Müzik TR100 ile Cumhuriyet’in Ses Arşivi - ArtDog Istanbul

Müzik TR100 ile Cumhuriyet’in Ses Arşivi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ’nin hayata geçirdiği Müzik TR100 projesi, ses mirasımızı, dönemlerinin özgün formatlarıyla yeniden hayata döndürüyor.

/

Müzik, toplumsal hafızanın en güçlü taşıyıcısıdır. Notalar, yaşanmışlıkları ve toplumsal dönüşümleri zamana karşı korur. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık tarihinde de müzik, kültürel kimliğimizin oluşumunda merkezi rol oynamıştır.

İBB Kültür AŞ’nin Müzik TR100 projesi, bu ses mirasını dönemlerinin özgün formatlarıyla canlandırıyor. Cumhuriyet tarihimizin müzikal panoraması, taş plaktan CD’ye, kasetten dijital QR kodlara uzanan bir koleksiyonla sunuluyor.

14 plak, 4 CD, 1 kaset ve QR kodlardan oluşan arşiv, Cemal Reşit Rey’in 10. Yıl Marşı’yla başlayıp, her dönemin müziğini kendi formatında sunarken, teknolojik değişim toplumun modernleşme sürecini de yansıtıyor.

Cumhuriyet’in İlk Notaları

Cumhuriyet’in kuruluşunda müzik, yeni kimlik inşasının parçasıydı. Atatürk’ün “Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, müzikteki değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir” sözü, dönemin müzik politikasını özetler. İlk taş plakta İstanbul Konservatuarı ve Şehir Tiyatroları Koroları’ndan 10. Yıl Marşı ve Sarı Zeybek, ikinci plakta Neyzen Tevfik, Deniz Kızı Eftalya ve Birsen Hanım, üçüncü plakta ise Sabite Tur Gülerman, Zeki Müren ve Âşık Veysel’in eserleri bulunuyor.

1960 ve 1969 Arası Dönem: Çok Seslilik ve Çok Kültürlülük

İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde geçen 1940’lar ve çok partili hayata geçişle şekillenen 1950’ler, Türkiye’nin müzik dünyasında da yeni etkilere kapılarını açtığı yıllardı.

Müzik TR100 koleksiyonunda bu dönem, 45’lik plaklarla temsil ediliyor. İlham Gencer ve Vokal Grubu Karakediler’den Bak Bir Varmış Bir Yokmuş’a Timur Selçuk eşlik ederken, ikinci 45’likte Tülay German Burçak Tarlası’nı ve Hümeyra da Kördüğüm’ü söylüyor. Üçüncü 45’lik ise Âşık Mahzuni Şerif ve Âşık İhsani ile tamamlanıyor.

Altın Mikrofon

1960’lar, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gençlik hareketlerinin, sosyal uyanışın ve kültürel değişimin yıllarıydı. Bu bölümü İzzet Öz şöyle anlatıyor:

“…Hürriyet gazetesi harika bir atılımla müziğimize büyük bir renk kattı ve Altın Mikrofon Yarışması tüm dengeleri değiştirdi. Bir kulağında Batı’dan gelen müzik akımları, diğer kulağında Anadolu’nun o güzel ezgileri olan gençler, Batı formlarını yerel tınılar ve temalarla harmanlayarak izleri bugüne kadar uzanan yepyeni bir ses buldu. Renklenen kültür sanat hayatıyla, ülkemizin en önemli sanatçıları ve müzik aşığı gençler aynı yarışmada bir araya geldiler. Pikap ve 45’lik plakların satışları zirveye ulaştı. Değerli sesler ve besteciler, bu yarışmayla filizlenen Türk pop müziğinin ilk büyük devrimini gerçekleştirdi.”

Koleksiyonun bu bölümünde 33’lük bir LP yer alıyor.

Eurovision ile 1970 ve 1979 Arasındaki Dönem

Murat Meriç’in anlatımıyla bu deli dolu dönemin kapılarını aralıyoruz:

“1970’li yılların anahtar kelimesi ‘umut’. ‘Türkçe sözlü hafif Batı müziği’ ifadesiyle tarif edilen pop atağa kalkmış, bestecilerimiz artık bilinir olmuş, gençler yeni arayışlara girmiş; ağır alaturka eserlerin yerini neşeli şarkılar, Anadolu pop’un yerini disko soslu düzenlemeler almış, televizyon radyonun, kaset plağın tahtını zorlamaya başlamış, Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmak suretiyle beynelmilel arenaya adım atılmış; kısaca müzik çokça konuşulur olmuştu. Yeşilçam aracılığıyla beyazperdede boy gösteren şarkılar, şarkıcılar da cabası. Memleket meseleleri derseniz, şarkılar aracılığıyla artık herkesin dilinde. Türkiye’nin ‘70’li yılları, 32 kısım tekmili birden renkli bir hikâye.”

Koleksiyonun bu bölümünde, 33’lük LP’ler yer alıyor. Barış Manço, Cem Karaca, Moğollar, Erkin Koray gibi Anadolu Rock’ın öncü isimlerinin yanı sıra, Seyyal Taner, Alpay gibi Türk pop müziğinin değerli seslerinin eserleri de bulunuyor. Selda Bağcan’ın Gesi Bağları yorumuna Orhan Gencebay, Bülent Ersoy ve Okay Temiz eşlik ederek bu dönemi tamamlıyorlar.

1980 ve 1989 Arasındaki Dönem

1980 askeri darbesi sonrası Türkiye’nin liberal ekonomiye geçişi, küreselleşmenin hızlanması ve medya dünyasındaki değişimler, müzik endüstrisini de dönüştürdü. Derya Bengi bu dönemi şöyle anlatıyor:

“1980’ler teyplerin, walkman’lerin, kasetlerin egemenliğindeydi. Plaklar ufukta kaybolurken CD’lerin şafağı henüz sökmemişti. Ekranlar renkleniyor, bilgisayar eve giriyordu. Askeri darbe sonrası müzik de bir geçiş dönemindeydi. Fırtına öncesi çok sesli bir sessizlik.”

Müzik TR100’ün bu bölümünde Sezen Aksu’dan Sen Ağlama ile başlayan kasetimiz, İbrahim Tatlıses’ten Mavi Mavi ile tamamlanarak dönemin ruhunu hissettiriyor.

1990 ve 1999 Arasındaki Dönem

Müge Yazıcı Ergin bu dönemi çok güzel özetleyerek şöyle tanımlıyor:

“1990’lar şüphesiz dünya müzik tarihinin birçok anlamda en ikonik dönemlerinden biri. Dünyada grunge, hip hop, R&B, EDM, pop punk gibi türlerin yükselişi izlenirken, Türkiye’de ağırlıklı olarak Türkçe pop rüzgârları esti. Özel televizyon ve radyoların açılmasıyla güçlenen müzik endüstrisi, bu zaman diliminde çok sayıda yıldız isim çıkardı. Teknolojinin ilerlemesine paralel gelişen medya araçları sayesinde müzisyen ve dinleyici hareketlerindeki değişimin fazlaca hissedildiği 1990’ların, toplumlar üzerinde en fazla iz bırakan dönemlerden biri olduğu kuşkusuz. Kasetlerin varlığını koruduğu, CD’nin yaygınlaşmaya başladığı bu geçiş döneminin hâlen günümüz müzisyenleri üzerinde sound ve içerik anlamında ilham verici olduğu ise aşikâr.”

Burada koleksiyonumuza bir double CD albümle devam ediyoruz. Müzik TR100’ün bu bölümünde Sezen Aksu’nun prodüktörlüğünde yükselen yeni nesil pop yıldızları, Tarkan’ın uluslararası başarısı, arabesk-pop füzyonu bu seçkide yer alıyor.

2000 ve 2009 Dönemi

Milenyumla birlikte müzik üretimi ve tüketimi tamamen dijitalleşti. İnternet, dijital içerik platformları ve sosyal medya, müzik endüstrisinin kurallarını yeniden yazdı. Ekin Sanaç bakın bu dönemi nasıl anlatıyor:

“MP3 çalar, streaming, sosyal medya, video platformları ve akıllı telefonun icadı; MySpace’in demo kültürünü dönüştürmesi, “her eve internet” devrine geçilen bu on yıla tekabül ediyor. Rock’ta uzun yıllar etkisini sürdürecek birçok yeni isme ev sahipliği yapan 2000’ler, modernleşme çabasındaki pop yaklaşımları, rap’in kitleleri ele geçirişi, arabeskin farklı türlerle iç içe geçmesiyle de dikkat çekici. Türkiye’nin coşkulu müzik festivallerinin etkisine girdiğinin de altını çizmeli. Aynı dönem, protest müzik yeni anlamlar kazandı; rock şarkılarından süperstar konserlerine savaş karşıtlığı damga vururken, radikallikten uzak ılımlı söylemlerle politika her tür müzikte kendini hissettirdi.”

Koleksiyonun bu bölümü double CD ile taçlanıyor. Mor ve Ötesi, Duman gibi rock temsilcilerinden, Mercan Dede, Baba Zula gibi deneysel isimlere, Teoman, Hande Yener gibi yıldızlardan Vega, Pinhani gibi alternatif gruplara uzanan geniş yelpazedeki sanatçılarla, 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti müzikal külliyatı tamamlanmaya yaklaşıyor.

2010 – 2019 Dönemi

Bant Mag.’den James Hakan Dedeoğlu, “…2010’ların, yeni geride bırakmış olsak da elle tutulur formatların aramızdan gerçek anlamda ayrıldığı, müzik platformlarının egemenliğini ilan ettiği on yıl olarak anılacağını şimdiden söylemek yanlış olmaz. Ama plak dünyası için de bir parantez açmak gerek. Kasetlerin ve CD’lerin hükmettiği yıllarda unutulan plak formatı, ısrarcı ve zevkli müzikseverler tarafından yeniden canlandırıldı. Bu hareket yerli müzik sahnesi tarafından da benimsendi. Alternatif müzik sahnesinin birçok ismi albümlerini dijital ve plak formatında yayınlamaya başladılar. Bu yaklaşım zamanla ana akıma da tesir etti ve popüler birçok isim, albümünü plak formatında yayınlama furyasına katıldı.” cümleleriyle bu dönemi anlatıyor.

Bu dönemi özetleyen parçaların bulunduğu 33’lük LP’de Mabel Matiz, Gaye Su Akyol, Cem Adrian, Hadise, Ezhel gibi isimler yer alıyor.

2020 – 2023: Günümüzün Özeti

“2020’lerin daha yarısına bile gelmiş değiliz ama dönemin şu ana dek yaşattıkları, birkaç on yıla bedel. Malum, etkisi hâlâ süren pandemiyle açıldı 2020’ler. Ekranlarla sosyalleşmenin yollarını aradık, konserlere yatak odalarımızdan katılmayı denedik. Müzik habitatının her bileşeninin var olma mücadelesi, her zamankinden daha da çetin bir hâl aldı; koca koca yasaklara rağmen dayanışmanın karşı konulamaz gücü de büyüdükçe büyüdü. Müziğin üretildiği ve dinlenildiği ortamlar iyiden iyiye dijitalleşirken, sektör de yeni alışkanlıklarla, yeni “format”larla en hızlı dönüşümlerinden birini geçiriyor.” diyerek anlatmış Cem Kayıran bu dönemi.

Ve artık müziğin fiziki formattan tamamen sıyrılarak QR kodlarla taranıp dinlendiği bir dönemde günümüzün en parlak isimlerinin oluşturduğu 18 parçalık bir listeyle 100 yılımızı tamamlıyoruz.

Kolektif Bir Kültürel Hafıza

İzzet Öz, Murat Meriç, Derya Bengi, Gökhan Akçura, Cemal Ünlü, Müjde Yazıcı Ergin, Aylin Güngör, J. Hakan Dedeoğlu, Cem Kayıran ve Ekin Sanaç gibi alanlarında iz bırakmış isimlerin birlikteliği, projenin akademik değerini yükseltiyor.

Koleksiyon değeri taşıyan ve ilk baskısı 3000 adetle sınırlı olan bu özel set, seçili İstanbul Kitapçıları, müzik mağazaları ve www.muziktr100.kultur.istanbul adresinden satın alınabilir. Mart boyunca İstanbul Kitapçısı şubelerinde seçili müzik kitapları %20 indirimli sunuluyor.

Bu bir işbirliği yazısıdır.

 

ArtDog Istanbul 27. Sayı100,00250,00Mart – Nisan 2025

“İnsan Nedir” Sayısı şimdi hem basılı hem de dijital versiyonuyla yayında!

ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.

Başarılı

Previous Story

Sanatta Yapay Zeka: Gelecek mi Tehdit mi?

Next Story

Fikret Muallâ’yı “Okumak”

0 0,00