Türk çağdaş sanatının önemli isimlerinden Murat Sinkil’in resimleri, Lebriz / Art 212’de izleyiciyle buluşuyor. Sinkil’in 2018’de vefatının ardından kardeşi Nurdan Sinkil’in çabalarıyla oluşturulan “Murat Sinkil’in Ardından” sergisinde, sanatçının İstanbul döneminden “Sinkil Parası” ve “Mavi Seri”sinden örnekleri, Antalya döneminden ise “Likya Sikkeleri” ve ilk kez görülecek son üç yılında ürettiği işleri yer alıyor.
Nurdan Sinkil, tamamen kişisel imkanlarıyla sanat tarihçisi Nergis Abıyeva ile ağabeyinin bıraktığı biyografik notlarını, arkadaşlarının görüş ve anılarını paylaşarak “Çağdaş Resmin Dervişi Murat Sinkil” kitabının yazılmasını sağladı ve muratsinkil.com adlı web sitesini kurdu.
Murat Sinkil Hakkında
1952 doğumlu Murat Sinkil, ilk resim eğitimini Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsü’nde Mürşide İçmeli ve Mustafa Ayaz’dan alarak 1976’da mezun oldu. 1978’de eğitiminde derinleşmek isteğiyle İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne (bugünkü MSGSÜ) girerek Neşet Günal Atölyesi’nde Mehmet Güleryüz’ün öğrencisi olarak yetişti; İDGSA’dan 1982’de mezun oldu. 1979’da öğrenciliğinde katıldığı “2. Yeni Eğilimler” sergisinde görülen, üzerlerini boyadığı eski ve yırtık 5 liralarla dikkatleri üzerine çekti. Ardından üzerine “Sinkil Parası” yazdığı banknot boyutundaki tuval üzeri yağlı boya resimleri ile adını iyice duyurdu. Dönem arkadaşı Bedri Baykam’ın “kalpazanlık” diye nükteyle yorumladığı bu kendi yarattığı paralarını ömrü boyunca üreterek alışverişlerinde kullandı, dolaşıma soktu.
Sanatçı, 1982’de Akademi’den mezun olunca bir süre hocası Mehmet Güleryüz’ün asistanlığını yaptı. İlk kişisel sergisini 1986’da Berk Sanat Galerisi’nde açtı. Yeni Dışavurumcu üsluptaki resimlerini 80’li yıllarda üreterek Galeri BM, Urart Sanat gibi galerilerde 5 kişisel sergi yaptı; Maçka Sanat, Gorbon Sanat gibi galerilerde ve 2. İstanbul Bienali’nde bir çok grup sergisine katıldı. Caddebostan Sanat Evi’nde ve Çizgi Sanat Evi’nde ders verdi. 1990 yılında gördüğü bir rüyasının izini sürerek Mavi Seri’yi yapmaya ve bu resimlerinin anlamını aramaya koyuldu. 2 yıl boyunca hiç durmadan, belki bini aşkın mavi resim yaptı; yüzlercesini de yakıp yok etti. 2 yıl sonra aradığını bulamadığını ifade ettiği bir küskünlük dönemine girerek 6 sene resim yapmayı bıraktı.
1998’de yaşamında yeni bir sayfa açmak üzere Antalya’ya taşındı. Orada kurduğu atölyesinde pek çok öğrenci yetiştirirken, yavaş yavaş tekrar resim yapmaya da başladı. Antalya Müzesi’nde incelediği Likya sikkelerinden, seramik kap desenlerinden ve çakıl taşlarından esinlenerek çıkardığı resimlerini sergiledi. Çevresini kaplayan doğanın özellikleri, dağlardan kopup sahile gelen dallar, daldaki ve tezgahtaki portakallar, çocuksu algılar, hayal ve hafıza dünyası, ürettiği sayısız resmine konu oldu; ama yaşamında görünür, bilinir olmamayı seçtiğinden sergilenmedi. Bu resimler sanatçının ölümünden sonra ortaya çıktı, sağlık sorunu nedeniyle dünyada bir kaç senelik süresi kaldığını öğrendikten sonra yoğunlaştığı son dönem yapıtlarının hikayesi, bıraktığı biyografik notlarında gün yüzüne çıktı.
*“Murat Sinkil’in Ardından”, 8 Nisan’a dek Kadırgalar Caddesi 8B Nişantaşı adresindeki Lebriz / Art212’de görülebilir.