Ödüllü Kısa Filmler Dijital Platformlarda - ArtDog Istanbul
Stiletto, 2021, Can Merdan Doğan

Ödüllü Kısa Filmler Dijital Platformlarda

///

Dijital platformların sayısı arttıkça ve izleme alışkanlıklarımız değiştikçe, festivaller ve özel seçkiler dışında çok da görme şansı bulamadığımız kısa filmlere olan erişim de artıyor. Örneğin Can Merdan Doğan imzalı kısa film Stiletto (2021), bu ay Mubi kataloğuna eklenecek yerli yapımlardan biri olarak öne çıkıyor. Mubi, geçtiğimiz aylarda, her ikisi de geçen yıllardaki Antalya Altın Portakal Film Festivalleri’nde En İyi Kısa Film seçilmiş, Irmak Karasu imzalı Mamaville (2020) ve Elif Refiğ imzalı Siz Biraz Uzak Kaldınız (2021) filmlerine yer vermişti.

Can Merdan Doğan’ın yönettiği Stiletto, geceleri taksicilik yapan bir adamın sabaha karşı eve dönerken gördüğü stiletto giymiş genç bir kadından etkilenmesini, uyanan arzuların dışavurumu sonucunda evliliğini tehlikeye atmasını ve ailesiyle karşı karşıya gelmesini konu alıyor. Dublin Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Uluslararası Kısa Film ödülünü kazanan film, BFI Londra Film Festivali, İstanbul Film Festivali ve Antalya Altın Portakal Film Festivali gibi festivallerin de aralarında olduğu ulusal ve uluslararası film festivallerinde gösterildi. Neyse ki günümüzde gelişen imkanlar ve değişen izleme alışkanlıkları sayesinde, film festivalleri, Stiletto için de tek seçenek değil ve film, festival izleyicisi dışında da kitlelere ulaşmaya devam edecek. Yönetmen, 17 Eylül’den itibaren Stiletto’yu kataloğuna ekleyecek Mubi’yi ayrıca önemsediğini söylüyor ve ekliyor: “Hem çok doğru bir sinefil kitleye ulaşıyor, hem de kısa, belgesel, uzun demeden filmlere çok güzel sahip çıkıyor.” Platform gerçekten de Türkiye pazarına açıldığından beri, festival gösterimlerinin sonrasında izleyiciyle buluşması çok da kolay olmayan kısa filmlere de sahip çıktığını kanıtlıyor ve neredeyse her ay, her gün yeni bir film eklenen programındaki bir günü yerli kısa filmlere ayırıyor.

Murat Kılıç, “Stiletto”

Stiletto, Siz Biraz Uzak Kaldınız ve Mamaville dışında, Türkiye’nin son yıllardaki kısa film üretimine dair size bir fikir verebilecek Ankebût (2020, Ceylan Özgün Özçelik), Büyük İstanbul Depresyonu (2020, Zeynep Dilan Süren), Suçlular (2020, Serhat Karaaslan), Tapınak (2020, Murat Uğurlu), Ablam (2019, Burcu Aykar), Cadı Üçlemesi 13+ (2019, Ceylan Özgün Özçelik) ve Taş (2018, Alican Yücesoy) da şu günlerde Mubi kataloğunda bulabileceğiniz kısa filmler arasında.

Can Merdan Doğan ile “Stiletto” üzerine…

  • Stiletto’yu kuir bir film olarak tanımlıyor musun? Türkiye’de kuir bir film yapmanın ya da göstermenin zorlukları var mıydı?

Evet, tanımlıyorum. İkili cinsiyet inşalarını, kültürün direttiği ve sınırlarını çizdiği yaşam tarzlarımızı ters yüz etmeye çalışan bir film ‘Stiletto. Karakterim Hasan, “Bana bir yönelim atamadan, beni kafanda bir yere hapsetmeden, kısaca, beni böyle sev, seveceksen” diyor. Bu da Türkiye’deki temsiller üzerinden yeni bir deneme. Film bu anlamda insanların kafasını karıştırdı. O kadar kalıplarla düşünüyoruz ki çünkü; herkes karakteri, e peki niye böyle bir arzusu var sorusu üzerinden bir kutuya yerleştirmeye çalışıyor. Gözümüzün yeni temsillere alışması, ‘kurmaca’nın olasılıkları gerçek kılan doğasına olanak vermekle mümkün. Bir karakter bunu yapmaz, böyle yapmalı diyerek, sanata da gerçeğin sıkıcı işlevini yüklemiş oluyoruz. Bu anlamda, kimlik kalıplarıyla filmi izlerseniz, sizi sınıfta bırakacak bir film Stiletto. Dünyanın her yerinde böyle bir film yapmak zor olabilir, çünkü Avrupa’daki temsillerde de belli kimlik kalıpları ve dayatmalar işliyor. Sandığımız kadar ‘açık’ kafalı değiller. Türkiye’de bu filmi heyecanla karşılayan, bu filmin değerini bilen, yeni bir şey yapmaya çalıştığımı fark eden o kadar çok insan var ki. Onlar bana yetiyor. Gerisi, bu adam gey mi, fetişist mi, o mu bu mu demeye devam edebilirler.

  • Başroldeki Murat Kılıç filme nasıl dahil oldu ve rolüne nasıl hazırlandı?

Sevgili uygulayıcı yapımcımız Selda Durna’nın Murat’a senaryoyu ulaştırmasıyla dahil oldu. Plastik olarak karaktere çok uygun olduğunu düşünüyordum Murat’ın ve çok da yetenekli buluyordum. Böyle bir rol için, erkek oyunculara giderken maalesef önyargılıydım. Hatta çok gardlıydım. En ufak olumsuz bir imada bulunacak ya da görüşte olacak oyuncuyla çalışmayacağıma dair bir karar almıştım. Murat, kuir bir hamleyle, benim önyargılarımı yıktı. Çok rahattı, çok tatlıydı. Muazzam bir karakter yarattı. Hangi uluslararası festivale katıldıysak, herkes Murat’ın performansını konuştu.

  • Çocukların yetişkinlere göre farklılıklara ve farklı olana daha açık; önyargıların ve nefretin öğrenilen bir şey olduğunu düşünüyor musun?

Muhakkak önyargılar ve nefret öğreniliyor. İşin acı kısmı çocuklar çabuk öğreniyor. Ama filmdeki karakter Özkan ve Gürkan da sadece çocuk ve önyargısız oldukları için değil, aynı zamanda babalarını sevdikleri için de durumu kolay kabul ediyorlar. Ona güveniyorlar çünkü. O yüzden, onlar için her şey ‘normal’. Olması gereken de bu değil mi? Sen benim ailemsin, diyebilmek. İnsanları ne giymiş, nasıl oturuyor dışında, özündeki şeyleri görebilmek. Dediğim gibi gözü alıştırmak önemli…

  • Dijital platformların Türkiye’deki sinema izleyicisinin kısa filmlere erişimini ve kısa film izleme alışkanlıklarını nasıl etkilediğini düşünüyorsun?

Artık cep telefonundan bile film izlendiği zamanlardayız. Alışkanlıklar değişti elbette ama üretimler değişmedi. Hepimiz her şeye ayak uyduruyoruz. İnsanların aynı salonda, kolektif halde film izleme deneyiminden uzaklaşması üzücü ama bu durum yeni bir şey değil zaten. AVM’lerin ortaya çıkışıyla, ‘90’larda başladı. Benim için film izleme deneyimi, tek başıma içine gömüleceğim, mümkünse kimsenin yorum bile yapmadığı, her şeyin sessizlik içinde olduğu bir yerde olmak demek. Bu anlamda, dijital kanallar ya da aygıtlarla izlemenin korkutucu bir yanı yok.

İlginizi çekebilir:  Tiyatro Kooperatifi IETM Üyesi Oldu
Mamaville, 2020, Irmak Karasu

Irmak Karasu ile Mamaville üzerine…

İki yıl önce Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kısa Film ödülüne layık görülen Mamaville, yaz tatilini anneannesinin yazlığında geçiren 15 yaşındaki Ferah’ın deneyimleri üzerinden kadın cinselliğine dair bir hikâye anlatıyor. 2020 tarihli filmi yönetmeni Irmak Karasu ile konuştuk.

  • Ece Yüksel’in canlandırdığı karakterin aynı anda büyümekte olmanın ve kadın olmanın getirdiği zorluklara karşı koyarak, etrafını gözlemleyerek geliştiğini görüyoruz. Filmde gördüğümüz karaktere Ece’nin katkısı ne ölçüde oldu, Türkiye’de kadın olma deneyimini sette birlikte tartışınız mı?

Ece’nin canlandırdığı Ferah karakteri üzerine Ece’yle hem sette hem set öncesi provalarımızda uzun uzun kafa patlattık. Bu dünyada bir kadın olarak var olmanın, kadın olarak arzulamanın ve arzulanmanın, büyümenin ve yetişkinliğe adım atmanın ikimiz için de nasıl deneyimler olduğunu konuşup tartışarak Ferah karakterini son haline evirdik.

  • Mamaville’in ışık kullanımı ve mekanla ilişkisi sette mi pekişti yoksa senaryo aşamasında da bunlarla ilgili notların var mıydı?

Mamaville’in senaryosu bu anlamda oldukça detay içeren bir senaryoydu diyebilirim. Filmin çıkış noktası, filmde gördüğümüz bu iki kadın bedeninin girip çıktığı mekanlarla kurdukları fiziksel, tensel ilişki. Dolayısıyla en başından mekan ve mekana taşan bedenler üzerinden hayal edilmiş bir film Mamaville.

  • Dijital platformların Türkiye’deki sinema izleyicisinin kısa filmlere erişimini ve kısa film izleme alışkanlıklarını nasıl etkilediğini düşünüyorsun?

Mamaville, Mubi’de yayınlanmadan önce daha çok festivaller ve kısıtlı sayıda kısa film seçkisi aracılığıyla seyirciyle buluştu. Mubi’de gösterime girmesiyle birlikte ön görebileceğimin çok üzerinde yorum, eleştiri, tepki aldım. Dürüst olmak gerekirse ben bu anlamda çok tutucuyum ve perdede izlemek için üretmeyi, perdede film izlemeye devam etmeyi önemsiyorum. Ekran bende asla aynı tatmin ve heyecanı yaratmıyor. Muhakkak ki dijital platformlar sayesinde, özellikle kısa filmler gibi gösterime girme ihtimali olmayan filmleri daha fazla izleyiciye ulaştırma imkanı doğuyor ve bu çok değerli. Ama bir yandan da izleme alışkanlıklarımızın böylesine bir hızla değişmiş olması beni korkutuyor.

Previous Story

Sinemada Yeni Sezon

Next Story

Bir Kelebeğin Kasırgası

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.