milliyet Sanat dergisinde çağdaş sanat yerine güncel sanatı özellikle kullanmaya başlamıştım. Çünkü dil evimizdir. Bu evde bir değişiklik yapmak gerektiğine inanıyorduk. 1990’ların ilk yarısından itibaren tadilatta bayağı hızlı ilerledik. Çağdaşlaşma projesini çağdaşlıktan Türkiye’nin siyasi öznelerinin neler anladığını eleştirdik de eleştirdik. Ardından ama tadilata rağmen geldiler evi yıktılar. Kentsel dönüşüm, çağdaş sanat deyişini tek ulus tek bayrak dercesine dayattı. Çok metaforik oldu ama… Güncel sanat eleştirelliğini zaman içinde kaybetti. Eleştirel özneleri birer birer piyasa için koşturur oldu; ki çok normal. Böylelikle elimizde bir çağdaş sanat kaldı. Doğru da oldu. İçinden eleştiri çıkması da çok doğal.

  • İklim aktivisti gençler 72,5 milyon sterlin değerindeki Van Gogh’un “Ayçiçekleri” tablosuna domates çorbası fırlattı. Bu performans da kendi içinde çağdaş sanat olarak değerlendirilebilir mi?

Bunu bir Dadaist an olarak düşünüyorum. Ama Dadaistler kimin üstüne çorba boşaltılması gerektiğini çok daha iyi bilirlerdi. Van Gogh gibi aykırı, radikal, anti konformist bir ruha asla bunu yapmazlardı. Belki Monet olabilirdi hedef. “Ayçiçekleri” yanlış hedef; “Nilüferler” olmalıydı.

İlginizi çekebilir:  Çocuklara Çevrimiçi Atölyeler
“Çağdaş Sanat Var mı?” kapak.
  • Önümüz, arkamız, sağımız, solumuz muz ve koli bandıyla kuşatılmışken çağdaş sanat, bir reklam stratejisinin parçası olma yolunda mı ilerliyor?

Kitapta bu sorunuza dair pek çok yanıt, açmaz, sıkıntı var. Muz ne ilk ne de son. O anlamda çağdaş sanat determinist mi diye de soru var. Umarım okurlarla birlikte yanıtlarım.

  • Politik sanat yapmanın belli bir tarifi, bir metodu var mı? Peki çağdaş sanatın sınırları, kalıpları var mı?

Politik sanat yapmanın tarifi politik olarak sanat yapmak. Politik sanat yapmanın kurallarını da veriyorum kitapta. İki tanesini söyleyeyim sadece: Ele aldığınız konu diyelim ki cinsiyetçilik. Maddi ve manevi çıkar uğruna cinsiyetçiliğe karşı olun! İşinize karşı düşmanlar yaratın! Ya da size karşı olanları düşman ilan edin!

  • Çağdaş sanat izleyicisi birer emekçi mi?

Çağdaş sanat izleyicisi birer emekçi çünkü kapitalizm çalışmayanı sevmez. Boş günü olsun insanların bir gösteriye gitsin. Gösteride öyle sakin sakin otursun hiç ama hiç istemez. Sergiye gider kuyruk beklersiniz. Sergiye gider ankete katılırsınız. Sergiye gider sayfalarca belge okumak zorunda kalırsınız. Bunların hepsi birer emek. Sevgi emektir, unutmamak lazım.

  • Çağdaş sanat ne kadar anlaşılmazsa o kadar başarılı mıdır?

Hiç böyle bir şey demiyorum. Hiç böyle bir şey de düşünmedim. Aksine… Geçtiğimiz günlerde benim kitabımla ilgili değerli yazar Vivet Kanetti’nin attığı tweet önemli. “Sanata yaklaşımda Çince bize uzak geliyorsa suç Çincede olmalı ve ah nerede o eski mermer danteller seviyesinde takılıp kalmak istemeyen tüm twitdaşlara.” Şu sıra çağdaş sanata bakıp ama son derece uzaktan bakıp sonra ona suç atmak eğilimi var. Bu doğru değil. Paradigmaları, tarihi, aynı anda pek çok anı, emekçisi, öznesi, starları, eski starları, emeklileri, evsizleri, dolandırıcıları, gangsterleri, tacizcileri, sanat tarihçileri, parayla satın alınan eleştirmenleri, parayla asla satın alınamaz yazarları, sosyologları, galericileri, jet set flauner küratörleri, sanatçıları olan bir ekosistem bu; pek çok takım adadan oluşan…

  • Rönesans’ı yaşamış olsaydık eğer, çağdaş sanatı daha farklı mı yorumlardık?

Bunu bilemeyiz. Bu son derece anakronik bir soru. Ama yaşamamanın imkanlar yarattığını düşünüyorum. Rönesans’ı hiçbir saatin doğru göstermediği bir antikite olarak tanımlıyorum. Böyle düşünmeyi seviyorum. Bu tarifim bana teselli. Herkese de olsun!

  • Kitabın sonunda okuyucuya çeşitli sorular soruyorsunuz. Bu sorulardan birini size yöneltmek isterim. Çağdaş sanat dünyayı değiştirir mi?

Çağdaş sanat dünyayı değiştirmek zorunda değil! Ama bizi, sizi değiştirebilir. O zaman dünyanız değişir!

Ayşegül Sönmez
Previous Story

Kadıköy Kent İnisiyatifi Eylemi

Next Story

Topluluklar İçin ve Topluluklarla Birlikte

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.