Kripto sanat, NFT, blockchain kelimeleri uzun zamandır gündemimizi meşgul ediyor. Daha da uzun bir süre de konuşulacak meseleler gibi görünüyorlar. Hepimizin “Nedir bu kripto sanat, nft?” diye araştırdığı bir dönemde biz de pek çok yazı okuduk, karşılıklı tartıştık, yorumlar aldık ve sevgili Feride İkiz ile kapsamlı bir dosyanın adımlarını attık. Röportaj serisinin konuklarından birisi de kendisi oldu. Zira bir finansçı, veri analizcisi ve koleksiyoner olarak ışık hızıyla gelişen kripto sanat dünyası hakkında söyleyecek pek çok şeyi vardı.
Kendisiyle kripto sanat dünyasında yaşanan gelişmeler, bu gelişmelerin finans ve sanat sektörüne etkileri, sektörde yer alan dikkat çekici sanatçılar, kripto sanat koleksiyonerliği ve gelecek öngörüleri üzerine konuştuk.
-
Dijitalleşme ve teknolojiyle birlikte sanat dünyasının dinamiklerinde çok ciddi değişimlerle karşılaştık. Bu değişim rüzgârı eser üretimlerini de etkiledi. Kripto sanat, NFT eserler ve blockchain teknolojisi de bu değişimlerin en önemli örneklerinden oldu. Siz bir koleksiyoner olarak bu değişimden nasıl etkilendiniz ve koleksiyonunuza nasıl yansımaları oldu?
Uzmanlık alanım finans, şirket satın alma ve ortaklıkları ancak teknolojik gelişmeleri gerek işim gerek özel hayatımda çok yakın takip eden biri oldum hep. Ortağı olduğum şirkette Veri Analitiği alanında liderlik yapıyorum. Tüm bunlar çağdaş sanat koleksiyonumu da etkiledi tabii ki. Farklı disiplinlerden Türkiyeli çağdaş sanatçıların işlerini biriktiriyorum. Koleksiyonumda heykelin yanı sıra dijital üretilmiş resim, video ve yerleştirmeler var. Üretiminde son teknolojiyi benimseyen kendini geliştiren sanatçıları, bu bir heykeli yontmadan önce 3D modellemesini bilgisayarda yapmak da olabilir, tamamen dijital bir video veya resim üretmek de olabilir, takdir ediyorum. Sanat alanında yeni teknolojilerin adaptasyonu gibi konularda eğitim faaliyetlerini, misafir sanatçı programlarını destekliyorum (örneğin Piksel Yeni Medya programı).
Refik Anadol, Machine Hallucinations: Nature Dreams – Last Memory. Kaynak: Nifty Gateway
Teknoloji ve uygulama alanları baş döndürücü bir süratle gelişiyor. Koleksiyon sanatçılarımla karşılıklı etkileşim hâlindeyiz. Kripto sanat piyasalarını da ilk olarak ha:ar’dan (Hande Şekerciler & Arda Yalkın) duymuştum. Uzun zamandır gönderdikleri makalelerin hepsini ilgiyle okuyordum, bir araya geldiğimizde hararetle tartışıyorduk. Sonra zaten her şey bu piyasalarda çok süratle gelişti. Blockchain teknolojisi sanat eseri gibi özgün varlıkların NFT (non-fungible token) gibi değiştirilemez simgeler ile temsiline imkân tanıdı. Dijital sanat eseri bir bilgisayar dosyasından ibaret kolaylıkla sonsuz adette kopyalanabilir. Blockchain teknolojisi “NFT token sende değilse, o eserin sahibi sen değilsin” diyor. Dosyanın bir değeri yok, değeri olan token. Blockchain teknolojisi eserin özgünlüğünü ve sahipliğini kanıtlamaya imkân tanıdığı için bu teknoloji sayesinde aslında dijital sanat eserinin bir değeri var. İşin bu boyutu tabii ki hemen ilgimi çekti ve hafta sonları dışarı çıkma yasaklarını da fırsat bilip ciddi araştırma yapmaya, piyasaları takip etmeye başladım.
“Geleneksel Piyasadan Tanıdığımız Sanatçıları da Görmeye Başladık”
-
Değiştirilemez, eşsiz ve benzersiz NFT eserler arasında sanatsal ve yaratıcı üretimler olduğu gibi sanat eseri demenin çok mümkün olmadığı imgeler de yer alıyor. İzleyici bu üretimlerin ayrımını nasıl yapabilir?
Çok doğru bir tespit bu. Pek çoğu, özellikle en başlarda satılan işler benim sanat zevkime hitap etmiyor. Sanatçıların pek çoğu geleneksel sanat piyasalarında faaliyet göstermeyenler. Kripto sanat eseri piyasası var olmadan önce sanattan geçimini sağlamayanlar. Ama hemen hemen hepsi tabii ki yaratıcı sektörlerden geliyorlar ve teknolojiyi çok iyi biliyorlar. Zamanla bu değişmeye başladı, hatta bu değişim mart itibarıyla da bayağı hızlandı. Şimdi geleneksel piyasalardan tanıdığımız sanatçıları da bu piyasada görmeye başladık, bu sanatçılar tabii beraberinde farklı bir koleksiyoner kitlesini de bu piyasalara getirecek. En son Pace Gallery John Gerrard’ın en beğendiğim işini NFT olarak satacağını duyurdu: Western Flag. Bunlar çok süratli ve önemli gelişmeler. Kripto sanat piyasasını anlamak için Dikkat Ekonomisi (Attention Ekonomisi) dinamiklerini de incelemek lazım diye düşünüyorum.
“Farklı disiplinlerden Türkiyeli çağdaş sanatçıların işlerini biriktiriyorum. Koleksiyonumda heykelin yanı sıra dijital üretilmiş resim, video ve yerleştirmeler var.”
Diğer yandan geleneksel piyasalarda da kimin en çok sattığı, neden çok yüksek fiyata satıldığı da bir tartışma konusu değil mi? Günümüzde bazı sanatçıların çok iyi pazarlama projesi oldukları konuşuluyor (En çok satanlardan Damien Hirst, Jeef Koons gibi). Kripto piyasada da çok başarılı pazarlama projeleri var tabii ki hemen göze çarpıyor.
“Bazıları için Şeffaflık, Bazıları için Gizlilik Cazip Kılacak”
-
NFT’lerin bir diğer ilgi çekici özelliği ise şeffaf ve takip edilebilir bir sistem ağı üzerinde temellenmesi. Birçok sanat eserinin fiyatı ve kime satıldığı bilgisi gizli tutulurken (ünlü müzayede ve fuarların açıklamaları hariç) NFT sisteminde her eserin sahibine ve fiyatına hızlıca ulaşmak mümkün. Bu durumun NFT eserlerin gördüğü ilgiye olumlu etkileri olur mu sizce?
Blockchain teknolojisi ile NFT eserlerin satışı ile ilgili kripto sanat piyasasında detaylı bilgilere ulaşmak mümkün (fiyat, eserin hangi koleksiyona satıldığı gibi). Bir finansçı gözüyle bu durum geleneksel sanat piyasasına kıyasla tabii ki çok büyük bir şeffaflık getiriyor, cazip olabilir. Ancak alıcı gizli kalmak istediği takdirde bu da mümkün. Pek çok kişi takma ismiyle de alım yapabilir. Merkeziyetsiz finans sistemi (blockchain teknolojisi) alıcının kimliğinin gizli kalmasına da imkân tanıyor. Bazıları için şeffaflık, bazıları için de gizlilik cazip kılacaktır bu piyasaları.
“Pak’ın Projesini Merakla Bekliyorum”
-
Bu alanda takip ettiğiniz sanatçılar kimler?
2020 son çeyreğinden itibaren kripto sanat piyasasındaki öncüleri takip ediyordum artık adını duymayan kalmadı herhalde bunlardan biri Beeple’dı (Christie’s müzayedesi açıklanmadan çok önce 2020 sonlarında toplam sanat eserleri satış değeri 7 milyon dolar’ı bulmuştu Beeple’ın). Christie’s’deki açık arttırmanın rekor fiyatla neticeleneceğine emindim açıkçası ancak rekorun hangi seviyede olacağını tahmin etmek zordu. Online müzayedenin sonuçlanmasına bir hafta kala fiyat 3 milyon dolar seviyesindeyken aramızda iddiaya girdik (kızım, ben ve bir galerici dostumuz). Hepimiz oldukça yüksek fiyat tahminlerinde bulunduk ancak kızım müzayede rakamına en yaklaşan oldu.
“Merkeziyetsiz finans sistemi (blockchain teknolojisi) alıcının kimliğinin gizli kalmasına da imkân tanıyor. Bazıları için şeffaflık, bazıları için de gizlilik cazip kılacaktır bu piyasaları.”
Ödüllü 3D motion designer Pak da yine ilk takip ettiklerimdendi. Rekor üstüne rekor kırıyordu 2020’de, kripto sanat piyasasında eserlerinin toplam satışı 1 milyon doları geçen ilk sanatçı olarak o da dünyada en çok takip edilen isimlerden biri olmuştu. Beeple’dan önce rekor kırdı. Sonra kısa bir zamanda sattıklarının toplam değeri 5 milyon doları buldu. Elon Musk’ın da takip ettiği biliniyor, hatta iş birliği yaptıkları düşünülüyordu o zamanlar. Zaten takip etmekte haklı da çıktım; Christie’s’in Beeple müzayedesi sonrasında Sotheby’s’in iş birliği yaptığını açıkladığı sanatçı Pak oldu. Projeyi merakla bekliyorum.
Video: Extrusion by Pak x Trevor Jones, Kaynak: Nifty Gateway
Ayrıca Trevor Jones, Gmunk gibi sanatçılarla, kripto piyasasına yeni giren ancak uzun zamandır dijital işler üretip satan Refik Anadol, ha:ar gibi sanatçıları da takip ediyorum. SuperRare’in mart ayında başlattığı Neïl Beloufa (Pirelli Hangar’da daha önce sergilenmişti), Petra Cortright, Shepard Fairey gibi sanatçıların ilk NFT’lerini satışa çıkardığı seri de beni ayrıca çok heyecanlandırdı.
“Koleksiyon Bir Tutku, Yatırımcı Değilim”
-
Kripto sanat konusuyla bir sanat izleyicisi olarak yakından ilgilenip araştırırken bir yandan da koleksiyoner kimliğinizle alım yaptığınızı biliyorum. Bir kripto sanat eseri almanın diğer sanat alımlarına kıyasla farkı nedir sizin için, nasıl bir deneyim?
Koleksiyon yapmak benim için bir tutku işi, katiyen bir yatırımcı değilim. Satmak maksadıyla eser almıyorum, popüler olanı alma tutkum yok diye açıklama yaptığım pek çok röportajım var. Kripto sanat piyasasının ise sundukları bugün için çok farklı. Dolayısıyla birbiriyle çelişen duygu ve düşüncelerdeyim. Aslında kripto sanat piyasasını bir koleksiyoner ve bir finansçı olarak takip etmeye başladım. Benim zevk ve beğenime çok da hitap etmeyen ancak kripto sanat piyasasındaki koleksiyonerlerin çok tutacağı eserleri bir finansçı ve veri analizcisi olarak tahmin edebiliyorum.
Ancak ilk aldığım iş çağdaş sanat piyasasında yakından takip ettiğim oldukça eleştirel bir isim oldu, kripto sanat piyasasındaki kitlelerin en beğeneceği iş olmayacağını bilerek aldım. Şimdilik kripto sanat piyasası koleksiyonum normal koleksiyon çizgimden biraz farklı seyrediyor. Talep göreceğini ve çalışmalarını kitlelerin uzun bir süre daha ilgiyle takip edeceğini bildiğim sanatçıların da işlerini alıyorum, bu sanatçılar zaten blockchain teknolojisinin sanatta yaptığı devrime katkıda bulunanlar olarak her zaman anılacak sanatçılar. Ancak koleksiyonumdaki sanatçıların büyük çoğunluğu sanat piyasasında tanınan, galerilerle daha önce çalışan sergiler açan, kariyerli sanatçılar. En başlarda kendi koleksiyon kriterlerime uygun eser bulmakta zorlanıyordum ancak bu süratle değişmeye başladı. Soyut işlerle yine ağır eleştirel işler de var. Temel tek fark kaldı, çağdaş sanat koleksiyonuma eskiden sadece Türkiyeli sanatçıların işlerini alıyordum ancak kripto sanat koleksiyonuma dünyadan sanatçıların işlerini alıyorum (içlerinde Türkiyeli sanatçılar da var tabii ki).
-
Kripto sanat sektöründe diğer sanat disiplinlerine nazaran, koleksiyonerin koleksiyonunda yer alan eserleri satması, yani ikinci el satışlar daha çok karşımıza çıkıyor diye düşünüyorum. Çünkü kripto sanat eserlerinin değerlenmesi hem süre hem de rakam olarak inanılmaz farklı dinamiklere sahip. Kendi koleksiyonunuzdan NFT bir eseri satmayı düşünür müsünüz? Sizin için bu dünyanın yatırım tarafı mı daha ağır sanatsal tarafı mı?
Çok doğru bir konuya değindiniz. Kripto sanat eseri almanın en önemli farkı piyasanın çok likit olması. En azından belli başlı büyük platformlar ve bu platformlarda satışa sunulan kripto eserler çok likit. (Her platformun ikinci el piyasası yok diye SuperRare’den Zack Yanger ile yaptığım röportajda öğrenmiştim). Bugün uygun fiyata satılan bir eser hemen ertesi gün aşırı yüksek fiyatlara alıcı bulabiliyor. Kısa zamanda çok değer kazanan eserler oldu, bazı edisyonlu işleri keşke iki tane alsaydım diyorum, birini satmak diğerini de ebediyen tutmak maksadıyla. İleride bu çelişkiye sıklıkla düşeceğime eminim. Ancak şunu söyleyeyim NFT eser almakla kalmadım virtual müze kurmak için de bazı adımlar attım, süratli ve derinliksiz bir proje değil bu, zamanla gelişecek. Bu röportajın sonunda değerlendirmeyi okuyucuya bırakıyorum, benim için bu dünyanın yatırım tarafı mı daha ağır basıyor yoksa sanatsal tarafı mı…
“…NFT eser almakla kalmadım virtual müze kurmak için de bazı adımlar attım, süratli ve derinliksiz bir proje değil bu, zamanla gelişecek.”
-
Kripto sanat sektörünün geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun sadece bir balon olduğunu ve ileride hatırlanmayacağını düşünenler de var, çağımızın sanatsal devrimlerinden biri olduğunu düşünenler de. Sizce henüz yeni ortaya çıkan ve bilinirlik kazanma sürecinde olan kripto sanat dünyasının geleceğinde bizi neler bekliyor?
Sanat tarihinde teknolojinin bir devir açtığına şahit olduğumuzu düşünüyorum. Bir koleksiyoner olarak en büyük arzularımdan biri sanat tarihinde ileride yazılacak bir değişime şahit olma arzusuydu. Bu arzumun karşılık bulduğunu görüyorum. Kripto sanat altyapısı olan blockchain teknolojisi ve sanat eserinin tekilliğinin belgelenebilir oluşu müthiş bir gelişme. Ben NFT’den çok önce dijital sanat eserleri alıyordum. Bazı eserler dijital olarak yaratılmış ancak son derece kaliteli basılıp satılmış eserler ancak pek çoğu bilgisayar dosyası şeklindeydi. Ama hep aileme karşı manevi bir yük hissediyordum. Benden sonra satılabilirliği biraz muallaktı, bu durum artık son buldu. Bundan sonra ancak olumlu gelişmeler olur.
Gelişimi Önlenemez, Büyümesi Kaçınılmaz
Aslında bugünden sonra kripto sanat piyasasında satışı yapılsın ya da yapılmasın, geleneksel sanat ortamında faaliyet gösteren bir sanatçının NFT belgeli olmayan bir dijital sanat eserini almak ne kadar mantıklı bunu da kısa bir süre tartışıp sonra adapte olacağız diye düşünüyorum. Dijital teknolojileri bir medyum olarak kullanan ve üreten sanatçıların bu teknolojiden faydalanmakla kalmayacağına, bir heykeltıraşın eserinin sertifikasının da
bundan sonra blockchain’de belgeleneceğine inanıyorum. Yine bu teknoloji, bir Picasso yağlı boya tablosunun onda birine sahip olmanızı ve bu sahip olduğunuz payın satılabilmesini de mümkün kılıyor, örnekleri yapıldı. Piyasalara geri dönersek eğer, evet bugün çok yüksek bazı sanatçılar belki bu piyasada ileride çok da başarılı olmayacaklar, bu mümkün. Ancak bu piyasanın getirdiği değişimin başarısını bir avuç sanatçıya bağlı görmemek lazım, dolayısıyla gelişimi de önlenemez olacaktır.
“Özetle bugün sanat dünyasında yeni Medici’ler doğdu, bu yeni Medici’ler ve onların sevdiği yeni medyumların, dolayısıyla dijital sanat eserlerinin ve kripto sanat piyasalarının büyümesi kaçınılmaz.”
Harari’nin “21. Yüzyıl İçin 21 Ders” kitabına sıklıkla atıfta bulunmayı seviyorum: “Teknolojik gelişmeler, sanal zekâ, dijitalleşme, veri analitiği… Dünyanın yönetimi çok kısa bir sürede sınırlı sayıda sermaye sahibinin ve mühendisin eline geçecek. Bugün dünyanın en büyük şirketleri arasına giren şirketlerin yarısı 5-10 yıl önce faaliyette bile değillerdi”. Özetle bugün sanat dünyasında yeni Medici’ler doğdu, bu yeni Medici’ler ve onların sevdiği yeni medyumların, dolayısıyla dijital sanat eserlerinin ve kripto sanat piyasalarının büyümesi kaçınılmaz.
Tüm bunları söyledikten sonra kısa not etmek istiyorum ki bugün en büyük platformların altyapısı dünyadaki e-ticaret platformlarıyla karşılaştırdığımda bence hâlâ çok zayıf. Girdiğinizde göreceksiniz, işlem yapmak ödeme yapmak bazen çok zor oluyor, altyapılar kaldırmıyor. Sistemdeki aksaklıklar yüzünden alamadığım çok eser oldu, 2 gün sonra da fiyatları değişti. Türkiye’den işlem yapıyor olmanın da hâlen hissedilen bazı güçlükleri var. Bu piyasaların gelişmesi için altyapıya da süratle yatırım yapılması lazım yoksa piyasalar büyüyemez. Bu yatırımların da sırada olduğu tahmin edilebilir, süratle VC’lerden yatırım alacaklarına ve bunları AR-GE’ye yatıracaklarına eminim.